İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tahliye taleplerinin TBK 351/1 maddesi gereği değil TBK 351/2 maddesi gereği olduğunu, her ikisinin farklı usule tabi olduğundan yerel mahkemenin TBK 351/1 maddesine göre inceleme yaptığından yanlış hüküm kurulduğunu, TBK 351/2 maddesi gereği ihtiyaç sebebiyle mecurun tahliyesinden ibaret olduğunu, davacı müvekkilinin dava dilekçesinde açıkça 6098 sayılı TBK 351/2 maddesi "Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir." gereği ihtiyaç sebebiyle tahliye talebinde bulunduğunu, sözleşmenin 01/03/2020 tarihinde sona ermesine rağmen davalının mecuru tahliye etmediğini, bunun üzerine 23/03/2020 tarihinde tahliye davası açıldığını, davanın süresinde olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
TBK. m. 521 vd. düzenleme içinde, simsarın ücret alacağının doğumu için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir: a) Simsarın aracılık ettiği asıl sözleşmenin iş sahibi (vekalet veren) ile üçüncü kişi arasında kurulması gerekir. Bu şart, iş sahibinin, kendisine teklif olunan üçüncü kişilerle sözleşme yapmayı sebepsiz olarak red etmesi halinde de gerçekleşmiş sayılmalıdır. Bu konu, TBK. m. 175'in kapsamı çerçevesinde değerlendirilmelidir. Fakat asıl sözleşmenin geçerli olarak kurulması lazım ve yeterlidir. Ücret alacağının doğumu için, bu sözleşmenin ifa edilmesi gerekli değildir. Geciktirici şarta bağlı olarak yapılmış sözleşmelerde, şartın gerçekleşmesi beklenmelidir. Bu düzenlemeyi getiren TBK. m.521/1 hükmü, emredici değildir....
Buna göre; TBK 431.maddesi uyarınca taraflardan her biri, belirsiz süreli hizmet akdini TBK 432.maddesinde belirtilen fesih sürelerine uymak suretiyle feshetme hakkına sahiptir. Burada belirsiz süreli hizmet akdini feshinin haklı nedene dayanması şartı aranmamaktadır. TBK 432.maddesindeki fesih ihbar sürelerine uyulması koşuluyla taraflardan her biri belirsiz süreli hizmet akdini sonlandırabilecektir. TBK.432 maddesindeki sürelere uyulmadan haklı bir nedene dayalı olmaksızın işverence hizmet akdinin feshinin müeyyidesi ise TBK.madde 438'de düzenlenmiş olup,buna göre ; " İşveren, haklı sebep olmaksızın hizmet sözleşmesini derhâl feshederse işçi, belirsiz süreli sözleşmelerde, fesih bildirim süresine; belirli süreli sözleşmelerde ise, sözleşme süresine uyulmaması durumunda, bu sürelere uyulmuş olsaydı kazanabileceği miktarı, tazminat olarak isteyebilir....
Borçlar Kanunu'nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK m. 49) haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde (TBK m. 72) de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açacağı davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri özel olarak düzenlenmiştir....
TBK 50/2 maddesine göre “uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim,olayların akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler” hükmüne yer verilmiştir.Mahkemece yapılacak iş TBK 114/2 maddesi yollamasıyla aynı kanunun 50/2 maddesi göz önünde bulundurularak inceleme yapılıp, sonucuna göre zarara uğrayan eşya ve gıda bedelinin belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Davalı vekilinin kâr kaybı istemine ilişkin temyizine gelince; Davalı kiraya verenin 15.8.2010-tarihinde başlayan yenilenen dönemin süresi bitmeden kiralananı yıkarak sözleşmeye son verdiği anlaşılmaktadır.Bu nedenle TBK nun 301 maddesine göre kiralananı sözleşme sonuna kadar kullanmaya hazır bulundurma yükümlülüğünü yerine getirmemiştir.Bu durumda kiracı, kusursuz olduğunu kanıtlayamayan kiraya veren davalıdan kar kaybı zararını isteyebilir.Ancak kar kaybının hesabında kiracının benzer nitelikteki bir iş yerinin kiralanması...
