Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Davacı - karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 02/01/2014 gününde, davalı-karşı davacı ... tarafından, davacı-karşı davalı ... aleyhine 05/02/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece asıl ve karşı davanın reddine dair verilen 16/01/2015 günlü kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı-karşı davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 13/06/2017 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi....

    Davalı-karşı davacı vekili, davacının 04/01/1993 tarihinde işe başladığını, usulsüz işlemleri sebebiyle iş sözleşmesinin müvekkili işverence haklı olarak feshedildiğinden tazminat alacaklarına hak kazanmadığını, fesih tarihi itibariyle işe iadesini mümkün kılacak bir mevzuat düzenlemesinin de bulunmadığını, fazla çalışma ile tatil çalışmasının olmadığını, taleplerin zamanaşımına da uğradığını ileri sürerek, işçi tarafından açılan davanın reddini savunmuştur. Karşı davasında ise, işçinin usulsüz şekilde tahsil ettiği sağlık harcamaları, faizleri ve kasa açığından kaynaklı olarak müvekkiline borçlu olduğunu ileri sürerek, söz konusu alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle işçi tarafından açılan asıl davanın ve işveren tarafından açılan karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....

      Ancak; 1-5271 sayılı CMK’nın 206/3. maddesine aykırı olarak, sanığı... plakalı araç içinde yakaladığı iddia edilen kişilerin tanık olarak dinlenmesine karar verildiği halde, Cumhuriyet savcısı ile sanıktan rıza gösterip göstermedikleri sorulmadan, sorulmuş ise bu husus zapta yazılmadan, tanıkların dinlenmesinden vazgeçilerek hüküm kurulması, 2- Müşteki ... ’a ait ... plakalı otobüs ve ... plakalı ... transit kamyonetten hırsızlık yapıldığının iddia edilmesi karşısında, eylemin aynı zaman dilimi içinde ve aynı mağdura karşı işlenmesi nedeniyle tek suç oluşturduğu gözetilmeyerek, iki ayrı suç kabulüyle yazılı şekilde karar verilerek fazla cezaya hükmolunması, 3- Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi ile uygulama yapılırken, her bir suç nedeniyle verilen cezanın yasal sonucu olarak her suç için ayrı ayrı anılan maddenin uygulanması gerekirken, sonuç ceza üzerinden bir defa hüküm kurulması,   Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ’un temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan...

        Karşı taraf davacı ... ve vekili gelmedi. Bu sırada temyiz eden davalı ...'nın Türkçe bilmediğinden bahisle Arapça bilen tercümanı yanında getirdiği görüldü. ...1972 doğumlu 76024014330 TC. kimlik numaralı yeminli tercüman, tercüman tarafından ibraz edilen yeminli tercüman tutanağı incelendi. Bir sureti alındı okundu dosya içerisine konuldu. Aslı kendisine iade edildi. Tercüman aracılığıyla temyiz eden ...'dan soruldu: Ben eşimi seviyorum eşimden boşanmak istemiyorum, eşim çocuklarımı bana göstermiyor dedi. Beyanı okundu imzası alındı. Tercüman'dan soruldu: Zapta geçen ve tarafıma okunan davalı eş beyanları doğrudur ve size tercüme ettiğim şekilde zapta geçirilmiştir dedi. Beyanı okundu imzası alındı. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

          Mahkemece davacıya yapılan araç satışından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı yanca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık geçerli satıştan kaynaklanan BK. 189 ve sonraki maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmıştır....

            dosyada zapta karşı tekeffül hükümlerine iyi niyetli olmayan malik tarafından dayanılamayacağından davanın reddinin gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19.07.2022 tarih, 2022/21 Esas - 2022/21 Karar sayılı kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup, dosya heyetçe incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, Reddi Hakim/Hakimin Çekinmesi İncelemesi davasına ilişkindir....

              CEVAP Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı müvekkil firmaya karşı başlatılan icra takibine ------tarihinde müvekkili firmanın davacıya böyle bir borcu olmadığından dolayı taraflarınca itiraz edildiğini, davacı ile davalı müvekkilinin karşılıklı ticari ilişkilerde bulunmuş olup, son olarak davacıya yapılan ticari ilişkiler sonucunda alacaklarına karşılık------bedelli çek verilmiş olup davacıya olan tüm borçların ödendiğini, davacı tarafından daha önce davalı müvekkili firmaya karşı gönderilen ödeme emrine davacıya karşı davalı müvekkilin herhangi bir borcu bulunmadığından itiraz edildiğini belirterek müvekkili hakkında açılmış bulunan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir....

                Dava, leasing sigorta poliçesine istinaden sigortalı emtiada meydana gelen hasardan kaynaklanan tazminatın satıcıdan rücuen tahsili ilişkindir. Mahkemece, sigortalı eskavatörün garanti kapsamındaki 2000 saatlik çalışmayı aşmış olması nedeniyle davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcunun sona erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, gizli ayıp, emtianın teslimi sırasında açıkça belli olmayan ve ayrıca alıcının tesellümünden sonra sekiz gün içinde yapılacağı veya yaptıracağı muayene ile de anlaşılması mümkün olmayan ve fakat zamanla ve malın kullanılması sırasında ancak ortaya çıkacak olan bir ayıptır. BK. 207. maddesi hükmüne göre, ticari mahiyet taşımayan adi satışlarda ayıba karşı tekeffülden mütevellit her türlü dava, ayıp, daha sonra meydana çıksa bile, malın alıcıya teslimi tarihinden itibaren bir senede zamanaşımına uğrar. TTK 25/4. bendi hükmüne göre, bu süre tacirler arasındaki ticari satışlarda "altı aydır"....

                  Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı tekeffül borcunu düzenleyen Borçlar Kanununun 189. maddesinde, satıcının, satılan şeyin bir üçüncü şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden, alıcıya karşı mesul ve zamin olduğu açıklandıktan sonra, devamındaki maddelerde de, (BK.189-193 mad.) bu yükümlülüğün koşulları ve zararın kapsamı konusunda açıklamalar getirilmiştir. Borçlar Kanununun 192. maddesinde, satılanın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini hükme bağlamıştır. Bu hükümlere göre, satılanın tamamen zaptı halinde alıcı, satılandan elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği semereler düşülmek suretiyle, ödemiş olduğu semenin faizi ile birlikte iadesini isteyebilir. Satım bozulduğuna göre, satıcının 2013/4679-11871 mal varlığında satım bedeli nedensiz kalır....

                    UYAP Entegrasyonu