Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e 25.08.2008 tarihinde dairelerin anahtarını teslim ettiğini, dairelerden birinin davacı adına kiralandığını ve ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin dairelerin kabul edildiğini, davacının, ayıba ilişkin bildirimde bulunmadığını, dairelerin boş kalmasından kaynaklanan yıpranmaların davacının hatası olduğunu, davacının müvekkiline verdiği vekaletnamede projede değişiklik yapma yetkisinin yer aldığını, müvekkilinin bu yetkiye dayanarak inşaatta gerekli değişiklikleri yaptığını, bu nedenle projenin sözleşmeye aykırı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

    Hâl böyle olunca davalı zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca davacının gerçek ve güncel müspet zararından sorumludur. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 15.12.2010 tarih ve 2010/13- 618 esas ve 2010/668 karar sayılı ilamı da bu yöndedir. (Yargıtay 13....

    başlatıldığını, aracın çöp toplama aracı olarak satın alındığını, araçtaki sorunlar nedeni ile kullanımını yerine getirmediğini, araçtan herhangi bir yarar sağlanamadığını, davalı tarafın icra dairesine vermiş olduğu itiraz dilekçesinde de üçüncü kişinin mülkiyet iddiası kabul edildiğini, davalı tarafın zapta karşı tekeffülden doğan sorumluluk açısından önemli olan 3....

      Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde; davalının davacıya en son 06.12.2010 tarihli irsaliye ile mal teslimi yaptığı, davalıdan alınarak boya ile tezyin edilen ... eşyaların Şişecam'a satıldığını, Şişecam'ın da işbu emtiayı yurt dışına sattığı, yurt dışındaki müşteri firma tarafından satılan malların bulaşık makinasında yıkanmasından sonra mallarda lekelenmeler oluştuğundan bahisle ayıp ihbarında bulunulduğu ve Şişecam tarafından malların tümü mahallinde imha ettirilerek davacı tarafa zararın fatura edildiği, davacının da bu bedelin davalıdan tahsilini talep ettiği, davacının usulüne uygun süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı kaldı ki, malın en son teslim edildiği 06.12.2010 tarihinden itibaren 6 ay geçtikten sonra bu davanın açıldığı bir başka ifade ile ticari alım satım akdinden doğan ayıba karşı tekeffülden mütevellit tazminat davasının zamanaşımına uğradığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

        Davalı vekili, sözleşmenin ifa yerinin İstanbul olduğu için mahkemenin yetkisiz olduğunu, zamanaşımı nedeniyle ayıba karşı tekeffülden müvekkilinin sorumlu olmadığını, yanlış montaj ve bilinçsiz kapasite artırımı nedeniyle oluşan arızalardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddi ile % 40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davalı tarafın yetki itirazı yerinde görülmediğinden reddedilmiş, benimsenen bilirkişi kurulu raporuna göre makinalardaki ayıbın gizli ayıp olduğu, herhangi bir kullanım hatasının söz konusu olmadığı, hileli bir ayıp söz konusu olduğu için zamanaşımı süresinin de dolmadığı, gerekçeleri ile davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin, asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, iddianın haklılığı yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

          Mahkemece; dava konusu araç kaydına Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/11651 Hazırlık sayılı dosyasından çalıntı şerhi konulduğu, aracın henüz zaptedilmediği, ceza yargılamasının devam ettiği, zabtedilmeyen araç için zapta karşı tekeffül davasının açılamayacağı, zapt gerçekleştiğinde davacının bu davayı açabileceği, bu aşamada bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafça temyiz edilmiştir. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı sorumluluğunu düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 214. maddesine göre; “ Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur.”...

            Mahkemece, toplanan delillere göre; davacılar vekilinin ceza yargılamasında hakim huzurunda zapta geçen zararlarının tazmin edildiğine yönelik beyanları açılmış bu davayı 6098 Sayılı TBK'nun 74 maddesi gereğince etkilemiş, tazminat isteklerinin artık dinlenmesine imkan kalmadığı sonucuna varılarak her iki istek yönünden kalan tüm delillerin toplanmasına ve değerlendirilmesine gerek görülmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazası nedeni ile maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Davcılar vekili, davalının sebep olduğu kazada müvekkillerinin desteğinin öldüğünü, murisin ölümü ile davacıların murisin desteğinden mahrum kaldıklarını ve manevi zararlarının bulunduğunu açıklayıp maddi-manevi tazminat talebinde bulunmuştur....

              Mahkemece 10.05.2016 tarihli ve 2016/179 E., 2016/209 K. sayılı kararı ile; ilk karar gerekçeleri tekrar edilmek ve zapta karşı tekeffül hükümleri açıklanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme Kararının Temyizi: 10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. II. UYUŞMAZLIK 11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; ön alım hakkının kullanılması nedeniyle taşınmaz mülkiyetini kaybeden davacının, harici satış sözleşmesi çerçevesinde ödediğini ileri sürdüğü bedelin taşınmazın tapudaki değerinden fazla olan kısmını satıcı davalıdan isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 12. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle direnme kararında bahsi geçen zapta karşı tekeffül kavramının açıklanması ve ilgili yasal düzenlemelere değinilmesi yerinde olacaktır. 13....

                Red talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Taraflar arasında görülen dava sırasında davalılar vekilleri tarafından 21.10.2014 tarihli dilekçe ile özetle "...Tanık beyanlarının tam olarak zapta geçmediği, eksik beyanların ısrar üzerine zapta geçildiği, diğer tanığın beyanlarının bir kısmının zapta hiç geçilmediğinden hâkimin tarafsızlığından şüphe duyulduğu...” gerekçesiyle çekilmeye davet suretiyle reddi hâkim yoluna başvurulmuştur. Reddedilen Hâkim ....'...

                  Her ne kadar müştekinin talimatla alınan ifadesinde zararının giderildiğini uzlaşmak istemediğini beyan ettiği zapta geçmiş ise de, müştekinin bu beyanı alındıktan sonraki tarihte duruşmada verdiği ifadesinde sanık, ''müştekinin zararını karşılamadığını, beyanın zapta yanlış geçmiş olacağını'' belirtmekle, şikayeti devam eden ve uzlaşmak istemediğini belirten müştekinin zararının karşılanmadığı, zapta sehven karşılandığı beyanının yazıldığı anlaşılmakla, sanık hakkında mala zarar verme suçu yönünden 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanmasının gerekip gerekmediğinin tartışılması gerektiği yönündeki tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu