WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,15.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18))....

        Dava esasının konusuna ilişkin sözleşmelerin yorumu ve muvazaalı işlemler TBK-19/1. madde: "Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır." hükmünü içerirler....

        Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince, davalılar aleyhine yapılıp, kesinleşmiş bir icra takibi bulunmadığı ve dava ön şartının olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava Türk Borçlar Kanununun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal sebebine dayalı davalılar arasında yapılan icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir.(HMK'nun madde 33)Somut olayda dava dilekçesindeki ileri sürüş biçimine göre dava hukuksal nitelikçe Türk Borçlar Kanununun 19.maddesinin özüne ve sözüne uygun muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir....

          Ayrıca çekişmeli taşınmazların dördü de aynı akitle temlik edilmiş olup bir kısmı için muvazaalı bir kısmı için muvazaalı değil demek iradenin bölünmezliği ilkesine aykırılık teşkil eder. Olaya yukarıdaki ilkeler uyarınca bakıldığında gerçekten de mirasbırakan bir yada iki taşınmazını vererek kendisine baktırabilecekken dört parça taşınmazını da temlik etmesi yanında makul sınırın aşıldığı da kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, asıl davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Davalının temyiz itirazının reddine, davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı 4.613.80 TL. onama harcının da davalıdan alınmasına 10.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Maddesi gereğince teminatsız olarak ihtiyati haciz/davalıdır şerhinin konulmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. B)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 28/04/2023 tarih 2023/83 Esas sayılı ilamı ile; "Davalı vekilinin ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin reddine" karar verilmiştir. C)İSTİNAF NEDENLERİ Davalı borçlu Ömer vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için talep edenin alacağını, ihtiyati haciz sebeplerinin varlığını ve davadaki haklılığını ispatlaması gerektiğini, davacı, dava konusu tasarrufun iptale tabi olduğunu iddia etmişse de dava dilekçesi soyut ve mesnetsiz iddialardan ibaret olduğunu, TBK 19 sebebiyle muvazaalı işlemin iptali gerekse tasarrufun iptali davalarında, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması dava şartıdır....

            İcra Müdürlüğünün 2019/10390 Esas sayılı takip dosyasında davalı T4'ın maaşı üzerine konulan 1. sıra haciz işlemine konu davalı T3 tarafından 15.01.2019 vade tarih, 30.000,00 TL bedelli bono ile davalı T3 lehine yapılan tasarrufun iptali ile, davacıya Şanlıurfa 1. İcra Müdürlüğünün 2019/12245 Esas sayılı icra takip dosyası ile söz konusu takip ve maaş haczi üzerinde cebri icra yapabilme yetkisi verilmesine karar verilmiştir. İstinaf kanun yoluna başvuran davalı T3 istinaf dilekçesinde, mahkemece hatalı karar verildiğini beyanla mağduriyetinin giderilmesi hususunda kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, TBK 19.( BK 18.) maddeye dayalı olarak bir dava açabilir....

            Öyle ise, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde çekişme konusu bakım aktine konu olan pay yönünden miras bırakanın yapmış olduğu temlikin muvazaalı olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Hâl böyle olunca; çekişme konusu 25 parsel sayılı taşınmazdaki 2/3 pay yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. BK'nun 19. maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında hak düşürücü zamanaşımı süresi uygulanmaz ve İİK'nın 277 vd.maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayandığından ve hak düşürücü süre eldeki davada uygulanmayacağından, davanın TBK'nin 19.maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın tasarrufun iptali davası olarak nitelendirilerek hak düşürücü süre nedeniyle davanın red edilmesi isabetli görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu