Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekilinden soruldu: Zapta geçen menfi tespit davasını iş bu dosya davacısına karşı 23/05/2023 tarihinde açmış bulunuyoruz, söz konusu malın teslimi müvekkilimize yapılmamıştır, bekletici mesele yapılması veya birleştirme hususunda takdiri mahkemenize bırakıyoruz, dava yönünden de davanın reddine karar verilmesini talep ediyoruz dedi. G.D: Mahkememiz dosyasının gelmiş olduğu aşama, yapılan incelemeler, zapta geçen ------esas sayılı menfi tespit davasının açılış tarihinin 23/05/2023 tarihi olması gerçekliği karşısında o dosyada yapılacak dilekçeler teatisi ve usuli aşamaların yargılamada hedef sürenin sağlanmasına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olmayacağı anlaşılmakla iş bu dosya yönünden birleştirmesine ve bekletici mesele yapılmasına yer olmadığına karar verilerek tefhim ile açık yargılamaya devam olundu." Şeklinde tespitler yapılarak ve ara karar oluşturularak tahkikat tamamlanmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, davalı Hazine tarafından ihale ile davacıya satılan taşınmazın tapusunun iptali nedeni ile zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca taşınmazın güncel ve müspet değerinin tazmini istemine ilişkindir. Diğer bir anlatımla; davada sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir nitelendirme yer almamaktadır. (6110 sayılı Kanunun 8.maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi) Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 214. ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen 6098 sayılı Borçlar Kanununun 214. maddesinde, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada varolan bir hak dolayısıyla satılanın tamamı veya bir kısmı bir 3.kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur....

        Borçlar Kanunu’nun 207/1.maddesinde ise, “Satıcı daha uzun bir müddet için kefalet etmemiş ise, satılanı ayıba karşı tekeffülden mütevellit her türlü dava, satılandaki ayıp, daha sonra meydana çıksa bile alıcıya teslim vukundan itibaren bir sene geçmekle sakıt olur” hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin 3.fıkrasında ise, satıcının, alıcıyı iğfal etmiş olması halinde bu bir senelik zamanaşımından yararlanamayacağı öngörülmüştür. Dava konusu araç için 2 yıl garanti verildiğinden zamanaşımı süresinin garanti sonuna kadar uzadığının kabulü gerekir. Ne var ki, somut olayda dava konusu araç 2005 yılında satılıp teslim edilmiş, dava ise 2 yıllık garanti süresi de geçtikten sonra 2008 yılında açılmıştır. Olayda, B.K.nun 207/son maddesinde öngörülen iğfal durumu da sözkonusu olmadığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekir....

          Müdürlüğüne ödediği bedeli BK.nun satılanın ayıpları ve zapta karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde davalıdan talep edebilir.Açıklanan nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalının adının yazılı olduğu mahkeme ilamı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 16/09/2014 NUMARASI : 2013/541-2014/849 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak ve tazminat davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av. Z.. K.. ve Av. B.. Y.. ile davalı vekili Av. H.. Ö.. geldiler. Hazır bulunanların sözlü beyanları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Davacı aracın elinden alındığını ileri 2009/8519-9778 sürdüğüne göre, burada satıcının borçları kapsamındaki zapta karşı sağlama (tekeffül) borcunu düzene koyan B.K. md. 189/193 uygulama alanı bulur.Zapta karşı sağlama borcu ise, borcun yerine getirilmesinden sonra satılanın üçüncü bir kişi tarafından üstün bir hak nedeniyle elinden alınmasından (zapdedilmesinden) ya da satılan üzerindeki yararlanma hakkının sınırlanmasından, satıcının sorumlu olmasıdır.Zapta karşı sağlama (tekeffül) borcunun doğumu için; satılanın alıcıya teslim edilmiş olması, satılanın teslim edilmesinden sonra üçüncü kişinin dava açması, sözleşmenin kurulması sırasında satılanın üzerinde üçüncü kişinin hakkı olması ve de sözlesmenin kurulması anında alıcının zapt tehlikesini bilmemesinin gerekli olması koşullarının bir arada gerçekleşmesi zorunludur. Şu da var ki,zapta karşı sağlama borcu nedeniyle satıcının sorumluluğu için yukarıda sayılan koşulların birlikte gerçekleşmesi yetmez....

                Davacı vekilinin ---tarihli duruşmada zapta geçen talebi doğrultusunda ---yönünden ilgili------ intikale ilişkin işlem de görülecek şekilde tapu kaydının tedavülleri ile birlikte örneği ve söz konusu taraflar arasındaki intikale ilişkin evrak örneği celp edilmiştir. Tensiben----- Soruşturma sayılı dosyalarına----- yazılarak gerekli ve yeterli ----celp edilmiş olup eldeki davaya konu bono ile ilgili şikayet üzerine ----hukuki mahiyette ihtilaf niteliğine bağlı olarak kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bu karara karşı itiraz edilmesi üzerine-----sayılı kararı ile itirazın reddine kesin olarak karar verilmiş olduğu; --- yönünden ise söz konusu --- sayılı soruşturma nedeniyle mükerrer olduğundan bahisle ---- kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve itiraz üzerine--------- reddine kesin olmak üzere karar verildiği belirlenmiştir....

                  ---- çöktüğünü, çektiği acı ve ızdırabın ------- hafifletilmesi için -------- manevi tazminat talep ettiklerini, kaza ------ davalı ... tarafından --------------olduğunu, -------poliçesinde--------- manevi tazminat olduğunu belirterek, trafik kazasında -----------zarara uğraması nedeniyle, maluliyet durumunun tespiti ile 6100 sayılı yasanın 107....

                    Mahkemece, Tapu Sicil Müdürlüğünce takbis girişleri sırasında yanlış verilen bilgiler sonucunda davacılar hakkında icra takibi yapıldığı, yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin istendiği, bu durumun davalı vekilinin de kabulünde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların takibe konu 70.000 TL.den davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, % 40 tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacılar vekilinin nisbi vekalet ücretine ilişkin temyizine gelince; 13.10.2011 tarihli celsede, “davacının bize borçlu olmadığını kabul ediyoruz” şeklinde zapta geçen davalı vekili beyanına ilişkin davalı vekili imzadan imtina etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu