Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı banka vekilince süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davadışı ...adan kullanılan kredinin teminatını oluşturmak üzere müvekkiline ait taşınmaz üzerinde banka yararına ipotek tesis edildiğini, kredi borcu yeniden yapılandırılarak ödemeler yapıldığı sırada bu ödemelerde yaşanan aksamalar üzerine bankaca diğer davalıyla kredi borcunun 16.000,00 TL'lik bölümüne yönelik temlik sözleşmesi imzalandığını, sonrasında temlike konu tutarda dahil tüm borç müvekkilince ödendiği halde davalı bankaca ipotek kaydının fekkine muvafakat edilmediğini belirterek, müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilleri ayrı ayrı sundukları cevap dilekçeleriyle davanın reddini savunmuştur....

    Davalı vekilince ayrıca davacı tarafından ipoteğin fekkinin talep edilmediği, ipoteğe ilişkin harç ve masrafların da malik tarafından ödenmediğinden bahisle ipoteğin fekkedilmediği belirtilmiş ise de, dosya kapsamına göre; konut kredisinden kaynaklı borcun tamamen ödenerek kapatıldığı ve davalı bankanın 24/01/2020 tarihli yazısında da belirttiği üzere herhangi bir borç kalmadığı sabit olduğundan, davalı bankanın tüketicinin herhangi bir başvurusuna ihtiyaç duymaksızın kendiliğinden ipoteğin fekki için tapu sicil müdürlüğüne yazı yazma yükümlülüğü vardır. Ayrıca Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 29/02/2016 tarih ve 2015/38057 Esas, 2016/6148 Karar sayılı emsal içtihatında da belirtildiği üzere ipotek fek harcı zorunlu bir gider olmamasına rağmen davalı vekilinin terkin harcının yatırılması halinde taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılabileceği yönündeki savunması yerinde olmadığı...." gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür....

    Ancak rehinli alacaklı malikin istemine rağmen terkin talebinde bulunmazsa, taşınmaz maliki terkin davası (ipoteği fekki-ipoteğin kaldırılması) açmak suretiyle bunu sağlayabilir(TMK m.1025). Türk Medeni Kanunu madde 884’e göre, borçtan şahsen sorumlu olmayan taşınmaz maliki, borçluya ait koşullar içinde borcu ödeyerek taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını isteyebilir, dava açarak ipoteğin kaldırılmasını talep etme hakkı vardır. Açılacak davada dava tarihi itibarıyla ipotek ile teminat altına alınan herhangi bir borcun bulunmaması gerekir. Yargıtay 19....

    İstinaf Sebepleri Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporu ve mahkeme kararında davalı alacaklı tarafından 23.10.2014 tarihinde icra müdürlüğüne sunulan “takip alacak miktarının 20.000 TL olarak güncellenmesi” şeklindeki talebin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, icra müdürlüğü tarafından kısmi feragat nedeniyle harç yatırılması için davalı alacaklıya muhtıra çıkarılması gerekirken bu usule uyulmadığını, anılan eksikliğin kendisine ait olmadığını, takip dosyasında yapılan toplam 460 TL tahsilatın da raporda dikkate alınmadığını, şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin geçersiz olduğunu, fekki amacıyla açılan davada Bünyan ve Kayseri Asliye Hukuk Mahkemelerince karşılıklı görevsizlik kararı verildiğini, kararın mercii tayini için Bölge Adliye Mahkemesinde derdest olduğunu, ÇKS belgesi almadan da çiftçilik yapılabileceğini, anılan belgenin devlet desteğinden faydalanmak için gerekli bir belge olduğunu, taşınmazdan elde edilen gelirin yan gelir niteliğinde...

      HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Derdest dava, taşınmaz ipoteği şerhinin fekki / kaldırılması talebine ilişkindir....

      Derecede ipoteğin taşınmaz üzerinde tüm şerhler bulunmasına rağmen tesis edilmiş olması itibari ile açık bir şekilde kötüniyetli olması itibari ile dava konusu müvekkil şirkete ait taşınmaz üzerinde davalı banka lehine tesis edilmiş olduğu iddia edilerek her iki ipoteğinde fekki ile tapı kaydından terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ipoteğin terkini davasıdır. Somut olayda, davacı taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmektedir. Taşınmazın aynına ilişkin davaların taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiği HMK'nın 12/1. maddesinde hüküm altına alınmıştır....

        konu taşınmaz üzerinde ki ipoteğin kaldırılması yönünde karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca kullanılan kredinin teminatı olarak müvekkiline ait taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, kullanılan kredinin tüm borçlarının ödenmesine rağmen davalı bankanın dava dışı şirketin başkaca borçlarını gerekçe göstererek ipoteği kaldırmadığını, bir borç için verilen ipoteğin başkaca borçlar için teminat teşkil etmeyeceğini ileri sürerek, müvekkiline ait taşınmaz üzerinde davalı lehine tesis edilmiş ipoteğin kaldırılmasına ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ipoteğin fekki için gerekli şartların oluşmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

          İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın bulunması ve rehin sözleşmesinin TMK'nun 856.maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdünü iradesi ile yerine getirmezse taşınmaz maliki ipoteğin kaldırılmasını dava yolu ile isteyebilir. Tapu kaydındaki şerhlerin kaldırılmasına ilişkin davalarda husumetin kural olarak tapudaki şerhin lehtarına yöneltilmesi gerekir....

          Somut uyuşmazlıkta, davacının dayandığı 13.08.1985 tarihli rehin hakkı yukarıda sözü edilen Türk Medeni Kanununun 893.maddesinde belirtilen satıştan doğan alacak için, satılan taşınmaz üzerindeki satıcının hakkı sebebiyle tesis edilmiştir. Belirtildiği üzere bu tür rehin hakkı kanundan kaynaklanan ipotek hakkıdır. Nitekim taraflar sözleşmede satış bedelinin ne olduğunu belirlemiş, ipoteğin süresi de “fekki bildirilinceye kadar” şeklinde kararlaştırılmıştır. Kısaca davacının satıcı ipoteğinden doğan hakkı, satış bedelinden kalan 117.750 TL’den ibarettir. Faiz kararlaştırılmadığından ve ipoteğin fekki dava ile bildirildiğinden, bu alacağa geçmiş günler faizi de yürütülmesi gerekmez....

            UYAP Entegrasyonu