Gerekçeli kararın davaya dahil edilen Kuruma yöntemince tebliğe çıkartılmadığı anlaşıldığından, gerekçeli kararın TBK 20 md. ve 21 md. 1 fk. uyarınca tebliğ edilmesi denendikten sonra tebliğ imkansızlığı var ise TBK 21 md. 2 fık. yoluna başvurulduktan sonra, Kuruma anılan maddeler gereğince yöntemince tebligat çıkartılması için, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 02.06.2021 tarihli ve 431 sayılı Konya Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümü Kararı ilgili daire 4. maddesine göre "TTK'nın 4. maddesinin atfıyla, Türk Borçlar Kanununda yer alan, işletmenin satılma ve değiştirilmesi (TBK. m. 202- 203), yayım sözleşmesi (TBK m. 487- 501), kredi mektubu ve kredi emri (TBK m. 515- 519), ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları (TBK m. 547- 554), ticari nitelikli havale (TBK m. 555- 560), saklama sözleşmeleri (TBK M. 561 VD.) ilişkilerinden kaynaklanan alacak davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" açısından istinaf incelemesi yapma görevi Konya Bölge Adliye Mahkemesi'nin 6. Hukuk Dairesine aittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık saklama sözleşmesinden kaynaklandığına ve saklama sözleşmeleri iş bölümü kararı ile açıkça 6. Hukuk Dairesi'nin görevleri arasında sayıldığına göre dairemizin görevsizliği ile Aidiyet (Gönderme) kararı verilmesi gerektiği anlaşılmıştır..." şeklinde karar verilmiştir....
isteme, eserin ücretsiz onarılmasını isteme" yönünde olduğu; davacının, dava dilekçesindeki talebinin ---- davacı işsahibine ödenmesi talebinin), TBK m. 475/I hükmündeki seçimlik haklardan biri olmadığı; ancak bu talebin, TBK m. 475/II hükmüne göre "genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı"na ilişkin olarak ileri sürüldüğünün kabul edilebileceği; 5.Hal böyle olmakla eğer Sayın Mahkemece davacı işsahibinin, TBK m. 474/I hükmü gereğince davalı yükleniciye "uygun bir süre içinde ayıp bildiriminde (ihbarında) bulunduğu" ve dolayısıyla TBK m. 475/II hükmüne göre seçimlik hakkını kullandığı kabul edilir ise bu takdirde teknik değerlendirmede ayıbın giderilmesi yönünden hesaplanan --- tazminat yönünden davacı işsahibinin alacaklı olduğu yönünde kanaate varılabileceği; 6.Davacı işsahibi, ------ tarihinden işletilecek ticari avans faizi ile ödenmesini talep etmiş olup dava tarihi olan --- tarihine kadar hesaplanacak faizin ----olduğu; ancak dosya kapsamı incelendiğinde davacı işsahibinin, ayıbı...
Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 02.06.2021 tarihli ve 431 sayılı Konya Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümü Kararı ilgili daire 4. maddesine göre "TTK'nın 4. maddesinin atfıyla, Türk Borçlar Kanununda yer alan, işletmenin satılma ve değiştirilmesi (TBK. m. 202- 203), yayım sözleşmesi (TBK m. 487- 501), kredi mektubu ve kredi emri (TBK m. 515- 519), ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları (TBK m. 547- 554), ticari nitelikli havale (TBK m. 555- 560), saklama sözleşmeleri (TBK M. 561 VD.) ilişkilerinden kaynaklanan alacak davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" açısından istinaf incelemesi yapma görevi Konya Bölge Adliye Mahkemesi'nin 6. Hukuk Dairesine aittir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık saklama sözleşmesinden kaynaklandığına ve saklama sözleşmeleri iş bölümü kararı ile açıkça 6. Hukuk Dairesi'nin görevleri arasında sayıldığına göre dairemizin görevsizliği ile Aidiyet (Gönderme) kararı verilmesi gerektiği anlaşılmıştır..." şeklinde karar verilmiştir....
