Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şayet bir vatandaşın konumu, 60. maddede belirtilen bentlerin hiçbirine girmiyor ve o kimse başka bir ülkede sağlık sigortası yardımlarından yararlanamıyorsa genel sağlık sigortalısı sayılır. Amaç, hiç kimseyi genel sağlık sigortası kapsamı dışında tutmamaktır. O nedenle ülkemizde “herkes genel sağlık sigortası kapsamına alınmıştır” diye bir sonuca varılabilir. Zira 60. maddede kimlerin genel sağlık sigortası sayılacağı ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiş, durumları bu ayrıntılı hükümlere uymayanlar genel sağlık sigortalısı sayılmıştır. Diğer taraftan Genel Sağlık Sigortası geçiş hükümlerini düzenleyen 5510 sayılı Kanun’un Geçici 12. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, 60. maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendinde belirtilen kişilerin Genel Sağlık Sigortasından yararlanmalarını 01.01.2012 tarihine kadar ertelemiş, böylece düşük gelirliler yönünden yeşil kart uygulaması bir süre daha devam ettirilmiştir....

    İlk derece mahkemesince; " davacı banka ile davalıların murisi Demir Tatar arasında 6685655 nolu hesap, 7838539, 7835056, 7835568, 7836659, 7837570 nolu kredilerden kaynaklı toplam 5.312,05 TL borç olduğu, davacı ile davalı murisi arasında düzenlenen sözleşmelerin hayat sigortası kapsamında düzenlendiği, murisin hayat sigortası süresi içerisinde vefat ettiği, murisin Ziraat Bankasına olan borçlarının hayat sigortası kapsamında ödendiği, davacı banka ile hayat sigortasının aynı şirkete ait olması, kredi borçlarının hayat sigortasından karşılanması gerektiği anlaşılmakla davanın reddine " dair karar verilmiştir....

    "Ferdi kaza sigortaları, can sigortası türlerinden olup, meblağ sigortası olması itibariyle de, ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu; yaralanma halinde ise, yapılan tedavi giderleri bakımından buna ilişkin limiti geçmemek üzere ve yapılan harcama kadar nispi; sürekli sakatlık halinde ise, sakat kalma oranı ve sakatlığın derecesine göre limitin belli oranı olmak üzere, sigorta bedelinin ödenmesini gerektirir....

      Poliçenin özel şartlar kısmında; "poliçe ile bina deprem teminatı verilmiş ise, 587 sayılı zorunlu deprem sigortasına dair kanun hükmünde kararname uyarınca temini gerekli zorunlu deprem sigortası teminat limitlerinin üzerindeki limitler için ihtiyari deprem sigortası olarak hüküm ifade eder" hükmünün yer aldığı da gözetildiğinde, DASK teminat limiti üzerinde kalan deprem zararından davalının sorumlu olduğunun kabulü yerindedir. Davalı sorumluluğunun başlangıç noktası, zorunlu deprem sigortası teminat limitinin üzerindeki deprem zararı olduğundan, davacıya ait işyeri için geçerli zorunlu deprem sigortası teminat limitinin davaya konu deprem tarihi itibariyle ne kadar olduğunun doğru biçimde tespiti önem kazanmaktadır....

        tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

          Davalı vekili, sigortalının kaza tespit tutanağını, sürücünün kimliğini ve alkol raporunun, ve gerekli tespitleri yaptırmaksızın olay yerini terk ettiğini sigorta şirketin rücu imkanının kısıtlandığını, savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının kazadan sonra olay yerini terk ettiği, olaydan iki gün sonra kaza hakkında ifade verdiği, olayı sigorta şirketine onaltı gün sonra bildirdiği, hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı dışında kaldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında, gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyiniyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir....

            Finansman A.Ş'den dain mürtehin kaydının devam edip etmediği ile muvafakatının sorulması gerektiği, kabule göre de; Kasko Sigortası Genel Şartları'nın B.3.3.1.2 maddesi gereğince, pert olan aracın trafikten çekilme belgesiyle birlikte ve üzerindeki takyidatlarıdan ari olarak davalı kasko sigortacısına mülkiyetinin geçirilmesi gerektiğinden, yukarıdaki açıklanan hususlar göz önüne alınarak, bu hususta da değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen,sadece dain-mürtehin muvafakatı alınmış, ancak Kasko Sigortası Genel Şartları'nın B.3.3.1.2 maddesi gereğince bir değerlendirme yapılmamıştır. Kasko Sigortası Genel Şartları'nın (KSGŞ) B.3.3.1.2. maddesi; "onarım masraflarının sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşması ve aynı zamanda eksper raporu ile taşıtın onarım kabul etmez bir hale geldiğinin tespit edilmesi durumunda araç tam hasara uğramış sayılır....

              Mahkemece toplanan delillere ve kaza tutanağına göre sürücünün tespit edilemediğini, sürücünün ifadesinde emniyet kemerinin takılı olduğunu belirttiği ancak göğüs çevresinde patolojik bir bulguya rastlanmadığını, aracın hasarına göre bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,zararın teminat kapsamında olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigortası sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında, gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyiniyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir....

                Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, dava konusu olaydan sonra trafik ekipleri tarafından kaza tespit tutanağı düzenlenmiştir. Kaza tespit tutanakları, aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli belgelerdendir. Ayrıca mahkemenin, davanın reddi gerekçeleri arasında davacı sigortalı tarafından davalı sigortaya geç ihbarda bulunulmuş olması da yer almakta ise de, Kasko Sigortası Poliçe Genel Şartlarının B.1.1. maddesinde öngörülen 5 günlük ihbar süresi hak düşürücü süre değildir. İhbarın suresinde yapılmamış olması tek başına hasar bedelinin ödenmesine engel teşkil etmez ancak ihbarın geç yapılması sigortacının zararına neden olmuşsa zarar miktarının tazminattan tenzili mümkündür....

                  İşsizlik sigortası 4447 sayılı Kanun’un 46 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İşsizlik sigortası Kanun'un aradığı koşulları taşıyıp işsiz kalan işçileri kısmen de olsa işsizlik riskine karşı korumak amacıyla getirilmiştir. Kanun bu sigortayı, “bir işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, herhangi bir kasıt ve kusuru olmaksızın işini kaybeden sigortalılara işsiz kalmaları sebebiyle uğradıkları gelir kaybını belli süre ve ölçüde karşılayan, sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren zorunlu sigorta olarak tanımlamaktadır. Kanun’un 46. maddesine göre, “İşsizlik sigortası primlerinin toplanmasından Sosyal Sigortalar Kurumu, diğer her türlü hizmet ve işlemlerin yapılmasından İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü görevli, yetkili ve sorumludur....

                    UYAP Entegrasyonu