"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 16.04.2012 gün ve 2012/4748 - 5561 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı idare vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davalı idare vekili, 18.07.2012 tarihli dilekçesi ile tashihi karar talebinden vazgeçtiğini bildirmiş, ... Valiliği Defterdarlık Muhakemat Müdürlüğünün 16.07.2012 tarihli yazısından davalı idare vekilinin vazgeçmeye yetkili bulunduğu anlaşılmış olmakla, tashihi karar dilekçesinin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklandığı üzere vazgeçme nedeniyle davalı idare vekilinin tashihi karar dilekçesinin REDDİNE, 10.09.2012 tarihinde oybirliği ile karar veridi....
Yönetimi, 4999 sayılı Yasa gereğince fiilen orman olduğu Orman Genel Müdürlüğünce tespit edilen yerlerin talep halinde Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edileceği, tahsisi yapılan bu tür yerlerin orman niteliğinde Hazine adına tescil edileceği ve çekişmeli yerin bir bölümünün de bu nitelikleri taşıdığını ileri sürerek tapu kaydının vasıf hanesinin orman olarak tashihi, beyanlar hanesindeki davalı lehine olan şerh ile 2/B şerhinin iptali ve davalının el atmasının önlenmesini istemiştir. Davalı ... orman olan bölüme yönelik davayı kabul etmiştir....
Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda; davacı "..." olan isminin "..." olarak tapu kaydına yazıldığını, "..."in kardeşi olup kendi adındaki hata nedeniyle "..." adına iki kez kayıt yapılmış gibi görüldüğünü, gerçekte Mahirlerden birisinin kendisi olduğunu ileri sürerek düzeltme istemiştir. Gerçekten de, dava konusu 121 ada 24 ve 133 ada 30 parsel sayılı taşınmazlar ... ...'na ait iken ölümü ile mirasçıları adına tespit ve tescil edilmiştir. Bu husus kadastro tutanağının edinme sütununda ayrıntılı olarak yazılmıştır. ... ...'nun nüfus kayıt aile tablosu incelendiğinde de; mirasçıları arasında ... ve ... ... bulunmaktadır. Her ikisinin de miras payı 3/28 oranındadır. Kadastro tespit tutanağında mirasçılar adına ayrı ayrı miras payları belirtilmiş, tapuya da bu şekilde tescil edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.9.2006 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi, tespit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tespit talebinin kabulüne, tapuda isim düzeltme isteminin reddine dair verilen 31.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanunun 13/J maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 18.9.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 07.03.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuda isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.06.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 196 ada 21 parselde 1/3 hisse maliki ... Kızı ...'in adı, soyadı ve baba adının yanlış yazıldığı ileri sürülerek ... kızı ... olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davalı davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı Hazine vekili temyiz etmiştir....
Köyü ... parsele ait tapu kaydının üzerindeki şerhleri de gösterecek biçimde tapu müdürlüğünden getirtilmesinden, 3-Tapu maliki ... ile davalılar arasındaki irtibatı gösterir tüm bilgi ve belgelerin (nüfus kayıtları, veraset ilamı, tapuda soyadı tashihi davası vs.) ilgilisinden ve nüfus müdürlüğünden temin edilip dosyaya konulmasından, 4-Tapu maliki ...'ın geri çevirme kararından sonra dosya arasına alınan nüfus kaydında ölü olduğu anlaşıldığına göre veraset ilamının temini ile davada yer almayan mirasçılarına gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin tebliği ile temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesinden, 5-Dairenin geri çevirme kararı üzerine davalı ...'a tebliğe çıkarılan temyiz dilekçesi ve gerekçeli karar tebligat mazbatasına "..." yazılarak tebliğ edilmiştir. Tebligat Yasası'nın 16. maddesine göre kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan ehil ve reşit kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır....
Davalı hazine vekili anne adı ve doğum tarihinin mülkiyeti gösterir tapuya yazılması gereken zorunlu unsurlardan olmadığı nedeniyle ve resen görülecek yönlerden kararı temyiz etmiştir. 1-Dava Medeni Kanununun 1023. maddesi gereğince tapuda isim tashihi istemine ilişkin olup, yapılan yargılamaya toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- “Mülkiyet hakkının tescili” başlıklı Tapu Sicil Tüzüğünün 25.maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler malikin adı, soyadı, baba adı, edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarasından ibarettir. Görülüyor ki; bunların arasında malikin anne adı ve doğum tarihi yer almamıştır. Dolayısıyla tapu kütüğünde bulunması zorunlu olmayan nüfus bilgisinin ilevesi veya düzeltilmesi dava yoluyla istenemez....
Zira, davacı dava dilekçesinde net olarak davasını "tapu kaydında isim tashihi" davası olarak nitelendirmiştir. Tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin davalarda tapu sicil müdürlüğü yasal hasımdır. Öte yandan, dosya arasındaki aile nüfus kayıt tablosunun incelenmesinde davacının babası olduğu anlaşılan 1891 doğumlu ... oğlu ... 'un 1966 tarihinde öldüğü, yine davacının kardeşi 1922 doğumlu ... oğlu ... 'un da 1941 yılında öldüğü sabittir. Halbuki, dosya arasındaki 202 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağının edinme sebebinde Haziran 1968 tarihli ve 33 sıra numaralı tapu kaydına atıf yapılmış, 03.05.1991 günlü tapulama tespitinde dava konusu taşınmaz "... oğulları ... ve ... " adına yazılmıştır. Bu tarih itibariyle 1891 doğumlu davacının babası ... oğlu ... (ölüm tarihi 16.03.1966) ile davacının kardeşi 1922 doğumlu ... oğlu ... 'un (ölüm tarihi 06.02.1941) vefat ettikleri sabittir....
Diğer tapu kayıt malikleri ...,..., ... ve ... evli ve çocuklu olarak ölmüş, mirasçılarının var olup, davacı adı geçenlerin mirasçısı değildir. Bu nedenle de bu kişilere ait pay üzerinde hak sahibi bulunmamaktadır. Mahkemece bu yön gözetilerek paydaş ...,..., ... ve ...’nin kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteminin aktif husumet ehliyeti bulunmadığından reddi gerekirken istemin hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırı olduğundan, ... ...’nun nüfus kayıtlarında baba adı . ... geçtiği halde tapu kaydında malik baba adının ... olarak tashihi yönünde hüküm kurulduğundan kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 24.03.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....