"; "kefalet düzenlenme tarihi" başlığının yanına "02.08.2012"; "medeni durumu" başlığının yanına "evli" yazdığı GÖRÜLMEKLE TBK m. 584 hükmünce aranan "eş rızası"na rastlanmadığından bu kefaletin, emredici kurala aykırılık nedeniyle TBK m. 27/I hükmünce kesin hükümsüz (geçersiz) sayılabileceği; ancak bankacılık yönünden yapılan değerlendirmede de belirtildiği üzere davalı gerçek kişilerin, asıl borçlu -------Şti.nin ortakları olduğu tespit edilir ise bu halde TBK m. 584/III hükmünce geçerli bir kefalet için eşin rızasının aranmayacağı kanaatine varılabileceği, - 33. sayfasında davalılardan -------- el yazısıyla "Kefalet türü" başlığının yanına "müteselsil kefil"; "kefalet düzenlenme tarihi" başlığının yanına "02.08.2012"; "medeni durumu" başlığının yanına "evli" yazdığı; ancak "kefil olunan azami miktar" başlığının yanına br şey yazılmadığı GÖRÜLMEKLE TBK m. 583/I ve 586/I hükmüne göre "Kredi Genel Sözleşmesi"nin 33. sayfasında TBK m. 583/I hükmü gereğince azami miktarın elle yazılmaması...
Buna göre; 1- TBK 431.maddesi uyarınca taraflardan her biri, belirsiz süreli hizmet akdini TBK 432.maddesinde belirtilen fesih sürelerine uymak suretiyle feshetme hakkına sahiptir. Burada belirsiz süreli hizmet akdini feshinin haklı nedene dayanması şartı aranmamaktadır. TBK 432.maddesindeki fesih ihbar sürelerine uyulması koşuluyla taraflardan her biri belirsiz süreli hizmet akdini sonlandırabilecektir. Fesih bildirim süresi ise TBK 432.maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:" Belirsiz süreli hizmet sözleşmelerinin feshinden önce, durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.Hizmet sözleşmesi; bildirimin diğer tarafa ulaşmasından başlayarak, hizmet süresi bir yıla kadar sürmüş olan işçi için iki hafta sonra; bir yıldan beş yıla kadar sürmüş işçi için dört hafta ve beş yıldan fazla sürmüş işçi için altı hafta sonra sona erer....
Zira TBK da çatılı işyerlerinin tahliye sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup,bu tahliye sebeplerinin genişletilmesi mümkün değildir. Davalı kiralayan TBK nun 347.maddesi gereğince 10 yıllık uzama süresi dolduğundan bahisle tahliye davasını ancak genel mahkemede(Sulh Hukuk Mahkemesi) açabilir, İİK'nun 272.maddesi gereğince takip yapılarak tahliye istenmesi doğru değildir....
Bu nedenle 6101 sayılı Tütk Borçlar kanununu uygulama şekli hakkındaki kanunun 1 maddesine göre kira bedelinin belirlenmesinde TBK hükümlerinin uygulanması gerekir. Kira bedelinin tespiti TBK 344 maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin 3 fıkrasına göre kira bedelinin hak ve nasafet kuralına göre belirlenebilmesi için 4+1 kuralının uygulanması gerekir, ilk yıl sözleşme hükümleri, uzayan 4 yılda TBK 344/1 maddesine göre ÜFE oranını geçmemek üzere endeks uygulanmalı, 5 yıldan sonra yanı 6 yıl için ise TBK 344/3 maddesine göre hak ve nesafet kuralına göre kira bedeli belirlenmelidir. Somut olayda ilk kira sözleşmesi başlangıç tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık (4+1) süre geçmemiştir. Bu durumda kira bedelinin TBK 344/1 maddesinde yazılı hükümlere yani endekse göre belirlenmesi gerekirken dava tarihinde yürürlükte olan TBK 344 maddesi nazara alınmadan hak ve nasafete göre kira bedelinin tespit edilmesi, belirlenen kira bedelinde de hakkaniyet indirimi yapılması doğru değildir....
16.03.2018 Kalan anapara 24.435,31 16.03.2018-30.03.2018 14 günlük %28,08 temerrüt faizi 266,83 30.03.2018 Kısmi geri ödeme (TBK 100 mahsup) -148,06 30.03.2018-30.04.2018 31 günlük %28,08 temerrüt faizi 590,85 30.04.2018 Kısmi geri ödeme (TBK 100 mahsup) -91,51 30.04.2018-31.05.2018 31 günlük %28,08 temerrüt faizi 590,85 31.05.2018 Kısmi geri ödeme (TBK 100 mahsup) -208,37 31.05.2018-25.06.2018 25 günlük %28,08 temerrüt faizi 476,49 Gider vergisi 96,25 25.06.2018 Kısmi geri ödeme (TBK 100 mahsup) -14.000,00 25.06.2018 Kalan anapara 12.008,64 25.06.2018-30.06.2018 5 günlük %28,08 temerrüt faizi 46,83 30.06.2018-31.07.2018 31 günlük %30,24 temerrüt faizi 312,70 Gider vergisi 17,98 31.07.2018 Kısmi geri ödeme (TBK 100 mahsup) -3.404,46 31.07.2018 Kalan anapara 8.981,69 31.07.2018-30.09.2018 61 günlük %30,24 temerrüt faizi 460,22 30.09.2018-31.12.2018 92 günlük %33,00 temerrüt faizi 757,46 Gider vergisi 60,88 31.12.2018 Dava tarihinde toplam alacak 10.260,25 Dava...
227, b. 2 hükmü kapsamında alıcının “indirim isteme” hakkının karşılığı olduğu, halbuki dava dilekçesinde davacının, ayıba karşı seçimlik haklarından TBK m. 227, b.2 hükmünde düzenlenen “indirim isteme” hakkını değil, TBK m. 227/II hükmüne (“Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.”) göre (TBK m. 112 hükmünce) maddi zararının ödenmesini istediği; TBK m. 227/II hükmünde düzenlenen genel hükümlere göre tazminat isteme hakkını seçtiği, teknik --- esnasında davacı tarafından iddia edilen ayıplara rastlanmadığı beyan edilmekle birlikte davacı tarafından talep edilen maddi zararın TBK m. 227/II hükmünce istenemeyeceği yönünde kanaate varıldığı; ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince TBK m. 227, b.2 hükmünde düzenlenen “ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme” hakkını seçmemiş davacının, teknik heyetçe belirlenen --- kesintisine hak kazanıp kazanmayacağı hususunda ve diğer hususlarda takdirin mahkemede olduğu, manevi tazminat yönünden ise davacı tarafından ayıplı -...
Bu nedenle 1.8.1993 başlangıç tarihli kira sözleşmesi TBK. yürürlüğe girdiği tarih itibariyle 10 yıllık süre dolmuş ise de, TBK. nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında 6101 sayılı kanunun geçici 2. maddesine göre 10 yıllık süresi dolmuş olan kira sözleşmesinde TBK.347. maddesine göre kiralayanın akdin feshi ve kiralanandan tahliyesi istemi hakkında yürürlük tarihinden itibaren 2 yıl geçmemiştir. Bu nedenle 28.3.2012 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı nazara alınmadan yazılı şekilde tahliye isteminin kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 30.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nedenle davacı ile davalı arasında TBK m. 73'e göre tazminattan birlikte sorumluluk durumu söz konusu olmadığından TBK m. 73'deki tazminatın tamamının ödendiği tarih olan 28.01.2018 tarihi zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi olarak kabul edilmeyecektir. TBK m. 78'ye göre; "Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir." Davacı meydana gelen trafik kazasında kendisinin kusurlu olduğunu ve kusurlu olması nedeniyle de davalının dava dışı kazazedeye ödediği tazminattan sorumlu olduğunu düşünerek davalıya ödeme yapmıştır. Bu nedenle davalı davacıya karşı TBK m. 77'ye göre sebepsiz zenginleşmiştir. TBK m. 78'de düzenlenen borçlanılmamış edimin ifası da sebepsiz zenginleşmenin bir alt türüdür. Bu nedenle zamanaşımı süresi ve zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağı tarih sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre belirlenecektir....
Yine BK'nin 147. maddesi (6098 sayılı TBK. madde 168)hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceğine dair hükmüne havidir.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı vekili; dava açıldıktan sonra davalı ... Denizcilik Şirketi yönünden feragat etmiştir. O halde mahkemece, BK'nin 145/1(6098 sayılı TBK. madde 166) ve 147/2 maddeleri(6098 sayılı TBK. madde 168) uyarınca, davacının feragati ile davalı ......
Ceza koşulu TBK. m. 179'da düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, ceza koşulunun türleri, seçimlik, ifaya eklenen ceza ve ifa yerine cezadan (Dönme cezası) ibarettir. Bu genel düzenlemenin yanında TBK. m. 444/2'deki dönme cezası özel olarak düzenlenmiştir. Bu TBK. 444/2 maddesi aynı Yasa'nın TBK. m. 179 maddesine bir aykırılık oluşturur. Sözleşme cezası burada da madde TBK. m. 179 olduğu gibi, kural olarak ödenmesi ile akitten cayma hakkını verir. Ne var ki madde TBK. m. 179'un aksine, TBK. m. 444/2 gereğince ifayı ya da sözleşme cezasını talep etmek isteyip istemediğini alacaklı seçemez. Aksine işçi sözleşme cezasını ödeme ile rekabet yasağından kendisini kurtarabilir (Becker, Herman, İsviçre Borçlar Kanunu Şerhi, Yargıtay Yayınları, sayfa 577). İşveren ancak, işçinin kusurunu ve uğradığı zararı kanıtlayarak TBK. m. 444 uyarınca zararının tazminini isteyebilir....