Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Temyiz Sebepleri Davacı vekili; görev yönünden bulunulan daha önceki itirazı kabul etmediklerini, davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (4721 sayılı Kanun) gereğince tedavi amaçlı kişisel koruma kararı talebiyle açıldığını, çocuklarla ilgili koruma tedbirlerinde kayyım atanmasına gerek olmadığını, çocuğun velisinin çocuğu yanına almak için dilekçe verdiğini, bunun üzerine sosyal inceleme raporu hazırlandığını, aradan uzun zaman geçtikten sonra temyiz yoluna gidilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, kurumda yıllar önce ayrılmış kişinin salt istihdam edilmesinin sağlanması amacı ile yapmış olduğu yargılamada verilen kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu uyarınca daha önce çocuk hakkında verilen korunma kararının kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....

    İhtiyati tedbir talebi, dava konusu ilaç bedelinin tedavi süresince tedbiren davalı SGK tarafından karşılanması istemine ilişkin olup, dava konusu ilaç bedeli kurumca karşılanacak ilaçlardan olmadığı, SUT kapsamında bulunmadığı, talebin yargılamayı gerektirdiği, davanın esasını çözer mahiyette ve hüküm etkisi doğuracak yönde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, ihtiyati tedbir şartlarının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkeme kararı yerinde olup istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    Asliye Ceza Mahkemesinin 17.12.2015 tarihli ve 2015/20 Esas, 2015/630 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, "suç tarihinde sanığın akıl hastası olup cezai ehliyeti bulunmadığından TCK 32/1 maddesi gereğince sanığa ceza verilmesine yer olmadığına, fiili işlediği sırada akıl hastası olduğu anlaşılan sanığın, 5237 sayılı Kanun'un 57/1.maddesi gereğince, koruma ve güvenlik amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesine ve yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında, koruma ve tedavi altına alınmasına", karar verilmiştir. II. TEMYİZ SEBEPLERİ Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri 1. Eksik araştırma ile hüküm kurulduğuna, 2. Beraat kararı verilmesi gerektiğine, 3. Vesaire, İlişkindir III....

      Asliye Ceza Mahkemesinin 12.11.2015 tarihli ve 2015/429 Esas 2015/1448 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında, "suç tarihinde sanığın akıl hastası olup cezai ehliyeti bulunmadığından TCK 32/1 maddesi gereğince sanığa ceza verilmesine yer olmadığına, fiili işlediği sırada akıl hastası olduğu anlaşılan sanığın, 5237 sayılı Kanun'un 57/1.maddesi gereğince, koruma ve güvenlik amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesine ve yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında, koruma ve tedavi altına alınmasına", karar verilmiştir. II. TEMYİZ SEBEPLERİ Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri; 1. Sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine, 2. Vesaire, İlişkindir. III....

        Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 24/11/1998 tarih ve 3231 sayılı kararı ile “Bebekli Kilisesi'nin” korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tesciline ve tüm cephelerinde 10 metre koruma alanı oluşturulmasına karar verildiği, bu karar doğrultusunda aynı Kurul'un 30/06/1998 tarih ve 3106 sayılı kararı ile Koruma Amaçlı İmar Planının onaylanmasına karar verildiği, Bebekli Kilisesi ve çevresinin, bu arada dava konusu taşınmazın aynı zamanda Kentsel-Arkeolojik sit alanı içerisinde yer aldığı, sanığın 29/03/2007 tarihli dilekçesi ile Seyhan Belediyesine müracaat ederek Adana ili, Seyhan ilçesi, Tepebağ mahallesi, 43 pafta, 260 ada, 90 parsel sayılı dava konusu taşınmazda zemin üstü 1. katta bulunan düğün salonuna tadilat ve izolasyon yapmak üzere ruhsat talep ettiği, Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü'nün 27/04/2007 tarih ve 2603 sayılı kararı ile, Kentsel-Arkeolojik sit alanı içerisinde yer alan ve taşınmaz kültür varlığı olarak...

          Somut olayda, kişisel ilişkisi düzenlenen çocuğun “Serebral Palsi” hastası olduğu, %96 oranında engelli olduğu, hem fizik tedavi hem bireysel özel eğitim aldığı, nörolojik nöbet geçirme riskinin bulunduğu gibi, 25.04.2019 tarihli sosyal çalışmacı, psikolog ve pedagog tarafından hazırlanan sosyal inceleme raporunda da gündüzlü kişisel ilişki kurulmasının çocuğun özel durumuna daha uygun olduğu yönünde görüş bildirilmiş olduğu da gözetildiğinde, davanın kabulü ile davalı ve çocuk arasında yatısız olacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....

            Genel Müdürlükçe değerlendirilen itirazlar Bakanlık onayına sunulur." hükmüne yer verilmiştir. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17.maddesinde, "Koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar, koruma bölge kurulu tarafından üç ay içinde geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları belirlenir. Belediyeler, valilikler ve ilgili kurumlar söz konusu alanda ilgili meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve plandan etkilenen hemşerilerin Katılımı ve toplantıları düzenleyerek koruma amaçlı imar planını hazırlatıp, incelenmek ve sonuçlandırılmak üzere koruma bölge kuruluna vermek zorundadır. İki yıl içinde koruma amaçlı imar planı yapılmadığı takdirde, geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartlarının uygulanması, koruma amaçlı imar planı yapılıncaya kadar durdurulur. Bu iki yıllık süre içinde zorunlu nedenlerle plan yapılamadığı takdirde koruma bölge kurulunca bu süre bir yıl daha uzatılabilir....

              "koruma amaçlı imar planları onaylanmadan" ibaresinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, Dava konusu İlke Kararının (a) ve (e) maddelerinde geçen "kamu hizmet yapıları" ibareleri ile (f) maddesindeki "koruma amaçlı imar planı onaylanmadan" ibaresinin iptaline karar verilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Kısıtlı adayı hakkında vesayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada...Sulh Hukuk Mahkemesi ve ...1.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, akıl hastası olduğu için hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen sanık hakında tedavi amaçlı koruma tedbiri uygulanması için vasi atanması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 411. maddesine göre ise “vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairesine aittir. “Aynı Yasanın 19. maddesinde de; “Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyetiyle oturduğu yerdir.” hükümlerine yer verilmiştir. Dosya kapsamından, her nekadar adrese dayalı nüfus kayıt sisteminde kısıtlı adayının yerleşim yeri “... mahallesi, ... sokak, No:..., ......

                  ve Denetim Büroları kurulmuş idarelerin izin ve denetimi ile yapılacağı, eğer idarenin bünyesinde Koruma, Uygulama ve Denetim Bürosu kurulmamış ise, sözü edilen iznin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan alınması gerektiği, sit alanı olarak tescil edilmiş bir bölgenin, koruma amaçlı imar planı da onaylanmış olursa, bu bölgedeki yapılaşma ya da onarım faaliyetlerinin belirtilen plan çerçevesinde gerçekleştirilebileceği, başka bir deyişle, koruma amaçlı imar planı onaylanmış sit alanlarının imara açık bölgeler olduğu, ancak, bu bölgelerde inşai ve fiziki müdahalelerde bulunabilmek için izin sürecinin işletilmesi gerektiği, izin alınmaksızın ya da izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapılması ile inşai ve fiziki müdahale gerçekleştirilmesi halinde, 2863 sayılı Kanunun 65/d maddesi ile yaptırım altına alınan suçun oluşacağı, somut olay bu kapsamda değerlendirildiğinde, sanığın, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 16/06/2000 tarih ve 4666 sayılı kararı...

                    UYAP Entegrasyonu