Davalılardan ... ve davacılar vekillerinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK 370. maddesi gereğince ONANMASINA, temyiz edenlerden peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 02/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekili; kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe takibe konulamayacağını, takibe konu kararın kişilik haklarının zedelenmesi sebebiyle manevi tazminata ilişkin olduğunu belirterek takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, davalının takibe koyduğu alacak, şahsın hukukuna ilişkin manevi tazminat alacağı olduğu ve kesinleşmeden takibe konamayacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. HUMK'nun 443/4....
(HMK'nun 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Anılan maddede belirtilen hükümler, Medeni Kanunun “Kişiler Hukuku” ve “Aile Hukuku” kitaplarında yer alan konulara ilişkin tüm hükümler olmayıp, kişinin doğrudan şahsı ya da ailevi yapısı ile ilgili hukuki durumunda değişiklik yaratan ilamlar ile bu ilamların fer’i (eki) niteliğindeki hükümlerdir. (Örneğin ad, soyad, yaş tashihi, velayetin nez’i, babalık davası, nesep tashihi, boşanma ve bunun fer’i niteliğindeki hükümler gibi…) Somut olayda takibin dayanağı olan ilam, Türk Borçlar Kanunun 58. maddesine dayalı manevi tazminata ilişkin olup, tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayan, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkileyebilen, edaya ilişkin ilamlardır. Bu nitelikleri itibariyle de kesinleşmeden icraya konulmaları mümkündür....
Mahkemece 59 parsel sayılı taşınmazda davacının baba adı doğru yazıldığından ayrıca ... parsel sayılı taşınmaz başkası adına kayıtlı olduğundan bu parseller yönünden davanın reddine, diğer ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne, peşin alınan harcın mahsubu ile 2.700.00 TL karar ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına karar verilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava Türk Medeni Kanununun 1027.maddesi gereğince tapuda isim tashihi isteğine ilişkindir. Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı maktu olarak belirlenmelidir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, çekişmeli 1189 parsel sayılı taşınmazın komisyon kararındaki yüzölçümüyle toplam 28 hisse kabul edilerek, 4'er hissesinin Molla ... oğlu Hasan, ..., ..., .... 1'er hissesinin ....ve.... adlarına tesciline karar verilmiş ve bu hüküm temyiz edilmeksizin 12.08.1996 tarihinde kesinleşmiştir. Bilahare, tespit maliki davalı ...mirasçısı ..., hüküm yerindeki pay ve paydanın tutmadığı ve hükmün infazının mümkün olmadığını belirterek, hükmün tavzihi talebinde bulunmuştur. Mahkemece ek kararla; tavzih talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, tavzih talep eden tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davanın reddine, komisyon kararı gibi tesciline karar verilmiş, devamında tespit maliklerinin bir kısmının ismi yazılmak suretiyle hüküm kurma yoluna gidilmiştir. Ne var ki, tespit maliklerinden ...'nün ismi sehven yazılmamış, bu suretle pay payda uyumsuzluğu meydana getirilmiştir....
Davacı ... ve arkadaşları tapu kaydına ve miras yolu ile gelen hakka dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, temyize konu çekişmeli 286 ada 1, 5, 6, 287 ada 1, 5 , 292 ada 1 ve 478 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tespitlerinin iptali ile 286 ada 6 sayılı parselin payları da gösterilmek suretiyle davacı ile tespit maliki adına, 286 ada 1, 5, 287 ada 1, 5, 292 ada 1 ve 478 ada 1 sayılı parsellerin yine payları da gösterilerek davacılar ile tespit malikinin mirasçıları adlarına tescillerine, 286 ada 1 parsel üzerindeki iki katlı ...... evin ve 287 ada 1 parsel üzerindeki çay bitkisinin payları oranında tespit maliki ... mirasçılarına ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ..., davalılar ..., ..., ..., ..., ..., davalılar ..., ..., ..., ..., .........
in 1947 yılında vefat edip, karısı ... kızı ... ... ve evlatları.... ve ... olarak tapuya yazılmış ise de muris ... ...'in nüfus kaydı ve veraset ilamında "....kızı ..." şeklinde karısı ve mirasçısı bulunmadığı nedeniyle tapuda müşterek paydaş ... ... isminin tapudan terkini ile tapuya yazılmayan davalı ... kızı .... (...)'in tapuda müşterek malik olarak yazılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı idare vekili tapuda kayıt düzeltme davası ile yeni bir ayni hak, tescil ve terkini mümkün bulunmadığı nedeniyle ve re'sen görülecek yönlerden temyiz etmiştir.Dava, Türk Medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince tapuda isim tashihi isteğine ilişkindir. Tapuda ismi düzeltilmesi istenen muris .... kızı ...'in dosyadaki 1989/69-16 sayılı veraset ilamına göre tek mirasçısı davalı Günay Çandar (...) olup, davacı müşterek paydaş Saniye ...'in mirasçısı olmadığından aktif dava ehliyeti yoktur....
Somut olayda, davacının murisi dedesi ... oğlu ... ve murisi babası Müfrettin oğlu ... mirasçısı olduğu veraset ilamlarından anlaşılmakla davacının murisleri yönünden kimlik bilgilerinin düzeltilmesi ile ilgili aktif dava ehliyeti vardır. Ancak, dosyadaki Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/340-631 sayılı tapuda isim tashihi hükmünün dava konusu 2358 parsel sayılı aynı taşınmazla ilgili ve kesinleşmiş olup olmadığı böylece davacının murisi dedesi ... oğlu ... açısından davada hukuki yararının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Ayrıca diğer isminin düzeltilmesi istenen tapu malikleri Akife kızı ... ve Akife oğlu ... ve Nasiye kızı Bahriye yönünden de davacı ile aralarında irtibat kurulmamış, bu paydaşlar yönünden davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan davanın esasına dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan karar bozulmalıdır....
kaydı, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ...adına tespit ve tescil edildikten sonra satış ve intikal suretiyle tapuda ... ....,ve müşterekleri adına intikal ettirilmiş; 177 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydı, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit payla ....., ve ...., adlarına tespit ve tescil edildikten sonra, ...., payı satış suretiyle ...adına tapuda intikal ettirilmiş; 178 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydı, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ...., adına tespit ve tescil edildikten sonra intikal suretiyle ...ve müşterekleri adına tapuda intikal ettirilmiş; 179 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydı, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ....,adına tespit ve tescil edildikten sonra satış suretiyle ... adına tapuda kayden intikal ettirilmiş; 208 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ...adına tespit ve tescil edilmiş; 209 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tespit #Yukarıda tarihi, numarası, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairenin * 30.11.2006 gün ve 8513-16713 sayılı ilamiyle* onanmasına karar verilmişti. Sözü geçen Dairemiz kararının düzeltilmesi istenilmekle, evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü. 1-#Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre davacı ...'nun Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 440. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. 2- Davalı...'nun karar düzeltme talebinin incelenmesine gelince; Yargıtay ilamı tashihi karar talebinde bulunan tarafa * 15.02.2007 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karara karşı yasada öngörülen (HUMK.440/1) l5 günlük süre geçtikten sonra * 07.03.2007 tarihinde verilen dilekçe ile tashihi karar talebinde bulunulmuştur. Böyle olunca süresinde olmayan isteğin reddi gerekmiştir....