Somut uyuşmazlıkta ihtiyati tedbir talep eden davacı yanın banka hesabından bilgisi ve rızası dışında internet bankacılığı yoluyla kredi çekildiğini ileri sürdüğü anlaşıldığından HMK'nun 209. maddesi gözetilerek ihtiyati tedbir talep eden davacıdan teminat alınması yoluna gidilmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ara kararında isabet görülmediğinden ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A)1- İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b.2. maddesi gereğince KABULÜNE, Çankırı 1....
Somut olayda; tedbiren sulama suyu mecra hakkı tesisine karar verilmesi istemi üzerine mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmiş, ... tarafından temyiz dilekçesi ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istenmiştir. Bu dilekçe ihtiyati tedbir kararına itiraz niteliğinde olup itirazı inceleme yetki ve görevi mahkemesine aittir. Açıklanan nedenlerle temyiz niteliğinde olmayan ihtiyati tedbir kararına itiraz talebinin incelenmesi için dilekçe ve eklerinin mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece incelenmesi gerektiğinden ihtiyati tedbir kararına itiraz DİLEKÇESİNİN REDDİNE, dilekçe ve eklerinin mahkemesine iadesine, 24.10.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece her iki ihtiyati tedbir kararı için dava konusu faturalarla sınırlı olmak üzere %15 oranında ayrı ayrı teminat alınmasına karar verildiği de görülmüştür.Her iki ihtiyati tedbir kararı ayrı talepleri içermekle,tedbir nedeniyle zararların karşılanması yönünden herbir tedbir için ayrı ayrı %15 oranında teminata hükmedilmesinde aykırılık görülmemiştir.Bu nedenle davacı istinafının HLMK 353/1b-1.madde gereği reddi gerekmiştir. "6100 sayılı HMK'nun 'ihtiyati Tedbir Kararının Uygulanması' başlıklı 393. Maddesinin 1. Fıkrasında ' İhtiyati tedbir kararının uygulanması, bu kararın, tedbir isteyen tarafa tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi hâlde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkar ' hükmüne yer verilmiştir....
Bu sebeple, mahkemece davanın ve talebin niteliğine göre tedbir talebinin İİK.72/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi sonrası ihtiyati tedbir kararı verilmesinde aykırılık görülmemiştir.Mahkemece her iki ihtiyati tedbir kararı için dava konusu faturalarla sınırlı olmak üzere %15 oranında ayrı ayrı teminat alınmasına karar verildiği de görülmüştür.Her iki ihtiyati tedbir kararı ayrı talepleri içermekle,tedbir nedeniyle zararların karşılanması yönünden herbir tedbir için ayrı ayrı %15 oranında teminata hükmedilmesinde aykırılık görülmemiştir.Bu nedenle davacı istinafının HLMK 353/1b-1.madde gereği reddi gerekmiştir."6100 sayılı HMK'nun 'ihtiyati Tedbir Kararının Uygulanması' başlıklı 393. Maddesinin 1. Fıkrasında ' İhtiyati tedbir kararının uygulanması, bu kararın, tedbir isteyen tarafa tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır....
Somut uyuşmazlıkta karşı tarafın ihtiyati tedbir isteyen aleyhine yanlış veya yanıltıcı yayınlar yaptığı ileri sürüldüğüne ve bu hususta bir kısım deliller ibraz edildiğine göre mahkemece HMK’nın 389. vd. maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken yargılamayı gerektirmenin ve sonradan tazminat talep edebilecek olmanın ihtiyati tedbir talebinin reddine gerekçe olamayacağı, yargılamayı gerektirir hallerde ihtiyati tedbir istenebilecek olması hususu gözden kaçırılarak yerinde bulunmayan gerekçelerle talebin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle ihtiyati tedbir isteyen yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati tedbir isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın ihtiyati tedbir isteyen yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, ....02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: İstanbul Anadolu 2....
nin müdürlük yetkilerinin kaldırılması, talep uygun görülmediği takdirde davalı şirkete kayyım atanarak mevcut müdürünün işlemlerinin kayyım onayına tabi tutulmasını talep etmiş,ilk derece mahkemesince davacı vekilinin tedbir talebi davalı şirket müdürü ...'nin banka hesaplarına tedbir konulması olarak değerlendirilip yukarıda açıklanan gerekçe ile reddedilmiş ise de,davacı vekilinin diğer tedbir talepleri ile ilgili olumu-olumsuz bir karar verilmediği görülmüştür. İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde şirket müdürü ...'nin banka hesaplarına tedbir konulması talebinin reddine dair ara karar ile davalı şirket müdürü ...'...
AŞ.’nin ....İcra Müdürlüğü’nün 2009/13788 sayılı dosyasına yatırdığı 180.000 TL’nin üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir istenen 180.000 TL’nin dava konusu ile ilgisi bulunmadığı gibi ihtiyati tedbirinde üzerine tedbir konacak malın çekişme ve dosya konusu olması gerektiğinden ve dava alacak davası olup, tedbire konu 180.000 TL’nin dava dışı alacaklı hakkında bulunduğu anlaşılmakla, koşulları oluşmayan tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talebinin reddi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı ihtiyati tedbir isteyen vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 29.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit (tedbir) davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde ihtiyati tedbir isteyen tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - İhtiyati tedbir isteyen (asil), mal karşılığında avans olarak verilen çeklere rağmen, karşı tarafın teslim etmeyi taahhüt ettiği malları göndermediğini belirterek çekler üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir....
Mahkemece mevcut delil durumuna göre ihtiyati tedbir isteminin reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde ihtiyati tedbir müessesesi düzenlenmiştir. 390. maddede tedbir talep edenin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirteceği ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Dosyada mevcut delillere göre tedbir talep edenin aldığı bilirkişi raporunda 744.168,98 TL alacağı olduğu, davalı tarafından yaptırılan delil tespiti sonunda verilen raporda da davacı alacağının 287.945,00 TL + KDV olduğu açıklanmıştır. Dava tarihine kadar davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı hususunda ihtilâf bulunmamaktadır....