Tarafların evlilik süresi dikkate alındığında mahkemece boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın için toplu yoksulluk nafakası takdir edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmış ise de toplu yoksulluk nafakası takdir edilirken takdir edilen aylık yoksulluk nafakası tutarının belirtilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının da yeterli bulunmadığı anlaşıldığından davalı davacı kadının toplu yoksulluk nafakası verilmesine yönelik istinaf talebinin reddine, takdir edilen yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin ise kabulü ile ilk derece mahkemesinin yoksulluk nafakasına ilişkin hükmünün kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; davalı davacı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren TMK'nın m.175 ve m.176 uyarınca aylık 500 TL'den iki yıllık toplam 12.000 TL yoksulluk nafakası takdiri ile davacı davalı erkekten alınarak...
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle karar gerekçesinde davalı kadının açık yoksulluk nafakası istemi olmadığı halde yoksulluk nafakası isteminin reddinden söz edilip; hüküm fıkrasında bu konuda bir hüküm kurulmadığı ve böylece kesin hüküm oluşturacak şekilde karar verilmediğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.10.2010(Pzt)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-*Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının yoksulluk nafakası istemi olmadığı halde talep aşılarak, kadın lehine yoksulluk nafakası takdiri usul ve yasaya aykırıdır.(HUMK.md.74) SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda l. bentte gösterilen nedenlerle ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03.12.2008 çar....
DAVA ... erkek vekili dava dilekçesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına ve erkek lehine 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî ve 180.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 1- Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, hükmün 6 numaralı bendinde yer alan nafakaların, dava tarihinden hükmün kesinleşmesi tarihine kadar tedbir, bu tarihten itibaren iştirak nafakası niteliğinde, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan istinaf isteminin ESASTAN REDDİ; 2- Davacı kadının istemi münhasıran tedbir nafakasına ilişkin olup, yoksulluk nafakası (TMK m. 175) isteği bulunmamaktadır. Bu durumda; yoksulluk nafakası yönünden “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilecek yerde, yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru değildir....
Bu durumda ........2007 tarihinden 02.07.2009 tarihine kadar alacaklı lehine aylık 300 TL tedbir nafakası, 02.07.2009 tarihinden sonra ise aylık 200 TL yoksulluk nafakası olarak işleyeceğinden ....05.2012 tarihli haciz müzekkeresinde işleyecek aylık yoksulluk nafakasının 300 TL üzerinden talep edilmesi doğru değildir. O halde Mahkemece, borçlu vekilinin haciz müzekkeresinde işleyecek hatalı aylık nafakanın iptali ile aylık 200 TL olarak düzeltilmesine yönelik şikayetinin kabulü gerekirken, eksik inceleme ile anılan şikayetin sadece nafakanın iptali istemi olarak kabul edilip, reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/.... (HMK m. 297/ç) ve İİK'nun 366/.... maddeleri gereğince ......
Davalı-karşı davacı kadın vekilinin beyanı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilip, edilmeyeceğine dair kanaat oluşturmaya yeterli değildir.O halde mahkemece davacı kadının çalışma durumunun araştırılarak, sürekli çalışıp çalışmadığı, işten ayrılmış ise ayrılma sebebi, sürekli çalışıyor ise gelirinin davalı-karşı davacı kadını yoksulluğa düşmekten kurtarıp kurtarmayacağı araştırılıp değerlendirilerek yoksulluk nafakası istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davalı-karşı davacı tarafın beyanı ile yetinilip eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
verilmiş, davalı-karşı davacı kadının karar düzeltme istemi de Dairemizin 25.10.2018 tarihli ve 2018/271 esas, 2018/12006 karar sayılı ilamı ile reddedilerek, karşılıklı boşanma davasında yoksulluk nafakasının miktarı dışında kalan tüm hususlar kesinleşmiştir....
Hal böyle olunca, tarafların ekonomik ve sosyal durumu yeniden araştırılarak, kadının sürekli ve yeterli gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı tespit edilerek, boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmediği araştırılarak yoksulluk nafakası (TMK m.175) istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile kararın 1. bentte açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden ...'...
Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hakim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde; kendisi ve müşterek çocuk için tedbir nafakası talep etmiş, mahkemece hükmün 1 numaralı bendinde davacının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, talep yoksulluk nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, tedbir nafakası mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın ayrı yaşama nedenine dayalı bir tedbir nafakası davası olarak nitelendirilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir....