"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Davacı yanca açılan iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebi üzerine kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, ambalaj sektöründe faaliyet gösteren müvekkili şirketin borca batık hale geldiğini, iyileştirme projesinin uygulanması halinde borca batıklıktan kurtulacağını ileri sürerek, iflasın ertelenmesine ve tedbire karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, 27.03.2013 tarihinde tedbir kararı verilmiş, bir kısım müdahillerin itirazı üzerine 24.06.2013 tarihli ek kararla, tedbir kararının A-2-5 ve B-6 no'lu bentlerinde hükmedilen tedbirlerin maddi hukuka ilişkin olduğu gerekçesiyle anılan tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Ek kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Mahkemece 04/08/2023 tarihli ara kararı ile tedbir talebi kabul edilerek, %15 teminatla, icra veznesine girecek paraların davalı alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Davalı 22/08/2023 tarihinde tedbire itiraz dilekçesi vermiş, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı borçlu vekili mahkemeye verdiği dilekçe ile, İstanbul ......
Mahkemece 04/08/2023 tarihli ara kararı ile tedbir talebi kabul edilerek, %15 teminatla, icra veznesine girecek paraların davalı alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Davalı 22/08/2023 tarihinde tedbire itiraz dilekçesi vermiş, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davacı borçlu vekili mahkemeye verdiği dilekçe ile, İstanbul 25....
Davacı tarafça, devir konusu hisseler üzerine ihtiyati tedbir konulması istemiyle birlikte, davacı aleyhine başlatılan takipte haczedilip satışa konu edilen taşınmazın satışına ilişkin işlemlerin tedbiren durdurulması ve ayrıca 10.05.2022 tarihli dilekçe ile de davalı şirkete tedbiren kayyım atanması talep edilmiş olup, mahkemece taşınmazın satışına ilişkin işlemlerin durdurulmasına yönelik tedbir talebi ile şirkete kayyım atanması yönündeki tedbir talebi hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu nedenle istinaf incelemesi, ara karar ve istinaf konusu edilen davalı şirket hisseleri üzerine tedbir konulması talebi bakımından yapılmıştır....
Tüm dosya kapsamına göre; ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde sakıncalı bir halin veyahut telafisi imkansız ciddi bir zararın doğma ihtimalinin bulunduğu, esas dava ile elde edilmek istenilen hukuki yararın tedbir talebi ile sağlanmaya çalışılması durumunun söz konusu olmadığı, davalı kurumun her zaman davacının hak edişlerinden davaya konu cezai işlem bedelini tahsil edebileceği, tedbir kararının 6100 sayılı HMK 389 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla, belirtilen gerekçelerle davalı vekilinin tedbir kararına yönelik itirazının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın reddi yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
İstinaf incelemesine konu ihtiyati tedbir talebi de aynı mahiyettedir. Dolayısıyla davacı tarafın talep ettiği ihtiyati tedbir asıl uyuşmazlığı çözecek niteliktedir. Asıl uyuşmazlığı çözecek şekilde ihtiyati tedbir verilmesinin mümkün olmadığından HMK'nın 389 vd. maddeleri uyarınca şartları oluşmayan ihtiyati tedbir isteminin Mahkemece reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK'nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda davacının ihtiyati tedbir talebi kabul edilmiş ise de teminatsız tedbir verilmesi talebine rağmen, ihtiyati tedbir kararı teminat karşılığı verilmiştir. Davacının bu karara karşı HMK'nın 394. maddesi uyarınca itiraz hakkının bulunduğu kabul edilirse, itiraz üzerine verilen karara karşı da istinaf yolunun açık olduğunun kabulü gerekecektir. HMK'nın 394. maddesinde itiraz yoluna hangi tarafın başvurabileceği kesin olarak ifade edilmemiş ise de itiraz yoluna başvuru hakkının, aleyhine tedbir verilen karşı tarafa ve tedbirden zarar göre üçüncü şahsa verildiği anlaşılmaktadır. Tedbir talebi kabul edilen, ancak teminatsız tedbir talebi yerinde görülmeyen davacının da ihtiyati tedbire teminat yönünden itiraz hakkının bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim HMK'nın 394. maddesinde davacının bu durumda itiraz yoluna başvurmasını yasaklayan açık bir hüküm bulunmamaktadır....
Bu karar sonrası davalılar vekili 28.01.2023 tarihli dilekçe ile davacı tarafın, davanın konusuyla hiç ilgisi bulunmayan ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, bu konuda mahkemece düzenlenen 01.12.2022 tarihli tensip zaptının 18 nolu ara kararında ihtiyati tedbir talebinin daha sonra değerlendirileceği hususu belirtildiğini, ancak ihtiyati tedbir talebine ilişkin bir değerlendirme yapılmaksızın ve dolayısıyla ihtiyati tedbirin kabulüne ilişkin ara karar kurulmaksızın 06.12.2022 tarihinde çeşitli kurum ve kuruluşlara çeşitli müzekkereler yollanarak, ihtiyati tedbir talebi kabul edilmiş gibi işlemler yapıldığını, işlemlerin yetkisiz olan mahkemece verilmiş olması ve mahkemece verilmiş bir ara karara dayanmadan yapılmış olduğunu bildirmiştir....
İlk derece mahkemesinin 20/06/2022 tarihli tensip ara kararının 16. bendi ile "16- Davacının çocuk ile kişisel ilişki talepli ihtiyati tedbir talebi değerlendirilmekle; davanın kişisel ilişki kurulmasına yönelik dava olduğu, davanın esasına çözecek mahiyette tedbir kararı verilemeyeceği dikkate alınarak bu aşamada tedbir talebinin reddine," karar verilmiştir. Davacı erkek; kişisel ilişki kurulması talebi yönünden ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerektiğini ileri sürmek suretiyle yerel mahkemenin 20/06/2022 tarihli tensip ara kararının kaldırılmasına yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Boşanma, ayrılık, velayetin kaldırılması veya değiştirilmesine ilişkin davaların devamı sırasında verilen geçici tedbirlerin alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararlar aile hukukuna özgü önlemlerden olup; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389. Maddesi kapsamındaki bir tedbir niteliğinde olmadığından, ancak esas hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilir....
Tedbirin konusu, davacının hastalığının tedavisinde kullanılacak ilaç bedelinin dava süresince davalı kurumca karşılanması talebi olup; davacının hayatta olduğu dönem için geçerli, eda amaçlı ihtiyati tedbir talebinin, davacının ölümü üzerine konusu kalmadığı anlaşıldığından, konusu kalmayan başvuru hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle; 1)İhtiyati tedbir talebi konusuz kaldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusu hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2)Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3)Duruşma açılmadığından, istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4)Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5)Gider avansından arta kalanın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1- f maddesi gereğince KESİN olmak üzere, 15/06/2023 tarihinde, oybirliği ile karar verildi....