TBK Madde 123- Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, taraflardan biri temerrüde düştüğü takdirde diğeri, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini hâkimden isteyebilir. TBK Madde 124- Aşağıdaki durumlarda süre verilmesine gerek yoktur: 1. Borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesinin etkisiz olacağı anlaşılıyorsa. 2. Borçlunun temerrüdü sonucunda borcun ifası alacaklı için yararsız kalmışsa. 3. Borcun ifasının, belirli bir zamanda veya belirli bir süre içinde gerçekleşmemesi üzerine, ifanın artık kabul edilmeyeceği sözleşmeden anlaşılıyorsa. TBK Madde 125- Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir....
Temlik eden ---- tarafından temlik eden olarak----- tarihi itibariyle toplam 81.318,866,18 TL lik nakit alacak tüm faiz ve ferileri ile birlikte TBK 183. Maddesi uyarınca 16/03/2021 tarihinde temlik edildiğine ilişkin UYAP üzerinden temliknamenin sunulduğu tespit edilmiştir. Dosya içeresindeki --- tarihli genel, nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinin davalı muris ----- yönünden incelenmesi sonucu; TBK 583 maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin yazılı yapıldığı, azami miktar olarak--- kefalet tarihi olarak 19/10/2015'in yer aldığı, müteselsil kelimesinin yazıldığı ve geçerlilik şartı olarak belirlenen kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin ve müteselsil kelimelerinin muris davalı tarafından el yazısı ile yazıldığı ve TBK 583. Maddede ki şekil şartlarını uyulduğu tespit edilmiştir....
def'i ileri sürülmüş ise de; davanın 6098 Sayılı TBK 526 maddelerinde düzenlenen vekaletsiz iş görme kapsamında değerlendirilmesi, vekaletsiz iş görme için özel bir zamanaşımı süresi düzenlemesinin bulunmaması, bu haliyle TBK 146. maddesinde açıklanan "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir" hükmünün esas alınması gerektiği, yine davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması nedeniyle, davanın ilk açılış tarihi itibariyle zamanaşımı tüm alacak için kesildiğinden, davalı vekilinin dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığı yönündeki itirazlarına itibar edilmediği, muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği, borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle borçlunun temerrüde düşmüş olduğu (BK 101....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6098 sayılı TBK nın 393 vd. maddelerinde düzenlenen hizmet akdinin fesih sebebiyle alacak istemine yöneliktir. Davacı, haksız fesih iddiasıyla ,TBK 422.maddesinde ki yıllık izin, TBK 432.maddesinde düzenlenen fesih bildirim sürelerine uyulmaması, 434.maddede düzenlenen feshe karşı koruma ve aynı yasanın 438.maddesinde düzenlenen tazminatını talep etmiştir. Davalı, iş akdinin uzlaşı ile sonlandırıldığını, bildirim yükümlülüğüne riayet edildiğini, yıllık izin ve fesih bildirim ücretlerinin ödendiğini, kötü niyetli bir fesih olmadığından tazminat edilemeyeceğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davanın niteliği gereği HMK 107.madde uyarınca belirsiz alacak davası şeklinde açılmasında usule bir aykırılık bulunmayıp, yine aynı sebeple dava arttırım talebi tarihi itibariyle arttırılan kısım yönünden davanın zaman aşımına uğradığı söylenemez....
şimdilik 100,00 TL'nin, fesih hakkı kötüye kullanarak TBK 430 gereğince şimdilik 1.000,00 TL'nin, eksik ve geç ödenen ihbar tazminatı hesaplanarak şimdilik 500,00 TL'nin, fesih bildirim süresi tutarında şimdilik 1.500,00 TL'nin TBK 438/3 gereği şimdilik 400,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....