Davalı-karşı davacı kadın vekili, tarafların öncelikle zina (TMK md. 161), aksi takdirde evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile TMK'nın 166/1....
Gerçekleşen bu durumda mahkemece ayrı yaşamada haklı olduğu iddiasını ispat edemeyen davalı birleşen davacı kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yasal olmadığı halde taraflara tanık dışındaki delillerini bildirmek üzere süre verilip davalı birleşen davacı tarafça sunulan fotoğrafları hükme esas alıp yazılı şekilde kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu açıklamalara göre davacı-birleşen davalı erkeğin birleşen davada kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin yanlış olduğuna ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kararın 2 nolu bendindeki ...... olmak üzere kelimelerinden sonra gelen " davalı birleşen davacı kadın ve" kelimeleri ile ....... çocuk için kelimelerinden sonra gelen " ayrı ayrı" kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, davalı birleşen davacı kadının TMK 197....
Davalı, ön inceleme duruşmasından sonra 10.12.2014 tarihli son celsede daha önce kabul edilen nafaka davasında hükmedilen tedbir nafkasının yoksulluk nafakası olarak devam etmesini ve tazminat taleplerinin saklı tutulmasını talep etmiş, davacı tarafın bu talebe açık bir muvafakati olmamıştır. Bu talep savunmanın genişletilmesi niteliğindedir. Davalı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. O halde, davalının yoksulluk nafakası (TMK md. 175), maddi ve manevi tazminat talepleri (TMK. md. 174/1-2) hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilecek yerde, kesin hüküm oluşturacak şekilde reddine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur....
Velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK. md.182/2). Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir (TMK md.330/1). İlk derece mahkemesince, velayeti anneye verilen müşterek çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarının, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde belirlendiği anlaşılmakla, davalının tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle, davalı kocanın istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müşterek çocuk için hükmedilen nafaka miktarının az olduğunu, davacı kadının ayrı yaşama da haklı olduğunu ispat etmiş olmasına rağmen davacı kadın yönünden tedbir nafakasının reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, reddedilen talepleri yönünden kararın kaldırılarak talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE : Dava, TMK’nın 197. maddesi uyarınca davacı ve müşterek çocuk için tedbir nafakası istemine ilişkindir. HMK'nın 355.maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 197.maddesine göre; “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....
Aile Mahkemesinin 28.04.2017 tarih, 2016/145 esas - 2017/401 karar sayılı ilamının hüküm bölümünün 3. bendinin hükümden çıkartılmasına ve yerine 3. bent olarak “Dava tarihi olan 17.02.2016 tarihinden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere, davacı-karşı davalı kadın yararına 300 TL tedbir nafakasının (TMK md.169) davalı-karşı davacı kocadan alınarak, davacı-karşı davalı kadına verilmesine....
TMK. 169.maddesinde "boşanma ve ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçinmesine, eşlerin malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır" hükmü yer almaktadır. Kural olarak, TMK. 197.maddesine göre, tedbir nafakasına hükmolunabilmesi için, nafaka isteyen tarafın ayrı yaşamakta haklı olduğunun ispat edilmesi gerekir. TMK. 169. maddesine göre ise; boşanma davası açılmakla eşlerin ayrı yaşam hakkı doğar. Bu durumda da nafakaya hükmolunması için ayrı yaşamda haklılık olgusu aranmaz. Hakim tarafından re'sen nafakaya hükmolunur. Somut olayda ise; eldeki dava 18.02.2014 tarihinde, boşanma davası ise 31.07.2013 tarihinde açılmış, boşanma davası 10.02.2014 tarihinde karara bağlanmış, 15.04.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma dosyasında ise, kadın lehine tedbir nafakasına hükmolunmuştur. Bu halde de, (boşanma davası açılmakla) davacı kadın için ayrı yaşama hakkı doğar....
161. maddesine göre zina sebebiyle boşanma hükmü kurulması gerektiği yönünden temyiz talebinde bulunmuş, lehine hükmedilen tazminatın miktarı yönünden ise temyiz talebinde bulunmayarak kesinleştiğinden, tazminatların miktarı yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 3-Toplanan delillerden ve yukarıda gösterilen sebeplerle, davalı-davacı kadının eşinden ayrı yaşamakta haklılığı kanıtlayamadığına göre, bağımsız olarak açılan ve boşanma davası ile birleştirilmesine karar verilen tedbir nafakası davasının (TMK m. 197) reddine karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Aile Mahkemesi’nin 2013/604 esas esasına kayıtlı tedbir nafakası davası (TMK m. 197) ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/c bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-davacı kadının tedbir nafakası davasında vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davacı-davalının temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte, davalı-davacının asıl davada verilen boşanma kararına yönelik temyiz itirazlarının ise 2/a bentte gösterilen sebeple REDDİNE, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/b bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.26.05.2016 (Per.)...
Ancak, davada ergin olmayan çocuk için iştirak nafakasına hükmolunması talep edilmiştir(TMK. md. 328,329). Buna göre, mahkemece; dava tarihinden itibaren müşterek çocuk lehine iştirak nafakası hükmolunması gerekirken, dava tarihinden itibaren hükmolunan nafakanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi ve kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. maddesinde yer alan "...belirlenen aylık 600 TL tedbir nafakasının, hükmün kesinleşmesinden itibaren aynı miktarda iştirak nafakası olarak..." ifadesinin çıkartılarak yerine "aylık 600 TL iştirak nafakasının" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, HUMK. nun 438. maddesinin 7. bendi uyarınca, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....