Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan yasa maddeleri hükmünce satıcı kusursuz olsa dahi aracın zaptedilmesinden dolayı alıcı (davacı)ya karşı sorumludur. Somut olayda, davacının 10.05.2010 tarihinde davalıdan noter satış sözleşmesi ile satın alıp adına tescil ettirdiği aracın, motor numarasının değiştirilmesi nedeniyle zapt edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Açıklanan ilkeler doğrultusunda zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince davacı uğradığı zararları akidi olan davalıdan isteyebilir. Hal böyle olunca; mahkemece Borçlar Kanununun 217 maddesi (eski BK 192) hükmüde dikkate alınmak suretiyle yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddi yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

    da meydana geldiğini, kaza esnasında davacının aracını kullanan ... isimli şahsın ehliyetsiz olduğunun kolluk kuvvetlerince zapta geçirildiğini, bu halde müvekkilinin ödeme yapmayacağını bilen davacının aracı çekici ile ...'ya götürerek sahte bir kaza tutanağı düzenlediğini, kazaya karıştığı iddia edilen diğer araçta hiçbir maddi hasarın bulunmadığını, bu durumun kendi iddialarını desteklediğini, davacının gerçekte kazaya karıştığı aracın ... plakalı araç olduğunu ve bu araca ilişkin kaza kayıtlarının da mevcut olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. 27/08/2010 tarihli kaza tespit tutanağında adları geçen davacıya ait aracın dava dışı sürücüsü ... ile karşı aracın dava dışı sürücüsü ... hakkında, .......

      Ayrıca aynı Kanunun 253. maddesinde kiralayanın zapta karşı sorumluluğu düzenlenmiştir. "Davalı kiralayan bir üçüncü kişinin kiralananda kiracının hakkıyla bağdaşmayan bir hak ileri sürmesi durumunda kiraya veren, kiracının bildirimi üzerine davayı üstlenmek ve kiracının uğradığı her türlü zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Nitekim yeni Türk Borçlar Kanununda 309. maddesinde paralel bir düzenleme getirilmiştir. Olayımızda davalılar sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh ederek kiralanana el koymuşlardır. Davalıların zapta karşı tekeffül borcu bulunduğundan haksız fesh edilen sözleşmeden dolayı davacı kiracının zararlarının tazmin edilmesi gerekir. Mahkemece fesih tarihinden itibaren dönem sonuna kadar mahrum kalınan kâr'a hükmetmiştir....

        Aynı kararda Yargıtay hukuk daireleri arasındaki işbölümü de düzenlenmiş ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili hüküm ve kararların temyiz incelemesinin Yargıtay 5. Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı kararlaştırılmıştır. 14. Somut olayda yargılama faaliyetine konu asıl dava Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine ilişkindir. Yukarıdaki açıklamalar kapsamında bu tür davalarda verilecek hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi Yargıtay 5. Hukuk Dairesine aittir. Dolayısıyla Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinden kaynaklanan uyuşmazlık sırasında hâkimin fiil ve kararlarından dolayı Devlet aleyhine açılan eldeki tazminat davasının da ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 5. Hukuk Dairesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. 15....

          in Borçlar Kanunun 189 ve devamı maddelerinde düzenlenen satıcının zapta karşı tekeffül hükümlerine göre sorumlu tutulduğu, Hazinenin ise Medenî Kanunun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulması nedeniyle sorumlu tutulduğu, iddiaya göre tazminat alacağı farklı nedenlerden kaynaklandığı için, Hazine ve ...'in, davacı şirketlerin zararlarından müteselsil olarak sorumlu olduğuna karar verilemeyeceği gibi, Hazine hem davacı şirketlere hem de davalı ... karşı davacı ...'e aynı anda tazminat ödemeye mahkum edilemez. Mahkemece, davalı ...'in zapta karşı tekeffül hükümlerine göre sorumlu olup olmadığı araştırılarak, sorumluluğu var ise, tapu maliki şirketlerin zararının bu kişiden alınarak davacı şirketlere verilmesine, ...'in ödemesine karar verilen zararın miktarına, alım satım işlemi nedeniyle ödedikleri ve edindiklerine göre tapu sicilinin tutulması nedeniyle oluşan zararı söz konusu ise, bu miktarın Hazineden alınarak, davalı ... karşı davacı ...'...

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddi, temyiz isteminin reddi Davacının tazminat talebinin ve temyiz isteminin reddine ilişkin hüküm ve ek karar davacı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hükmün davacının 23.10.2013 tarihli duruşmada bildirdiği ve zapta geçilen adresine Tebligat Kanunun 21. maddesine göre usulüne uygun olarak 04.01.2014 tarihinde tebliğ edilip, davacı tarafından 30.01.2014 tarihinde, yasal süreden sonra temyiz edilmesi sebebiyle temyiz isteminin reddine ilişkin Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.01.2014 gün ve 2013/234-2013/261 sayılı ek kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, verilen ret kararının isteme uygun olarak ONANMASINA, 18.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Ancak pratik bazı düşüncelerle zapta karşı tekeffül hakkında özel hükümler konulmuş ve alıcıya ek bir korunma sağlanmıştır. Burada mülga 818 sayılı BK. 96. maddedeki esasın aksine, kural olarak, kurtuluş beyyinesi yoktur, usul sadeleştirilmiştir ve zaptın hukuki sonuçları kesin biçimde belli edilmiştir. Satıcının zapta karşı tekeffül borcu kanuni bir borçtur. Satıcının bu hususta ayrıca taahhütte bulunmasına gerek yoktur....

                Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 19.700,00-TL'nin 27.10.2005 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebine ilişkin davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Türk Borçlar Kanunu'nun 214. (BK 189) ve devamı maddelerinde düzenlenen, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır....

                  Somut olayda; gerek davacıya gerekse davacıdan 3. kişiye taşınmazın satışında tapuda geçerli bir satış sözleşmesi yapılmış olduğuna ve bu sözleşmenin ifasından sonra üçüncü kişinin (somut olayda Orman Yönetiminin) zaptı nedeni ile davacının taşınmazı satın aldığı ve akidi olan Hazineye karşı bu davayı açtığına göre Borçlar Kanununun 217. maddesinde düzenlenmiş zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerekir. Kanunda zapta karşı tekeffül davalarına ilişkin özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi sözleşme ilişkilerindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresi olup, tapu iptal ve tesciline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 15/09/2009 tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek, davanın esasına girilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                    yüzlerine karşı, karar gerekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ------- Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olarak verildi, açıkça okundu usulen tefhim olundu. 19/01/2021...

                      UYAP Entegrasyonu