Paydaşlığın giderilmesi istenilen taşınmazın tapudaki yüz ölçümü fiili duruma uymuyorsa tapu kaydındaki yüzölçümünün düzeltilmesi için dava açmak üzere taraflara süre verilmesi, dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi gerekir. Şayet dava açılmaz veya açılan dava retle sonuçlanırsa ve tapu miktarı fiili durumdan az ise sabit sınırlardan başlayarak taşınmazın tapu kapsamı belirlenip teknik bilirkişiye bu doğrultuda kroki düzenlettirilerek, krokide belirlenen yer hakkında karar verilmelidir. Eğer tapu miktarı fiili durumdan daha fazla ise davanın reddi gerekir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın yüzölçümünün hatalı olduğuna dair kadastro komisyon kararı vardır şeklinde şerh bulunmakta olup, bu şerhin dayanağı belgeler getirtilerek yüzölçümünde hata olup olmadığı araştırılmadan, yine, dava konusu taşınmazın paylar toplamı ile paydası birbirini tutmamakta olup, bu yanlışlığın nereden kaynaklandığı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir....
Sulh Hukuk Mahkemesi ise; istemin tespit davası niteliğinde olduğunu belirterek, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5520 Sayılı Kanunla değişik 2644 Sayılı Tapu Kanununun 31. maddesine göre taşınmaz malların yüzölçümünün tapu sicilinde yazılı miktardan fazla olduğu hallerde bu fazlalığın bitişik araziye elatmaktan ileri gelmediği ve sınırlarında bir değişiklik olmadığı mahkemece tespit edildiği takdirde taşınmazın gerçek yüzölçümünün tapu siciline yazılmasına karar verileceği hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davacı vekili, davaya konu taşınmazın gerçekte tapuda yazılan miktardan daha büyük olduğunu, komşu parseller ile herhangi bir sınır ihtilafının da bulunmadığını belirterek tapu kaydının iptali ile gerçek yüzölçüme göre düzeltilmesini talep etmektedir....
Davacı ..., dava konusu taşınmazın tespitine esas Şubat 1966 tarih, 27 sıra numaralı tapu kaydının miktarı 80,00 metrekare olduğu halde, taşınmazın 63,00 metrekare olarak tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, yüzölçümünün 80,00 metrekare olarak düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ...'un 16.08.2012 havale tarihli dilekçesinin içeriğinden anlaşıldığı gibi, davası kendi parseline değil, çevresinde bulunan tespit harici yere ilişkindir. Başka bir deyişle davacı ..., kendisine ait 470 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün, tespitine esas tapu kaydının miktarından az olduğunu ve eksik kalan miktarın, taşınmazın çevresindeki tespit harici yerde kaldığını ileri sürmektedir. Tutanak düzenlenmeyen taşınmazlarla ilgili olarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uygulanamaz....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, taşınmazın tapu kaydındaki yüzölçümü miktarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce,davanın tapuda kayıt düzeltim davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın tapuda kayıt düzeltim davası değil,zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5520 Sayılı Kanunla değişik 2644 Sayılı Tapu Kanununun 31. maddesine göre taşınmaz malların yüzölçümünün tapu sicilinde yazılı miktardan fazla olduğu hallerde bu fazlalığın bitişik araziye elatmaktan ileri gelmediği ve sınırlarında bir değişiklik olmadığı mahkemece tespit edildiği takdirde taşınmazın gerçek yüzölçümünün tapu siciline yazılmasına karar verileceği hükmüne yer verilmiştir....
Uygulama kadastrosu kapsamında aktarılması gereken davalar, genel mahkemelerde açılan “Müşterek sınırın değiştirilmesi istemli tapu iptali ve tescil davaları”, “Kadastro Kanunun 41. maddesine dayanılarak açılmış davalar”, “Tapu kaydında yazılı yüzölçümünün düzeltilmesi davaları” ile “3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi kapsamında kalan mükerrer kadastrodan kaynaklanan davalar”dır. Somut olayda dava, mülkiyete yönelik tapu iptali ve tescil istemli bir dava olup, kadastro mahkemesine aktarılması gereken davalardan değildir. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 28/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Uygulama kadastrosu kapsamında aktarılması gereken davalar, genel mahkemelerde açılan “Müşterek sınırın değiştirilmesi istemli tapu iptali ve tescil davaları”, “Kadastro Kanunun 41. maddesine dayanılarak açılmış davalar”, “Tapu kaydında yazılı yüzölçümünün düzeltilmesi davaları” ile “3402 sayılı Kanunun 22/1. maddesi kapsamında kalan mükerrer kadastrodan kaynaklanan davalar” dır. Somut olayda dava, mülkiyete yönelik tapu iptali ve tescil istemli bir dava olup, kadastro mahkemesine aktarılması gereken davalardan değildir. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/05/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Davacı ..., 702 parsel sayılı taşınmazının yüzölçümünün, dava dışı 700 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte yeniden ölçülmesi ve 702 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün düzeltilmesi istemiyle Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açmış olup, Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararına istinaden dosyanın gönderildiği Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2019 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davacı, taşınmaz hakkında ...Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucunda arz üzerindeki yüzölçümü ile tapu kaydındaki yüzölçümünün birbirini tutmaması nedeniyle mahkemece kendilerine süre verildiğini öne sürerek taşınmazın gerçek yüzölçümünün belirlenmesi ve tapu kaydındaki yüzölçüm hanesinin de belirlenecek miktar üzerinden düzeltilmesi istemiye dava açmıştır. Mahkemece verilen görevsizlik kararı uyarınca dosyanın gönderildiği ...2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonunda davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına, 02.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili ve birleşen dava davacısı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 256 parsel sayılı 12.500 m2 yüzölçümlü taşınmazın 1/6 hissesini 25/08/2005 tarihinde satın aldığını ve halen bu taşınmazda malik olduğunu, Kadastro Müdürlüğünün 25.08.2015 tarihli yazısıyla Yakacık mahallesi, 256 ve 257 nolu parsellerin yüzölçümlerinde hata yapıldığından bahisle 01/07/2015 tarih ve 16 sayılı düzeltme kararı ve sonrasında yapılan işlem ile önce müvekkilinin de hissedarı bulunduğu 12.500 m2 yüzölçümlü taşınmazın 5.957,18 m2. ve komşu 257 sayılı parselin ise 6.000,00 m2. olan yüzölçümünün 13023,08 m2 olarak düzeltilmesi gerektiğinin 08/09...
(HGK'nın 18.11.2009 gün ve 2009/...-383 - 2009/517 ve 16.06.2010 gün ve 2010/...-349 - 2010/318 sayılı kararları da bu yöndedir). 393 nolu parsel yönünden ise, dosya kapsamında yer alan 31/5/1977 tarih ve 2634 yevmiye numaralı resmi senet örneğinden ve getirtilen tapu kayıtlarından davacıların taşınmazı satın aldıkları tarihte taşınmazın yüzölçümünün 158030 m2 olup, 41. maddeyle düzeltilen yüzölçümünden daha az olduğu, yani 41. madde uygulamasıyla taşınmazın yüzölçümünün satın alma tarihine göre artmış olduğu anlaşılmaktadır. Ancak taşınmazın yüzölçümünün önce 2009 yılında yapılan tashih ile 214931 m2 ye çıkartılması, sonrasında ise 41. maddeye ...5534 m2 ye düşürülmesi karşısında, taşınmazın yüzölçümünün tashih ile düzeltildiği 24/7/2009 tarihi ile davacıların 41. maddeye göre yapılan düzeltme işlemini öğrendikleri tarihler arasında tapuda yapılan intikal, satış ve hisse tevhidi işlemlerinden dolayı tapu maliki davacıların zararının doğabileceği de düşünülmelidir....