Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak pratik bazı düşüncelerle zapta karşı tekeffül hakkında özel hükümler konulmuş ve alıcıya ek bir korunma sağlanmıştır. Burada mülga 818 sayılı BK. 96. maddedeki esasın aksine, kural olarak, kurtuluş beyyinesi yoktur, usul sadeleştirilmiştir ve zaptın hukuki sonuçları kesin biçimde belli edilmiştir. Satıcının zapta karşı tekeffül borcu kanuni bir borçtur. Satıcının bu hususta ayrıca taahhütte bulunmasına gerek yoktur....

    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 19.700,00-TL'nin 27.10.2005 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebine ilişkin davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Türk Borçlar Kanunu'nun 214. (BK 189) ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır....

      Somut olayda; gerek davacıya gerekse davacıdan 3. kişiye taşınmazın satışında tapuda geçerli bir satış sözleşmesi yapılmış olduğuna ve bu sözleşmenin ifasından sonra üçüncü kişinin (somut olayda Orman Yönetiminin) zaptı nedeni ile davacının taşınmazı satın aldığı ve akidi olan Hazineye karşı bu davayı açtığına göre Borçlar Kanununun 217. maddesinde düzenlenmiş zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerekir. Kanunda zapta karşı tekeffül davalarına ilişkin özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi sözleşme ilişkilerindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresi olup, tapu iptal ve tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 15/09/2009 tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek, davanın esasına girilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir....

        yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ------- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 19/01/2021...

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2022/303 Esas KARAR NO: 2023/260 DAVA: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 17/12/2021 KARAR TARİHİ: 06/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi....

            Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2-Kabule göre ise davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım aktinden kaynaklanan zapta karşı tekeffül hükümlerine ilişkindir. BK.nun 189. maddesi, satılan şeyin 3. bir şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden satıcıyı alıcıya karşı sorumlu tutmaktadır. Mahkemece uyuşmazlığın BK.nun zapta karşı tekeffül hükümleri doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre davanın reddedilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, peşin alınan 17.15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 4.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava, BK.nun 189.vd maddelerinde düzenlenen zapta karşı tekeffül hükümlerine göre açılmıştır. Aynı yasanın 192.maddesinde satılanın tamamen zaptolunması halinde satımın münfesih addolunacağı ve alıcının talep edebileceği şeyler maddeler halinde belirtilmiş olup, bunlar arasında satılanın iadesi öngörülmemiştür. Öte yandan zapta karşı tekeffüle dayalı davanın sözleşmenin tarafına karşı açılması gerekir. Somut olayda davacı zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanmışsa da mülkiyetin kendisine geçtiğinin tespitini istemiş, mahkemece de bu doğrultuda hüküm kurulmuştur. Mülkiyet hakkına dayalı aracın iadesi davasında önceki malik ve ... üzerinde ayni hakkı bulunanlara davanın ihbarı gerekir. Bu durumda mahkemece trafik sicilinde kayıtlı malik ve varsa diğer ayni hak sahiplerine davanın ihbarı konusunda davacıya mehil verilip sonucuna göre işlem yapılması gerekirken bu yönün gözetilmemesi doğru görülmemiştir....

                Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/232 Esas sayılı dosyasında kendisine karşı davalının müteveffa eşinin mirasçıları tarafından muris muvazaası nedenine dayalı olarak dava açıldığını, 12/06/2008 tarihli ve 208/183 Karar sayılı kararla davanın kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleştiğini beyan etmekle zapta karşı tekeffül, sebepsiz zenginleşme ve haksız fiil terditli nedenlerine dayalı olarak fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak 30.000,00.- TL tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı; Davacının zapta karşı tekeffül hükümlerinde faydalanamayacağını, zira iyi niyetli olmadığını, muvazaalı satışı bildiğini, davacının dava konusu taşınmazın bir kısım hissesinin malik olduğunu ve böylece taşınmazın tamamı için zapta maruz kalmayacağını beyan etmekle davanın reddini dilemiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 10.12.2014 tarihli duruşma tutanağında davacı kadın vekilinin nafaka ve tazminat taleplerini içerir dilekçe sunduğu ve bu hususun zapta geçtiği anlaşılmaktadır. Ancak, dilekçe dosya içeresinde bulunmamaktadır. Sözü geçen dilekçesinin eklenerek gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 26.10.2015 (Pzt.)...

                    İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince " 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. 19. veya 46 Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu