Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesinin esastan ret hükmünün yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata yönelik olarak KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi hükmünün yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.09.03.2022 (Çrş.)...

    O halde mahkemece davalı-davacı kadının hissedarı olduğu taşınmazların değeri, varsa kira gelirinin tespit edilip, bu gelirin davalı-davacı kadını yoksulluğa düşmekten kurtarıp kurtarmayacağı araştırılıp, değerlendirilerek sonucu uyarınca yoksulluk nafakası istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte göseterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 09.09.2015(Çrş)...

      Dairemizce duruşma açılarak uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda tarafların kusur belirlemesine ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, kararın kusura ilişkinin gerekçesinin "erkeğin sürekli alkol alıp evini ve eşini ihmal ettiği, Eşinin sosyal ilişkilerini kısıtladığı, kadının da eşine yönelik küçük düşürücü söz ve davranışları ile eşinin ailesini küçümseyici davranışlarının olduğu," bu şekilde tarafların eşit kusurlu olduğu şeklinde düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine ilişkin verilen ilk derece Mahkemesinin kararı istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden kadının yoksulluk nafakası istemi hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Oysa ki maddede açıkça belirtildiği gibi kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T./Ateş D: Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İkinci Cilt, Ocak 2019, s. 302). 15. Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır. Başka bir ifadeyle, geçimini kendi mali kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan taraf diğer koşulları da varsa yoksulluk nafakası talep edebilecektir. 16....

        Aile Mahkemesince, davalı erkek tamamen kusurlu kabul edilerek, davanın kabulü ile tarafların TMK m. 166/1 gereğince boşanmalarına, velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk yararına aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 10.000 TL maddi tazminata ve 10.000 TL manevi tazminata yönelik hüküm verilmiş, davalı erkek tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davalı erkeğin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesince verilen karara karşı davalı erkek tarafından temyiz itirazında bulunulmuştur. 3-Mahkemece davacı kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmiştir....

          Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, buna bağlı olarak aleyhe hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakasının hatalı olduğu, iştirak nafakası miktarının yüksek olduğu, ziynet alacağı davasının reddi gerektiği gerekçeleri ile kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakası ile iştirak nafakası miktarı ve ziynet alacağı davası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2. Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat miktarlarının yetersiz olduğu gerekçeleri ile iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....

            , davacı kadının diğer, davalı erkeğin ise katılma yoluyla yoluyla yoksulluk nafakası, maddi-manevi tazminatlara yönelik istinaf istemi esastan, erkeğin diğer istinaf taleplerinin usulden reddine karar verilmiştir....

              Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarihli ve 1998/2-656 E., 1998/688 K.; 16.05.2007 tarihli ve 2007/2-275 E., 2007/275 K.; 20.06.2019 tarihli ve 2017/2-2424 E., 2019/751 K. sayılı kararlarında; “yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim” gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların “yoksul” kabul edilmesi gerektiği benimsenmiştir. Başka bir ifadeyle, geçimini kendi malî kaynakları ve çalışma gücüyle sağlama imkânından yoksun olan taraf diğer koşulları da varsa yoksulluk nafakası talep edebilecektir. 16. Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının özünde, sosyal ve ahlâki düşünceler yer almaktadır....

                Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (...07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....

                  Davacı (kadın)'ın boşanma davasında yoksulluk nafakası talebi bulunmamaktadır. Kadının nafaka isteği tedbir nafakası ile ilgilidir. Talep aşılarak davacı(kadın) yararına yoksulluk nafakası verilmesi doğru olmamıştır. Davalı erkeğin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Sonuç olarak; Davalı erkeğin yoksulluk nafakası dışındaki sair tüm istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Davalı erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu