Noterliği'nin 12/07/2016 tarih ve 11521 yevmiye sayılı temliknamesi ile, taşınmaz üzerindeki ipotek, davalı T4 temlik edildiği tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararın gerekçesinden de anlaşılacağı üzere, taşınmaz üzerindeki ipotek bedeli davalı T4 tarafından ipotek alacaklısı bankaya ödenmek suretiyle devralınmış olduğu, dolayısıyla, ipoteğin devrinin muvaazalı olmadığı, bu doğrultuda, ilk derece mahkemesince davanın reddine yönelik verilen istinafa konu kararda usul ve esas yönünden, hukuka aykırılık saptanmamıştır. Bu nedenlerle; davacı banka vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince, istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davacı banka vekilinin, İzmir 6....
Tarafıdan konulan ipoteğin kaldırılmasını, taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizlerin bedelinin taşınmazın değerinden fazla olması sebebi ilk üç talebin kabul görmemesi halinde taşınmazın piyasa rayiç değerinin tespit edilerek rayiç değerden şimdilik 500 TL' nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan Emay İnşaat tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı Emay İnşaat A.Ş....
uzak olduğunu, çünkü dava konusu taşınmazın tapu kaydı davacı adına tescil edilmiş olsa da üzerindeki haciz ve ipotek taraflarının alacaklarını tahsili yoluna gittikleri zaman söz konusu tescilin fiilen bir anlam ifade etmeyeceği ve taşınmazın bir şekilde (cebri icra yoluyla) davacının elinden çıkacağının tartışmasız olduğunu belirterek, mahkemece verilen dava konusu taşınmaz üzerindeki tüm kamu ve özel hacizleri ile tüm ipotek kayıtlarının kaldırılmasına yönelik dava konusu taleplerinin reddine dair kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....
Borçlanma Sözleşmesi ile gayrimenkulün Murat Yetkin tarafından satın alındığı 06.09.2014 tarihinde gayrimenkul üzerinde hiçbir haciz ve ipotek olmayan müvekkil ve diğer bir kısım tüketiciler, yaşanan bu kaos ortamında ne yapacaklarını bilemeden ve aynı zamanda satın aldıkları evlerini kaybetme korkusu ve daha ilerleyen zamanlarda tapusunu alamama endişesi ile önce satın almış oldukları gayrimenkulü ayıplı olarak devir almayı red etmişler ise de, müvekkillerinin de bir kısım tüketiciler gibi tapu üzerindeki hacizlerin her gün arttığını görünce ve davalı şirketin ilerleyen zamanlarda taşınmaz üzerindeki tüm ipoteklerin ve hacizlerin kaldırılacağına yönelik beyanlarıyla evini tamamen kaybetmemek için davaya konu taşınmazın tapu devir harçların kendisi yatırmak suretiyle 26.09.2018 tarihinde devraldığını, ancak, davalı şirketin bugüne değin taşınmaz taşınmaz üzerindeki ipotek hakkını kaldırmadığı gibi taşınmaz üzerine konulan ihtiyati hacizlerin de halen devam ettiğini, Şekerbank’ın davalı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesi kapsamında borçlarının teminatını oluşturmak üzere bir adet taşınmaz üzerinde davalı yararına ipotek tesis edildiğini ancak davalı yanın sözleşme hükümlerine aykırı davranması sonucu müvekkili tarafından keşide edilen ihtarnameyle akdin feshedilerek ipoteğin kaldırılması istenmiş ise de olumlu yanıt verilmediğini, müvekkilinin davalıya bir borcu da bulunmadığını belirterek, taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı tarafın akdi ilişki sonucu halen müvekkiline borçlu olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir....
