Maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı- davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden tedbir nafakasının reddi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3-Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında mahkemece erkeğin TMK 166/son gereğince açtığı birleşen boşanma davasının kabulüne ve kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine hükmedilmiştir. Verilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Davalı-davacı kadın birleşen davaya karşı yasal süresinde cevap vermemiş, süresinden sonra verdiği dilekçe ile lehine tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesini talep etmiştir. Kadının dilekçeler aşamasında talep etmediği yoksulluk nafakası hakkında; karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, kesin hüküm oluşturacak şekilde talebin reddine kararı verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....
m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK. m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re’sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....
Somut olayda münhasıran açılan tedbir nafaka davasında kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair verilen karar miktar itibariyle kesindir. Bu nedenle tarafların davalı-davacı kadının ziynet alacağı davasında hükmedilen ve reddedilen tedbir nafakalarına yönelik temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı-davalı erkeğin reddedilen boşanma davasına yönelik temyiz itirazının incelenmesine gelince; Davacı- davalı erkek tarafından 7.10.2016 tarihinde TMK 172 maddesi uyarınca ayrılık kararı sonrasında ortak hayatın kurulamadığından bahisle boşanma davası açılmış, 2.3.2018 tarihinde ise TMK 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık sebebine dayanarak boşanma isteminde bulunulmuş, bu dava ile birleştirilmesine karar verilmiş, davalı-davacı kadın tarafından ise birleşen tedbir nafakası davası açılmıştır....
Başka bir anlatımla koşulları oluştuğunda TMK m. 182 f. II hükmüne göre velâyetin kullanılması kendisine “verilmeyen eş” çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu için davacı vekili tarafından ancak “iştirak nafakası” verilmesi istenebilir. Değerli çoğunluk davacının “tedbir nafakası” isteğinin bulunduğu düşüncesindedir. Boşanmış eşler hangi sebeple olursa olsun ortak çocukları için “tedbir nafakası” değil sadece “iştirak nafakası” isteyebilir. Açıkladığım gerekçelerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....
Mahkemece; müşterek çocuklar için aylık 150'şer TL iştirak nafakasının karar kesinleştikten sonra, davacı için de aylık 150 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Tedbir nafakası; boşanma davası dışında, tarafların ayrı yaşadığı sürece devam eden TMK.197.maddesine dayanılarak verilmiş bir nafakadır. İştirak nafakası ise TMK.182.maddesi hükmünce velayet hakkı kendisine bırakılmayan eşin, velayet hakkı verilen eşe, çocuğun bakım ve eğitim giderleri karşılığı gücü oranında yapacağı katkıdır. Dava konusu uyuşmazlıkta; tedbir nafakası istemine ilişkindir. Bu nedenle, mahkemece müşterek çocuklar için hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi 05.12.2017 tarih 2017/1122 esas ve 2017/1455 karar sayılı kararla, davalının kusur belirlemesi, davacının ise vekalet ücretine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, tarafların diğer istinaf isteklerinin ise reddine karar vermiş, hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, davacı kadın yararına hükmolunan tazminatlar ile davacı kadın yararma hükmolunan tedbir ve yoksulluk nafakalarına yönelik olarak temyiz edilmiştir. Temyiz aşamasında davacı ... Gülen 04.03.2019 tarihli dilekçesiyle maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), kendisi yararına hükmolunan tedbir nafakası (TMK m. 169) ve yoksulluk nafakası (TMK m.175) taleplerinden feragat ettiğini bildirdiğinden, boşanmanın fer’ilerine yönelik 04.03.2019 tarihli feragat beyanı gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple davalının temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2. bentte gösterilen sebeple; ... Bölge Adliye Mahkemesi 2....
Davacı tarafça dava dilekçesinde; müşterek çocuk için aylık 1.000 TL tedbir - iştirak nafakası talebinde bulunulmuş, yapılan yargılama sonucunda müşterek çocuk için aylık 400 TL tedbir - iştirak nafakası takdirine karar verilmiştir. 10/04/2018 doğumlu olduğu anlaşılan müşterek çocuk Nefes'in yaşı itibariyle ihtiyaçları, mevcut hayat şartları, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası miktarının yetersiz olduğu anlaşılmakla davacının müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile müşterek çocuk için aylık 750 TL iştirak nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakası miktarı makul görüldüğünden tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf isteminin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ayrıca, boşanma davasından ayrı ve bağımsız olarak açılan tedbir nafakası ile hükmedilen nafaka kaldırılıncaya kadar devam edecektir. Bu halde Beykoz Aile Mahkemesinde 2012/276 esas sayılı dosyası ile bağımsız tedbir nafakası (TMK 197 m.) davasında kadın yararına aylık 800 TL nafakaya hükmedildiği ve bu kararın kesinleştiği dikkate alınmaksızın aynı dönem için erkek aleyhine iki ayrı tedbir nafakası olamayacağı gerekçesi ile kadın aleyhine olacak şekilde aylık 800 TL olan nafakanın kaldırılması yönünde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Her ne kadar nafaka ödemesi sırasında tahsilde tekerrür oluşturulamaz ise de, 26.09.2014 tarihinden itibaren hükmolunan, miktar olarak daha az nitelikteki tedbir nafakasına ilişkin takibin iptali gerekirken bağımsız tedbir nafakası dosyasından kadın yararına hükmolunan aylık 800 TL tedbir nafakasına ilişkin takibin iptali kararı doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
GEREKÇE : Davanın konusu TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Mahkemece verilen karar tedbir - yoksulluk nafakası ile tedbir - iştirak nafakasına ilişkin hükümler hariç diğer yönlerden taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince tarafların TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile davacı-karşı davalı kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminata karar verilmiş, davacı-karşı davalı kadın tarafından, nafakalar yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurması üzerine Dairemizin 2015/23246 esas, 2017/2550 karar sayılı kararı ile Nüfus Hizmetleri Kanunununa muhalefet nedeniyle bozma kararı verilmiş, ilk derece mahkemesince bozma sonrası, tarafların TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile davacı-karşı davalı kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminata karar verilmiş, hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından nafakaların miktarları, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının kabul edilen boşanma...