Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; vekalet görevinin kötüye kullanımından kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    ın vasilik görevinin devam edip etmediği, Ortaca Sulh Hukuk Mahkemesine sorularak duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi, adı geçenin vasilik görevinin devam ettiğinin belirlenmesi durumunda davacı küçüğe vasi olarak atanan ...'a dava açması için gereken vesayet makamından izin alması için HMK'nin 115'inci maddesinin 2'nci fıkrası uyarınca kesin süre verilmesi ve bu sürenin sonunda oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, dava şartı yerine getirilmeden yargılamaya devam olunarak yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın kaldırılma gerekçesine göre ileri sürülen diğer istinaf nedenleri bu aşamada inceleme dışı bırakılmıştır....

      Öte yandan, birleştirilen dava yönünden; vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeni üzerinde yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan sonuca gidilmiştir. Hal böyle olunca; önceki bozma ilamında belirtilen ilke ve esaslar çerçevesinde, birleştirilen tapu iptal ve tescil, olmadığı taktirde tazminat istekli dava yönünden araştırma ve inceleme yapılması, davalı-(davacı) ...’in davalı ...’na olan borcunun miktarı ve çekişmeli taşınmazın değeri gözetilerek, temlikin vekalet görevi kötüye kullanılarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı saptanır ise kayıt maliki ...’ın iktisabının iyiniyetli olup olmadığının araştırılması, birleştirilen tapu iptal ve tescil istekli davada verilecek karara göre elatmanın önlenmesi isteği değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir....

        Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir. Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir. Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür. Yasanın 17 nci maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir. 1475 sayılı Yasada, “işçinin sendikaya üye olması, şikâyete başvurması” gibi sebepler ileri sürülerek iş sözleşmesinin sonlandırılması, kötüniyetin varlığı açısından örnekseme biçiminde sayıldığı halde, 4857 sayılı Yasada genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1-Şikayetçi ... vekili tarafından yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanığın, yatalak hasta konumunda olan eşi Arif Kaplan’a vasi olarak atandığı, eşine bakması için tuttuğu tanık ...’e 850 TL ücret ödemesine rağmen, bunu kayıtlara 1250 TL olarak geçirdiği, bu şekilde haksız menfaat elde etmek suretiyle vasilik görevini kötüye kullandığı iddia edilen tarihte Arif Kaplan’ın hayatta olması ve vesayet makamı tarafından sanık hakkında bir suç duyurusunun yapılmamış olması nedeniyle, suça konu mallar üzerinde herhangi bir hakkı bulunmayan şikayetçi ...’ın yasal olarak suçtan doğrudan doğruya zarar görmediğinden mahkemece kanuna aykırı olarak verilen katılan sıfatının temyiz hakkını kazandırmayacağı anlaşılmakla, şikayetçi vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8/1....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Kardeşi ...'...

              a vasi olarak tayin edildiği, aynı Mahkemenin 05/03/2008 tarihli kararı ile vasilikten azledildiği güne kadar kısıtlının Akbank nezdindeki hesabından farklı tarihlerde 3.760,39 Euro ile 311,72 TL, Ziraat Bankasındaki hesabından da 2000 Euro çektiği, bu paraları nereye harcadığı hususunda vesayet makamına bilgi vermediği, sadece kısıtlıya 300,00 TL tutarında tekerlekli sandalye aldığı, bakiye miktarlarla ilgili herhangi bir belge ibraz edemediği iddia ve kabul edilen olayda; vasiliğin TCK'nın 6/1-c maddesi kapsamında kamu görevi, vasinin ise kamu görevlisi olduğu nazara alındığında, vasilik görevi kapsamında kendisine tevdii edilen kısıtlıya ait paraların mal edinilmesi eyleminin basit zimmet suçunu oluşturması karşısında sanığın savunmasında belirttiği kısıtlı için yaptığı harcamalar üzerinde durularak zimmete konu miktarın kesin olarak saptanması ve buna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme; vekalet görevinin kötüye kullanımından kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 23.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                  İddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğinden, davacıların vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanarak miras payı oranında iptal-tescil isteğinde bulunduğu görülmektedir. Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Davacı dışında başkaca mirasçıların bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğinde ki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında vekalet görevinin kötüye kullanılması, ehliyetsizlik vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçılarının davada muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır....

                    Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Asıl dava el atmanın önlenmesi ve tazminat; birleştirilen dava vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, davalı ...... Demirdağ’ın vekalet görevini kötüye kullanarak ve diğer davalılarla işbirliği içerisinde hareket ederek vekalet kapsamında olmayan 10 ve 43 parsel sayılı, içerisinde fıstık ağaçları olan taşınmazlarını davalılar ......’a sattığını, bu satışın geçersiz olduğunu, ayrıca davalı ...’nin 10 parsel sayılı taşınmazdaki fıstık ağaçlarını sökerek taşınmazına zarar verdiğini, bu taşınmazdan sökülen ağaçların bir kısmını 43 parsel sayılı taşınmaza dikerek bu taşınmazlarına haksızca müdahale ettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğinde bulunmuştur. Davalı taraf, davanın reddini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu