Davalı davacı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 500 TL tedbir - yoksulluk nafakası takdirine, takdir edilen nafakanın her yıl TEFE - TÜFE oranında artırılmasına, 100.000 TL manevi tazminatın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte erkekten tahsiline, 110 gram mehir bedelinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; her iki davanın da kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 200 TL tedbir nafakası takdirine, 8.000 TL toplu yoksulluk nafakası, 8.000 TL manevi tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, mihri muaccel talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ve çocuklar için dava tarihinden itibaren başlayacak şekilde tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken 05/09/2019 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde tedbir nafakası takdir edilmesi doğru olmadığı gibi, takdir edilen tedbir nafakası miktarlarının da yetersiz olduğunu, nihai kararda tedbir nafakasına ilişkin hüküm kurulmamasının da doğru olmadığını, belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma talebine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ve çocuklar için dava tarihinden itibaren başlayacak şekilde tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken 05/09/2019 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde tedbir nafakası takdir edilmesi doğru olmadığı gibi, takdir edilen tedbir nafakası miktarlarının da yetersiz olduğunu, nihai kararda tedbir nafakasına ilişkin hüküm kurulmamasının da doğru olmadığını, belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma talebine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Adı geçen çocuk için bu tarihten itibaren geçerli olmak üzere tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, tedbir nafakası hususunda karar verilmemesi bozmayı gerektirmiştir. 3- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223. 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re’sen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169). Tedbir nafakası davanın her aşamasında talep edilebilir. Tedbir nafakasının niteliği ve yasal düzenleme gereği, her iki eşin birliğin giderlerine katılma zorunluluğu vardır. Bu husus TMK'nın 186. maddesinin 3 fıkrasında düzenlenmiş olup; eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılacakları hükme bağlanmıştır. Birliğin giderlerine katılmada ölçü ise eşlerin ekonomik güçleridir. Nafaka alacaklısı eşin belirli bir gelirinin olması hatta gelirinin diğer eşin gelirinden fazla olması, diğer eşi nafaka yükümlülüğünden kurtarmaz....
Bu haliyle davalı erkeğin kadına tedbir nafakası verilmesi ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, davacı kadının tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 2.bendinin kaldırılmasına, davacı kadının tedbir nafakası talebinin kısmen kabulü ile, dava tarihi olan 23.08.2019 tarihinden geçerli olmak ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile karar kesinleşinceye kadar aylık 750,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Tarafların dosya kapsamına uygun olarak belirlenen kusur durumları karşısında boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya sebep olan olaylarda kusuru bulunmayan kadın lehine TMK 175.madde gereğince yoksulluk nafakası verilmesi yerinde olduğu gibi talep gereği TMK 176/son madde gereğince artış yönünde karar verilmesi de doğrudur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmolunan tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Mahkemece verilen ilk hüküm, Dairemizce kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası (TMK m. 175) yönlerinden bozulmuş, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası (TMK m. 169) yönünden bir bozma yapılmamıştır....
Yanılgılı değerlendirme sonucu davalı kadının ağır kusurlu kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3- Davalı kadın süresinde verdiği cevap dilekçesi ile yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talebinde bulunmuştur. Davalı kadının bu talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmeyip, bozmayı gerektirmiştir. 4-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3). malların yönetimine (TMK m. 223. 242. 244. 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK m. 169). Davalı kadın yararına tedbir nafakası koşulları oluşmuş olup, Türk Medeni Kanunu'nun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere ve ... 2....
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Mahkemece kısa kararda ve kısa karara uygun olarak düzenlenen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında "dava tarihinden itibaren TMK 169. maddesi gereğince davacı asıl için 17/12/2014 tarihinde takdir ettiği 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra TMK 175. maddesi gereğince 300,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine" karar verildiği halde, kararın gerekçesinde "davalı kadın lehine tedbir nafakası hükmedilmiştir. Çalıştığı tespit edildiği tarih itibari ile kaldırılmış, tarafların sosyal ve ekonomik durumları birbirine yakın olduğundan yoksulluk nafakasına hükmedilmemiştir." denilerek kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden gerekçe ile hüküm sonucu arasında çelişki yaratılmıştır....
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....