Kiraya veren, TBK.'nun m 249/1 (TBK. M 304-305) hükmüne göre kiraya verilen yeri sözleşmeyle amaçlanan kullanım şekline uygun olarak kiracıya teslim ve sözleşme süresi boyunca da bu halde bulundurmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğe aykırı davranıldığı takdirde kiracının bu yüzden uğradığı zararın tazmini gerekir. Ancak, davacı kiracının da zararının artmasını önlemek için kendisine yeni bir kiralamak üzere gerekli çabayı göstermesi gerekir. TBK.'nun m 98 (TBK.'nun 114) delaletiyle aynı kanunun m 44 (TBK.'nun 52) maddesi gereğince davacının yeniden aynı koşullarla yeni bir yeri ne kadar sürede bulabileceği uzman bilirkişi aracılığı ile belirlenip bu süre ile sınırlı olarak davacının kâr mahrumiyetine hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Olayımıza gelince; Davacı 24.03.1994 başlangıç tarihli sözlü kira sözleşmesine dayanarak TBK' nun 347. maddesi gereğince sözleşmenin sona ermesi nedeniyle tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı sözleşmenin başlangıcına karşı çıkmamıştır. Bu durumda uyuşmazlığın TBK' nun 347/2 maddesinde düzenlenen belirsiz süreli kira sözleşmesinin sona ermesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. TBK' nun 347/2. maddesi maddesi gereğince belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilir. Davacı tarafından davalıya gönderilen 05.01.2015 tarihli ihtarı davalıya 09.01.2015 tarihinde tebliğ edilmiş dava ise 23.10.2015 tarihinde açılmıştır. TBK' nun 328/son maddesinde;"Sözleşmede veya kanunda belirtilen fesih dönemine veya bildirim süresine uyulmamışsa, bildirim bir sonraki fesih dönemi için geçerli olur." düzenlemesi bulunmaktadır....
da verebileceğini, TBK. m. 76’nın getirdiği düzenleme, ihtiyati tedbirlerden oldukça farklı yönlerinin bulunduğunu, TBK. m. 76 hükmü bağlamında geçici ödemenin talep edilebilmesi için davalı ve davacıdan bahsedildiğini ve bu talebin dava açıldıktan sonra da talep edilebileceğinin düzenlendiğini, ihtiyati tedbir talebinin yargılama esnasında talep edilebileceği gibi, dava açmadan önce de talep edilebileceğini, ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devam edebileceğini, hâkimin karar şekli anlamda kesinleşinceye kadar ön ödemeye karar verilebileceğini, irat şeklinde tazminata karar verilmesi durumunda, kararın kesinleşmesine kadar da ön ödemenin devam ettirilmesinin de mümkün olduğunu, HMK.’deki genel tedbir hükümlerinden farklı olarak TBK. m. 76’ya istinaden mahkemenin hükmedeceği geçici ödemenin koşullarının değişikliğe uğraması halinde geçici ödemenin iadesine, diğer bir ifadeyle tedbir kararının kaldırılabileceğine ilişkin düzenlemenin TBK m. 76’da bulunmadığını, bunun...
TBK. m. 521-525 arasında sadece simsarın ücret alacağı düzenleme konusu yapılmıştır. Simsarlık sözleşmesi ile ilgili diğer hususlarda, TBK. m. 520/2'nin yollaması gereği vekalete ilişkin TBK. m. 502 vd. hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Simsarın ücrete hak kazanma zamanı ve giderlere ilişkin alacağı TBK. m. 521 'e göre "simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır" (521/1); "simsarın faaliyeti sonucunda kurulan sözleşme geciktirici koşula bağlanmışsa ücret, koşulun gerçekleşmesi halinde ödenir" (521/2); "simsarlık sözleşmesinde simsarın yapacağı giderlerin kendisine ödeneceği kararlaştırılmışsa, simsarın faaliyeti sözleşmenin kurulmasıyla sonuçlanmamış olsa bile giderleri ödenir" (521/son). Böylece simsar, sözleşme konusu hizmetin bir akdin kurulmasıyla sonuçlanması durumunda ücrete hak kazanmaktadır. Simsar, söz konusunu hizmeti yerine getirmezse, ücret alacağı elde edemeyecektir....
Hukuk Dairesi'nin görevlerine ilişkin listenin 3. bendinde; "TTK'nın 4. maddesinin atfıyla, Türk Borçlar Kanununda yer alan, yayım sözleşmesi (TBK m. 487- 501), simsarlık (tellallık) sözleşmesi (TBK m. 520 vd.), kredi mektubu ve kredi emri (TBK m. 515- 519), ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları (TBK m. 547- 554), ticari nitelikli havale (TBK m. 555- 560), saklama sözleşmeleri (TBK m. 561 vd.) ilişkilerinden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" hakkındaki istinaf başvurusunu incelemekle görevli dairenin, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu şeklinde belirlenmiştir. Dava; ticari mümessillik kaynaklı alacak davasıdır....
Ne var ki, TBK' nun 114. (BK'nun.98) maddesi uyarınca, sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanması gereken, TBK' nun 52. (BK.'nun.44) maddesi hükmüne göre, davacı kiracı da zararın artmaması için gerekli çabayı göstermek zorundadır. Davacı kiracı ... .... Asliye ... Mahkemesi' nin 2008/380 Esas sayılı dosyası ile açılan davayı TBK' nun 309.maddesi uyarınca davalı kiraya verene ihbar etmemiştir. Bu durumda mahkemece davacının kendi aleyhine açılmış olan davayı kiraya verene ihbar etmemekle zararın artmasına neden olup olmadığı karşı kusurunun bulunup bulunmadığı üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....