O halde mahkemece, ipoteğin mahiyeti, verilme nedeni araştırılarak ve tapudan ipotek akit tablosu getirtilerek zorunlu ipotek olup olmadığı, zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği tespit edilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de; şikayet konusu edilen takip dosyası ile ilgili haczin kaldırılması gerekirken meskeniyet şikayetinin kabulü ile birlikte taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin de kaldırılması doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna karşılık; dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek ve haciz şerhlerinin dava tarihinden önce mülkiyet davalı ... şirketi üzerinde iken bu davalının borçlarından dolayı işlendiği, davacı şahsi hakka dayanmakta olup mülkiyeti hükümle kazanacağından haciz ve ipotek şerhlerinden sorumlu olup TMK.1023 maddesi uyarınca haciz ve ipotek alacaklılarının iyiniyetli olduklarının kabulünün gerekeceği, bu nedenle, taşınmazın takyidatlardan ari olarak davacı adına tescilinin mümkün olmadığı, davacının da asli talebini takytidatlardan ari olarak tescilin mümkün olması koşuluna dayandırdığı; taleple bağlılık kuralı gereği davacının asli talebindeki koşul gerçekleşmediğinden terditli talebinin incelenmesi gerektiği, davacının davalı ...’e 212,500,00 TL ödediği sabit olup taşınmaz üzerindeki takyidatlar nedeniyle taşınmazı devralmaya zorlanamayacağı gözetildiğinde TBK.125/2 maddesi kapsamında ödediği satış bedelini müspet zarar kapsamında davalılar ... ve ... şirketinden istirdadını talep edebileceğinden...
İcra Müdürlüğünün 2007/11581 E. sayılı dosyasında icra takibi başlattığı ve takip borçlusunun gayrimenkullerine haciz işlemi tesis ettiği ancak bir süre sonra katılanın bilgisi ve talimatı olmaksızın söz konusu gayrimenkuller üzerindeki hacizlerin yanında çalışan diğer sanık ... tarafından kaldırıldığı ve bu suretle alacağın tahsilinin güçleştirilerek katılanın mağduriyetine sebebiyet verdiklerinin iddia edildiği ve bu fiilin de sübut bulduğu, ancak sanık ...’in savunmasında; yanında çalışan ....’e dosyadaki hacizlerin kaldırılması hususunda “aşkın hacze göre işlem yap” demesine rağmen ....’in gayrimenkuller üzerindeki hacizlerin tamamını sehven kaldırdığını belirttiği, diğer sanık ...’in savunmasında ise; suç tarihinde adliyede bulunduğu esnada işvereni ....’in kendisini telefon ile aradığı ve “tapudaki haczi kaldır” demek suretiyle dosyadaki tüm hacizlerin fek edilmesine dair talimat verdiği şeklindeki beyanları birbiriyle çeliştiğinden, gayrimenkuller üzerindeki hacizlerin kaldırılması...
Şti’nin davalı bankaya olan kredi borcunun teminatını teşkil etmek üzere ipotek bulunduğunu, adı geçen şirketin kredi borcu nedeniyle dava konusu taşınmazı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe konu ettiğini, taşınmazın önceki maliklerinden ...ile davalı arasında 28.11.2013 tarihli sulh ve ödeme taahhüdü yapıldığını ve bu taahhüde göre ödemelerin tamamlandığını, protokol nedeniyle davalıya yapılan ödemelerin davalı tarafından takip dosyasına bildirilmediğini, davalı bankanın şubesine yapılan ipoteğin kaldırılması talepli başvuruya ve icra müdürlüğü aracılığıyla takip dosyasına yapılan ödemelerin bildirilmesi talebine cevap verilmediğini, ipoteğin kaldırılması için dava açılmak zorunda kalındığını ileri sürerek, dava konusu taşınmaz üzerindeki davalı banka lehine bulunan ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
SHM'nden veraset ilamı alınarak taşınmazların müvekkillerine intikal işleminin yapıldığını ancak hacizlerin kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiğini, takipte haciz yapıldıktan sonra yatırılmış bir satış avansı ve talebi bulunmadığını, borçlunun haciz konulan taşınmazlarda hissesinin bulunmadığını beyan etmiş bu nedenlerle taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını ve yargılama ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....