WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer davalı şirket ise TK35.m.gereğince usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmadığı gibi kendisini vekil ile de temsil ettirmemiştir. DELİLLER : -Davalı Şirket hisse senetleri -SPK Denetim Dairesi raporu. -Bilirkişi raporları DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davalı halka açık anonim ve hisseleri borsada kayıtlı Şirketin ortağı olan davacıların diğer davalı Şirket yöneticisinin haksız eylemleri neticesinde uğradıkları ileri sürülen maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacılar vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir. Her ne kadar davalı ... vekili tarafından davacıların Şirket ortağı olarak dava ehliyetlerinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de; bu itiraza itibar edilememiştir....

    TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından; özel güvenlik şirketlerinin faaliyet izinleri ile ilgili işlemlerin 5188 sayılı Kanun ve bu Kanun'a dayalı olarak çıkartılan mevzuatta öngörülen usul ve esaslar çerçevesinde yerine getirildiği, davacı şirketin iptal edilen faaliyet izin belgesinde kurucu olarak …'ın bilgileri yer aldığından şirket yöneticisinin istifası üzerine yapılacak işlemlerle ilgili bildirimin bu kişiye yapıldığı, davacı şirketin kurucusu ve şirket müdürü olarak 09/03/2018 tarihinden itibaren görev yapmaya başlayan …'ın ortaklık durumundaki değişikliği bir ay içerisinde bildirmesi gerekirken bu yükümlülüğe aykırı davrandığı, öte yandan, 24/10/2018 tarihinde istifa eden şirket yöneticisinin durumundan haberdar olmamasının düşünülemeyeceği ileri sürülerek Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir. KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Kararın onanması gerektiği düşünülmektedir....

      Davalı alacaklı vekili, davacı şirket ile borçlu arasında organik bağ bulunduğunu,haciz adresinin borçlunun tebligat adresi olduğunu, haciz sırasında borçlunun çalışanı ile eski yöneticisinin hazır olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini savunmuştur. Davalı borçlu savunma yapmamıştır. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı 3.kişi şirket ile borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğu, borçlu şirketin takiplerden kurtulmak geyesiyle üretim yapmaya elverişli olmayan bir adrese taşınmış olarak gösterildiği ve faaliyetlerini ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste davacı şirket adı altında sürdürdüğü, çalışanların davacı şirkette işlerine devam ettiği, gerekçesiyle davanın, takip ertelenmediğinden alacaklı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiş hüküm davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış 3.kişinin isihkak iddiasına ilişkindir....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, şirket yöneticisinin sorumluluğu ve haksız rekabetinden dolayı tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.Mülga 6762 sayılı Kanun'un 336 ncı maddesi, 2. 7326 sayılı Kanun. 3....

          Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/05/2016 tarih ve 2014/1397-2016/403 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili ve davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan ... Şirketinden 5.240,95 bakiye alacağının bulunduğunu, diğer davalının davalı şirketin yöneticisi olduğunu ve şirketten mal kaçırdığını, alacağın işlemiş faizi ile 6.118,56 TL olduğunu, bu miktarın tahsili için takip yapıldığını, davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek bu miktarın davalı şirketten ve diğer davalı ... yönünden limited şirket yöneticisinin sorumluluğu hükümlerine göre tahsiline karar verilmesini istemiştir....

            Davalı şirket vekili, davacı apartman yöneticisinin bu davayı açamayacağını, aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını savunmuş, mahkemece 27.04.2006 günlü oturum ara kararıyla yöneticinin aynı zamanda kat maliki olması gerekçesiyle husumet itirazının reddine karar verilmiştir.Bu davanın açılması için yöneticiye genel olarak yetki verildiği anlaşılmaktadır. Apartman yöneticisi verilen yetkiye dayanarak ancak 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 35. maddesinde verilen görevlerle sınırlı olarak ve bu Kanun uygulanmasından doğan alacaklar için dava açabilir. Bunun dışında apartman yöneticisinin kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanarak dava açması mümkün değildir....

              A.Ş. aleyhine şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan (TTK 553/1. md) tazminat istemine ilişkin .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/... Esas, 2020/797 Karar sayılı dosyası sonucunda davalılar ... A.Ş., ... A.Ş. yönünden davanın kabulüne, davalı ......

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2017/1343 Esas KARAR NO:2024/508 DAVA: İtirazın İptali (Şirket Yöneticisinin Sorumluluğundan Kaynaklı) DAVA TARİHİ: 11/12/2017 KARAR TARİHİ: 23/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Şirket Yöneticisinin Sorumluluğundan Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREKÇE:Davacı vekili, davalının müvekkili şirketin ortağı ve 2 yöneticisinden birisi olduğunu, diğer şirket yöneticisinin yurt dışında olmasından faydalanarak şirketi esasen tek başına temsil ettiğini, 12/02/2016 ya kadar süren bu dönemde kendisi adına bir ticari işletme kurup, davacı şirketin bir takım satışlarını kendi işletmesi üzerinden yaptığını, kendi şirketini komisyoncu gösterip %10 komisyon ücreti adı altında fatura kestiğini, kendisine ilişkin işlerde konaklama, toplantı, yeme-içme masraflarının bir kısmını faturalandırıp davacı şirkete ödettiğini, bir kısmını da kendisi ödemiş gösterip şirketten aldığını; görevinin sona erdiği 12/02/2016 da yapılan inceleme...

                  Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, şirket yöneticisinin sorumluluğu ve haksız rekabetinden dolayı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklandığı üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, 19.07.2013 tarihli bilirkişi heyeti raporunda davalının görevde olduğu dönem itibariyle vergi ziyaı cezası ve gecikme faizleri toplamının 667.557 TL olduğu belirtilmiş, mahkemece hükme esas alınan ... Vergi Dairesinin 14/05/2015 tarihli yazı cevabında davacı şirketin 6552 sayılı Kanuna dayalı olarak yeniden yapılandırma talebi üzerine 14.05.2015 tarihi itibarıyla 2005-2015 arası dönemin toplam vergi aslı tutarının 424.489,54 TL ve toplam Yİ-ÜFE tutarının ise 111.788,31 TL olduğu bildirilmiştir....

                    İlk Derece Mahkemesince, yerleşmiş Yargıtay kararlarına göre şirket yöneticisinin zararından kaynaklı olarak tazminat talep edebilmek için dava tarihi itibariyle şirket ortağı olmak gerektiği, şirket hissesi devredildiğinde hissedarlık sıfatından kaynaklı hak ve borçların tamamının da devir alan ortağa geçtiği, davacının şirketteki payını 14.12.2016 tarihinde dava dışı 3. şahsa devrettiğinin anlaşıldığı, davacının şirket yöneticisinin eyleminden kaynaklı olarak dava açma hakkı olmadığı, ayrıca yöneticinin sorumluluğuna dayalı olarak şirketin zarar gördüğünü ileri süren kişi ortak olsa dahi, tamzinatın kendisine ödenmesini istemesinin mümkün olmadığı, ancak şirkete ödenmesini isteyebileceği, böyle bir durumda da davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın aktif husumet yokluğu sebebi ile usulden reddine karar verilmiştir. Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu