Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

---- çöktüğünü, çektiği acı ve ızdırabın ------- hafifletilmesi için -------- manevi tazminat talep ettiklerini, kaza ------ davalı ... tarafından --------------olduğunu, -------poliçesinde--------- manevi tazminat olduğunu belirterek, trafik kazasında -----------zarara uğraması nedeniyle, maluliyet durumunun tespiti ile 6100 sayılı yasanın 107....

    Mahkemece, Tapu Sicil Müdürlüğünce takbis girişleri sırasında yanlış verilen bilgiler sonucunda davacılar hakkında icra takibi yapıldığı, yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin istendiği, bu durumun davalı vekilinin de kabulünde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların takibe konu 70.000 TL.den davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, % 40 tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacılar vekilinin nisbi vekalet ücretine ilişkin temyizine gelince; 13.10.2011 tarihli celsede, “davacının bize borçlu olmadığını kabul ediyoruz” şeklinde zapta geçen davalı vekili beyanına ilişkin davalı vekili imzadan imtina etmiştir....

      Bu nedenle satım hukukunda zapta karşı tekeffül sorumluluğunun varlığı zorunludur. Yapılan bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık, zapta karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır....

        Otomotiv AŞ vekili, dava konusu uyuşmazlığın temelinin ticari satım olduğu, ticari satımlarda ayıba karşı tekeffülden doğan hakların satıcıya karşı yönetilmesi gerektiğini, müvekkili ile davacı arasında satım akdinin bulunmadığını,davacının ayıp ihbar sürelerine uymadığını, ayrıca davacının yakıt pompası arızası nedeniyle müvekkili şirket yetkili servisine başvurduğunda araç değişim talebinin kabul edildiğini, ancak tercih eder ise ücretsiz parça değişiminin yanında satış bedelinden indirim sağlanacağının kendisine bildirildiğini, davacıya verilen bilgiler neticesinde davacının kendi isteği ile ücretsiz parça değişim tercihini yaptığını, buna istinaden parça değişimi ile satış bedelinden 2.500,00 TL indirim sağlandığını, davacının ücretsiz onarımı kabul ettiğini, iddia konusu arızanın giderildiğini ve hiçbir hak ve alacak talebinin olmadığını kabul ettiğini, buna ilişkin feragatname imzaladığını, dolayısıyla araç değişiminin davacının tercihi nedeniyle gerçekleşmediğini, davacının iyi...

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 Sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava; zapta karşı tekeffülden kaynaklı itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; asıl alacak yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Satım sözleşmesinde satıcının zapta karşı sorumluluğunu düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 214. maddesine göre; “ Satış sözleşmesinin kurulduğu sırada var olan bir hak dolayısıyla, satılanın tamamı veya bir kısmı bir üçüncü kişi tarafından alıcının elinden alınırsa satıcı, bundan dolayı alıcıya karşı sorumlu olur.” Madde metninden de açıkça anlaşılacağı gibi mevcut ayıp ister subjektif bir haktan, isterse objektif bir hukuk kuralından doğmuş olsun satıcı, devrini taahhüt edip gerçekleştirdiği hakkın kendi malvarlığında mevcut olduğu yönünü de tazmin etmeye mecburdur....

          GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Hükmün verildiği 16/06/2011 tarihli celsede sanığın hazır bulunmadığı belirtildiği halde, “Sanıktan esas hakkındaki mütalaaya karşı diyecekleri ve esas savunmaları soruldu: savunmamı tekrar ederim, dedi” şeklindeki beyanı tutanağa yazılarak tutanağın sıhhati hakkında kuşku oluşturulması ve sanık hazır ise hükümden önce sanığa son söz verildiği halde beyanının zapta geçirilmemesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 16/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 207 maddesi “Bayi daha uzun müddet için kefalet etmemiş ise, mebii ayıba karşı tekeffülden mütevellit her türlü dava, mebideki ayıp daha sonra meydana çıksa bile müşteriye teslim vukuundan itibaren bir sene geçmekle sakıt olur. Fakat müşterinin bayi tarafından aleyhine ikame edilen davaya karşı mebiin tesliminden itibaren bir sene geçmeksizin ihbar ettiği ayıptan dolayı defi hakkı sene geçmekle sakıt olmayıp devam eder. Bayi müşteriyi iğfal etmiş ise bu bir senelik müruru zamandan istifade edemez.” hükmüne amirdir. Mahkemece, davalıların davacıyı iğfal etmediği bu nedenle bir yıllık teslim süresinin geçerli olduğu, ihtar ve dava tarihinin ise teslimden bir yıl sonra olduğu gerekçesi ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmiştir. Ne var ki, traktör satın alındığı tarihten 6 ay sonra arka arkaya bir ay içerisinde toplam 6 kez arıza yapmış üstelik 4 kez aynı arıza birer haftalık ara ile tekrarlamıştır....

              CEVAP Davalı, asıl ve birleştirilen davalara karşı beyanda bulunmamıştır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Yargıtay 8....

                Sigorta şirketi ödediği tazminat mîktarınca meydana gelen hasarda sorumluluğu bulunanlara dava açma ve hasar tazminat bedelini sorumlulardan tahsil etme hakkına sahiptir (6762 Sayılı E.TTK madde 1301,6102 Sayılı TTK. Madde 1472-Mal Sigortalan) Davacının sigortalının zararını karşıladıktan sonra sorumlulardan ödediği tazminatı rücu edebilmesi için öncelikle sigortalısı adına olan poliçenin özel ve genel şartları ile uyuşan rizikonun ve poliçe şartlarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir, bunun dışında sigortalının hasarda kusurunun olmaması yani sorumlulara tazminat talebinde bulunma hakkının olması gerekmektedir....

                  Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ...ve karşı taraftan davalı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... (...) vekili,evlilik birliği içinde 1.1.2002 tarihinden sonra edinilen taşınmaz, araç ve banka mevduatına ilişkin olarak değer artış payı ve katılma alacağı isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, boşanma davasında tarafların 28.5.2008 tarihli oturumda zapta geçen açıklamaları ile velayet, çocuklara ilişkin nafaka ve eşya hususunda anlaştıkları, bu anlaşmadan sonra edinilmiş mal üzerinde hak iddia edilemeyeceği veya katkı payı istenemeyeceği görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu