Davalının cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması, tedbir ve iştirak nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmez....
Davacının boşanma yüzenden yoksulluğa düşeceği ve boşanmada daha ağır kusurlu olmadığı nazara alınarak, davacı yararına davalının mali gücü oranında uygun miktarda yoksulluk nafakası tayin ve takdiri gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru bulunmamıştır. b-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1331 KARAR NO : 2020/1347 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ERZİNCAN AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/02/2018 NUMARASI : 2016/381 ESAS- 2018/97 KARAR DAVA KONUSU : Tedbir Nafakası, Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni ile Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki tedbir nafakası, şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma ve ferileri davalarının yapılan açık yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince verilen hüküm süresinde taraf vekillerince istinaf edilmekle dosya incelendi....
Davalı-davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, evlilikte kadının kusurlu olduğunu, kadının davasının reddine, müvekkili lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatların kaldırılmasını, birleşen davalarının tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava TMK 162. ve TMK'nun 163 maddesi gereğince Boşanma, Karşılıklı Boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı-davalı taraf; erkeğin kabul edilen birleşen davası, reddedilen TMK 162 ve163 md. dayalı boşanma davaları, kusur tespiti, reddedilen yoksulluk nafakası, hükmedilen tedbir nafakası miktarı yönünden, davalı-davacı taraf; kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, davacı lehine hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatlar ile reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Tamamen kusurlu eş lehine yoksulluk nafakası ve maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceğinden mahkemece davalı kadının yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı kadının kusur belirlemesine, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Kadının reddedilen tedbir nafakası talebi yönünden; Davalı kadın aylık 500,00 TL tedbir nafakası talebinde bulunmuş, ilk derece mahkemesince ara karar ile kadının tedbir nafakası talebi hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamış, nihai karar ile davacı erkeğe yüklenecek kusur bulunmadığı gerekçesiyle davalı kadının türü açıklanmaksızın nafaka talebi de reddedildiğinden, tedbir nafakası isteminin de reddedildiğinin kabulü gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuklar 26/07/2004 doğumlu Esra ile Büşra'nın velayetinin anneye verilmesine, müşterek çocuklar ile baba arasında şahsi münasebet tesisine, davacı kadın için aylık 700 TL tedbir, aylık 750 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar için aylık 500'er TL tedbir - iştirak nafakası takdirine 25.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılarak davanın ve feri'lerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava TMK'nun 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....
Davacı boşanma davası içinde, bu dava sonuçlanmadan yoksulluk nafakası isteminde bulunmamış, boşanma hükmü kesinleştikten sonra 12.04.2013 tarihinde açtığı bu dava ile 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, dava sonuçlanıncaya kadar dava tarihinden başlamak üzere bu miktarın lehine tedbir nafakası olarak tensiben verilmesini istemiştir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır. (TMK 169.madde). Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin tedbir nafakasının devamını istemesi, yoksulluk nafakası istemi niteliğindedir. Yoksulluk nafakası davası boşanmanın fer'i niteliğinde bir dava olduğundan, dava devam ettiği sürece her zaman istenebileceği gibi, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra ayrı ve bağımsız bir dava olarak da açılabilir....
Davalı kadın vekili 20/06/2016 tarihli birleşen tedbir nafakası dava dilekçesinde özetle; erkeğin açtığı boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleştiği 28/06/2013 tarihinden sonra tarafların kısa süreliğine barıştığını, 2014 yılından itibaren tarafların ayrı yaşadığını, davacı - davalı erkeğin sadakatsizliği yüzünden tarafların tekrar ayrıldığını, kadının hiçbir gelirinin bulunmadığını belirterek davalı - davacı kadın lehine aylık 700 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı - davalı erkek vekili süresinde sunduğu 03/08/2016 tarihli birleşen tedbir nafakası davasına cevap dilekçesinde özetle; müşterek çocuk Yasemin'e aylık 250 TL yardım nafakası ödediğini, müşterek çocuk Müşfika'nın da yardım nafakası davası açtığını, erkeğin kendi malvarığını kadın adına satın aldığını, kadının kira gelirleri bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
Yukarıda ifade edilen taleple bağlılık ilkesi gereğince nafaka artırım davası açılmadığı,davacı tarafından TMK 197'ye dayalı tedbir nafakası talep edildiği anlaşılmaktadır.Taraflar arasında görülen ve redle sonuçlanan Denizli 2.Aile Mahkemesi'nin 2010/258 Esas 2011/1017 Karar sayılı ilamı ile dava tarihi olan 23.03.2010 tarihinden itibaren davacı ve müşterek çocuklar için aylık 200'er TL tedbir nafakasına hükmedildiği,bu nafakaların karar tarihi olan 04.11.2011 tarihi itibariyle aylık 250'şer TL'ye yükseltildiği anlaşılmakta olup,kararın kesinleştiği 16.11.2012 tarihi itibariyle tedbir nafakalarının kalktığı sabittir.Bu dava tarihi itibariyle TMK 197'ye dayalı olarak ilk kez bağımsız tedbir nafakası talep edilmiş olmasına rağmen,mahkemece yanılgılı değerlendirme ile arttırılmış bedel üzerinden hüküm kurulmuş ise de;nafakaların dava tarihinden itibaren takdir edilmiş olmasında ve miktar itibariyle hükmolunan nafakalarda bir isabetsizlik görülmemiştir....
O halde, davalı-davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. 5-Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır (TMK m. 197/2). Davalı-davacı kadının birleşen tedbir nafakası (TMK m. 197) davası, kadının kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiş ise de; yukarıda 3. bentte gösterilen tarafların boşanmaya sebep olan kusurlu davranışları dikkate alındığında davalı-davacı kadının ayrı yaşamakta haklılığını ispatladığının kabulü gerekir. Bu itibarla kadının tedbir nafakası davasının kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3., 4....