Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, bunun mümkün olmaması durumunda ise TBK.nun 19. maddesi gereğince iptali gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu hususlarına ilişkindir....

in icra takibinden 5 gün sonra 08.08.2011 tarihinde murislerinden intikal eden ve iştirak halinde malik oldukları hisseyi raiç bedelin altında devrettiği, tapuda işlemin satış gösterilmiş olmasına rağmen devir akit tablosunun gerçek iradelerine uygun olmadığından bahisle davanın kabulü ile davalı borçlu Ahmet'in pay devrine ilişkin işlemin iptali ile adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava TBK'nun 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Kural olarak 3.kişiler, danışıklı işlem nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilir....

    Mahkemece, tespit edilen değer ile ödenen bedel arasında fahiş fark bulunmadığı, taşınmazlar için yapılan işlemin muvazaalı olmadığı ve tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından istinaf edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesince, Davalı ... vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/12/2017 gün ve 2013/379 esas 2017/1154 karar sayılı hükmünün 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b.2 maddesi gereğince vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Ancak, böyle hallerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. 6098 sayılı TBK'nın 19 maddesi ile genel muvazaa düzenlenmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19.maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılabileceği, yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Şirket hisselerinin devri yönünden TBK'nın 19.maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Davacı şirket payının devrinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ve muris muvazaası nedeni ile iptal talebinde bulunduğunu beyan etmiş, TBK'nın 19.maddesindeki muvazaa kapsamında değerlendirme yapılması gerektiğini beyanla talepte bulunmuştur....

      Ancak, böyle hallerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. 6098 sayılı TBK'nın 19 maddesi ile genel muvazaa düzenlenmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19.maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılabileceği, yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Şirket hisselerinin devri yönünden TBK'nın 19.maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Davacı şirket payının devrinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ve muris muvazaası nedeni ile iptal talebinde bulunduğunu beyan etmiş, TBK'nın 19.maddesindeki muvazaa kapsamında değerlendirme yapılması gerektiğini beyanla talepte bulunmuştur....

        Her ne kadar, muvazaalı işlemin saptanması ile birlikte, tapu kaydının iptali ve tescili istenilmiş ise de ; çoğun içinde azın da bulunduğu ilkesi gereğince, muvazaalı işlemin yapılan takip yönünden hüküm doğurmamasının istenildiği açıktır. Bu bakımdan, İİK'nun 283. maddesindeki düzenleme yol gösterici niteliktedir. Mahkemece, İİK'nun 283. maddesi hükmü gereğince tapu kaydının iptaline gerek kalmaksızın, davacının dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteyebilmesi yönünde hüküm oluşturulması gerekir. Karar, bu yönü itibariyle yerinde görülmemiştir. Ancak, yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; hükmün, HUMK'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....

          SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile HMK'nın 371 inci maddesi gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2 nci maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın yatırana iadesine, 19/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....

            İSTİNAF NEDENLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre, dava niteliği itibarıyla Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali davasıdır. Eldeki davada davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı, hukuki yararın bu dava yönünden davanın açıldığı anda mevcut olup dava sonuna kadar da bulunması gerekip gerekmediği, yapılan işlemlerin muvazaalı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği, iptali halinde tescil kararı verilip verilemeyeceği hususlarının değerlendirilmesi gerekmektedir. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler....

            Çünkü muvazaalı bir işlem ile üçüncü kişinin zarar görmesi ona karşı işlenmiş bir haksız eşlem niteliğindedir. Ancak, üçüncü kişilerin muvazaalı işlem ile zarar gördüklerinin benimsenebilmesi için onun işlemi yapandan alacağının bulunması ve alacağın ödenmesini önlemek için muvazaalı işlemin yapılmış olması gerekir. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında davalı 3. kişi olan ... ve 4.kişi olan ... ile davalı borçlu arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece; davalı 3.kişi ...'...

              Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA, 3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu