Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle satım hukukunda zapta karşı tekeffül sorumluluğunun varlığı zorunludur. Yapılan bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır....

    Otomotiv AŞ vekili, dava konusu uyuşmazlığın temelinin ticari satım olduğu, ticari satımlarda ayıba karşı tekeffülden doğan hakların satıcıya karşı yönetilmesi gerektiğini, müvekkili ile davacı arasında satım akdinin bulunmadığını,davacının ayıp ihbar sürelerine uymadığını, ayrıca davacının yakıt pompası arızası nedeniyle müvekkili şirket yetkili servisine başvurduğunda araç değişim talebinin kabul edildiğini, ancak tercih eder ise ücretsiz parça değişiminin yanında satış bedelinden indirim sağlanacağının kendisine bildirildiğini, davacıya verilen bilgiler neticesinde davacının kendi isteği ile ücretsiz parça değişim tercihini yaptığını, buna istinaden parça değişimi ile satış bedelinden 2.500,00 TL indirim sağlandığını, davacının ücretsiz onarımı kabul ettiğini, iddia konusu arızanın giderildiğini ve hiçbir hak ve alacak talebinin olmadığını kabul ettiğini, buna ilişkin feragatname imzaladığını, dolayısıyla araç değişiminin davacının tercihi nedeniyle gerçekleşmediğini, davacının iyi...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 Sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava; zapta karşı tekeffülden kaynaklı itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; asıl alacak yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı sorumluluğunu düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 214. maddesine göre; “ Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur.” Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de tazmin etmeye mecburdur....

      GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Hükmün verildiği 16/06/2011 tarihli celsede sanığın hazır bulunmadığı belirtildiği halde, “Sanıktan esas hakkındaki mütalaaya karşı diyecekleri ve esas savunmaları soruldu: savunmamı tekrar ederim, dedi” şeklindeki beyanı tutanağa yazılarak tutanağın sıhhati hakkında kuşku oluşturulması ve sanık hazır ise hükümden önce sanığa son söz verildiği halde beyanının zapta geçirilmemesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 16/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 207 maddesi “Bayi daha uzun müddet için kefalet etmemiş ise, mebii ayıba karşı tekeffülden mütevellit her türlü dava, mebideki ayıp daha sonra meydana çıksa bile müşteriye teslim vukuundan itibaren bir sene geçmekle sakıt olur. Fakat müşterinin bayi tarafından aleyhine ikame edilen davaya karşı mebiin tesliminden itibaren bir sene geçmeksizin ihbar ettiği ayıptan dolayı defi hakkı sene geçmekle sakıt olmayıp devam eder. Bayi müşteriyi iğfal etmiş ise bu bir senelik müruru zamandan istifade edemez.” hükmüne amirdir. Mahkemece, davalıların davacıyı iğfal etmediği bu nedenle bir yıllık teslim süresinin geçerli olduğu, ihtar ve dava tarihinin ise teslimden bir yıl sonra olduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir. Ne var ki, traktör satın alındığı tarihten 6 ay sonra arka arkaya bir ay içerisinde toplam 6 kez arıza yapmış üstelik 4 kez aynı arıza birer haftalık ara ile tekrarlamıştır....

          CEVAP Davalı, asıl ve birleştirilen davalara karşı beyanda bulunmamıştır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Yargıtay 8....

            Sigorta şirketi ödediği tazminat mîktarınca meydana gelen hasarda sorumluluğu bulunanlara dava açma ve hasar tazminat bedelini sorumlulardan tahsil etme hakkına sahiptir (6762 Sayılı E.TTK madde 1301,6102 Sayılı TTK. Madde 1472-Mal Sigortalan) Davacının sigortalının zararını karşıladıktan sonra sorumlulardan ödediği tazminatı rücu edebilmesi için öncelikle sigortalısı adına olan poliçenin özel ve genel şartları ile uyuşan rizikonun ve poliçe şartlarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir, bunun dışında sigortalının hasarda kusurunun olmaması yani sorumlulara tazminat talebinde bulunma hakkının olması gerekmektedir....

              Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ...ve karşı taraftan davalı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... (...) vekili,evlilik birliği içinde 1.1.2002 tarihinden sonra edinilen taşınmaz, araç ve banka mevduatına ilişkin olarak değer artış payı ve katılma alacağı isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, boşanma davasında tarafların 28.5.2008 tarihli oturumda zapta geçen açıklamaları ile velayet, çocuklara ilişkin nafaka ve eşya hususunda anlaştıkları, bu anlaşmadan sonra edinilmiş mal üzerinde hak iddia edilemeyeceği veya katkı payı istenemeyeceği görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/1419 Sayılı Hazırlık evrakı sonucu aracın 30.03.2004 tarihinde ... ilinden çalındığı plakasının ... olduğu aracın şasi ve motor numarasının değiştirildiği ve davalı şirket tarafından noter senedi ile davacılara satıldığı, durumun anlaşılması üzerine aracın gerçek sahibine savcılık kanalı ile iade edildiği, davalı satıcının zapta karşı tekeffül sorumluluğu çerçevesinde araç bedeli ve yapılan masraflardan dolayı davalılara karşı sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 24.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece ,çalıntı olduğu aracı davacılara satan davalıların zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca tahsil ettikleri araç bedelini iade ile yükümlü oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle satım konusu aracın kayden maliki olan davalıların aracın zapt edilmesinden dolayı davacılara karşı BK.'nun 189 ve 192. maddeleri uyarınca sorumlu oldukları gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 450.00-YTL. duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 3.7.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu