Somut olaya gelince, davalı kadın davaya cevap dilekçesiyle manevi tazminat talebinde bulunmuş, maddi tazminat hakkının saklı tutulmasını talep etmiştir. Daha sonra mahkeme, tarafların boşanma hususunda anlaştıklarından bahisle Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına karar vermiş, ancak Dairemizin 2014/15344 esas ve 2015/269 karar sayılı ilamıyla işbu karar tazminat hakları saklı tutulmak suretiyle boşanma kararı verilemeyeceği ve tam bir anlaşma olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Kadın cevap dilekçesinde istemediği halde, bozmadan sonra maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı tarafın davalının maddi tazminat talebine muvafakati olmamıştır. Bu talep iddianın genişletilmesi niteliğindedir. Davalı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 52. ve 58. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK md.174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 52. ve 58. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK md.174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 3-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 22/07/2013 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına haksız saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat davasının açılmamış sayılmasına, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen 25/06/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1)Dava, kişilik haklarına haksız saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, maddi tazminat davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ...’nın vekili tarafından temyiz edilmiştir....
boşanmalarına, kadının maddi ve manevi tazminat talebi ile tedbir ve yoksulluk nafakasının reddine, erkek lehine 10.000 TL maddi tazminat, 10.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalı-karşı davacı erkeğe verilmesine karar verilmiştir....
Boşanma sonucu davacı kadın, en azından davalının maddi desteğini yitirmiş olup mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m.4, TBK m.50,51) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 4-Boşanma davalarında davanın kabul veya ret durumuna göre vekalet ücretine hükmedilir. Boşanma davası ile birlikte talep edilen boşanmanın fer'i niteliğinde olan tazminatlar (TMK m.174/1-2) ve nafakaların (TMK m.175) kabul veya reddi halinde taraflar yararına ayrıca vekalet ücretine hükmedilemez. Harca da tabi olmayan bu taleplerin kısmen kabulü nedeniyle manevi tazminatın reddedilen kısmı ve yoksulluk nafakası ile maddi tazminatın reddi yönünden erkek yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Boşanma kararının fer'i (eki) niteliğinde bulunan maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) boşanma hükmünün kesinleştiği tarihte ödenir hale gelir ve tazminatlara uygulanan faizin başlangıç tarihinin de bu kesinleşme tarihi olması gerekir....
Bu vakıalar aynı zamanda davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup, boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak, davacı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) takdiri gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak bu isteklerinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.07.2017(Prş.)...
Davalı kadın aleyhine kesin hüküm oluşturacak şekilde talep olmadığı halde yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....
Davalı-karşı davacı kadın vekili; kadın yararına hükmedilen maddi tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarına, kadının reddedilen manevi tazminat talebine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle erkeğe yüklenen kusurlu davranışların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmemesi nedeniyle kadın yararına manevi tazminat (TMK md 174/2) koşullarının oluşmadığının anlaşılmasına göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazları yerinde değildir. 2- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir ( TMK 174/1)....