Mahkemece; davacının, kendisine bakmaması sebebiyle evden ayrılan davalıdan tedbir nafakası istenemeyeceği kanaatine varılarak; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davada; ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı, davacı (kadın) ve müşterek çocuk için tedbir nafakası istenilmiştir. Dosya kapsamından; davacı kadının, ayrı yaşamada haklı olmadığının anlaşılmasına göre; mahkemece, kadının tedbir nafakası isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, bu nedenle, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. TMK.nun 327/1. maddesine göre, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderleri ana ve baba tarafından sağlanır. Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (TMK 328/1) Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK 329/1) Tarafların müşterek çocuğunun davacı yanında bulunduğu anlaşılmaktadır....
müşterek çocuk için tedbir nafakası verilmesi yönündeki bozma ilamına karşı karar düzeltme taleplerinin incelenmesine gelince; Toplanan delillerden, müşterek çocuk Melisa'nın yargılama sırasında davalı baba ile kaldığı anlaşılmaktadır....
Belirlenen kusur durumu karşısında boşanmaya neden olan olaylarda erkek tam kusurlu olmakla TMK 175.madde ve TMK 174.madde yasal şartları lehine oluşamayacağından yoksulluk nafakası ve tazminata karar verilemez. Yine her ne kadar boşanma davası açılmakla tarafların ayrı yaşama hakkı mevcut ise de tarafların dosyaya yansıyan ekonomik, sosyal durumları ve hakkaniyet karşısında TMK 169.madde gereğince erkek lehine tedbir nafakası şartları oluşmayacaktır. Davalı karşı davacı erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talebine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, davalı karşı davacı erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadın yararına boşanma davasında hükmolunan tedbir nafakası (TMK m. 169) ile tedbir nafakası davasında (TMK m. 197) hükmolunan tedbir nafakasının tahsilinin, tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde infaz edileceğinin tabi bulunmasına göre, davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadının kabul edilen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Yapılan yargılama ve toplanan delillerle; davacı-davalı erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediği, ailesinin evlilik birliğine müdahalelerine kayıtsız kaldığı, eşini ve akrabalarını ortak konuttan kovduğu ve eşini istemediğini söylediği, buna karşılık davalı-davacı kadının da eşine hakaret ettiği ve onu aşağıladığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece kadının birleşen bağımsız tedbir nafakası davası (TMK m.197) kabul edilerek kadın yararına 750 TL, çocuklar yararına 500’er TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında tedbir nafakalarının yoksulluk ve iştirak olarak nitelendirilmesi maddi hataya dayalı olup, sonuç doğurmaz. Mahkemece, Dairemizin 19.12.2016 gün, 2016/13574 esas.-2016/15771 karar sayılı bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda tarafların boşanmalarına karar verilmiş, ancak kadının talep ettiği iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden bir hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle erkeğin kabul edilen boşanma davasında kadının talep ettiği yoksulluk nafakası ile velayeti anneye verilen ortak çocuklar için iştirak nafakaları yönünden olumlu-olumsuz bir hüküm kurulmaması da doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumu da nazara alınarak uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, davanın reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2-Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkim, velâyeti eşlerden birine verebilir. (TMK m..336) Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır. (TMK m.197/1-son) Somut olayda, davacı kadın tedbir nafakası yanında ortak çocuğun geçici velayetinin de kendisine verilmesini talep etmiştir. Dosya kapsamından tarafların ayrı yaşadığı sabittir....
Mahalli mahkemece 12.02.2019 tarihinde verilen ilk karar yukarıda belirtildiği üzere davalı kadın tarafından istinaf edilmemiş ve davalı kadın yararına hükmedilen 300,00 TL tedbir nafakası, miktar itibariyle davacı erkek yararına karar Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırılma kararına kadar (16.10.2019 tarihine kadar) usuli kazanılmış hak oluşturmuşsa da tedbir nafakası, boşanma davasına ilişkin yargılamanın devamı süresince, tarafların değişen ve gelişen ekonomik durumları, paranın alım gücü göz önünde bulundurularak, her zaman yeniden arttırılabilir, azaltılabilir (TMK m. 169)....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davacının TMK 162.maddesi uyarınca açtığı boşanma davasının reddine, TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, davacı tarafça talep edilen tedbir / iştirak ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, 50.000 TL maddi, 32.500 TL manevi tazminatın hüküm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TMK 162 maddesi uyarınca açılan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, takdir edilen tazminat miktarları yetersiz olduğu gibi velayetin babaya verilmesinin de doğru olmadığını, beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
müşterek çocuklar için iştirak nafakası takdir edilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı, takdir edilen tedbir - iştirak nafakası miktarlarının da makul olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir....
Bu geçici önlemlerden birisi de tedbir nafakasıdır. Tedbir nafakası, talebe bağlı olmaksızın (resen) takdir edilir ve geçici bir önlem olarak davanın başından itibaren karar kesinleşene kadar hüküm altına alınır. Dolayısıyla tedbir nafakası takdirine ilişkin kararın, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelişini takiben hemen verilmesi gerekir. Boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Kusurlu eş yararına dahi, bu tedbirlerin alınması mümkündür. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik güçlerinin birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir....