Türk Medeni Kanununun 174/1.maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen davalı - karşı davacı kadının kusurunun olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşılmaktadır. O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur durumları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md.4, TBK.md.50 ve 52 ) dikkate alınarak davalı - karşı davacı yararına uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekir. İlk derece mahkemesince davalı - karşı davacı kadın yararına maddi tazminata hükmedilmesi ve tazminat miktarı isabetlidir. Boşanmanın eki niteliğinde kabul edilen maddi tazminat, boşanma hükmünün kesinleşmesi ile muaccel hale gelir, maddi tazminat faizinin başlangıç tarihinin de bu tarih olması gerekir....
Bu nedenle erkeğin maddi tazminat talebinin kabulü doğru ise de, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile TMK'nın 4. maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesine göre erkek yararına hükmedilen maddi tazminat azdır. Öte yandan; Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi emredici kural olarak düzenlenmiştir (HMK m. 297/2). Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde, davacı-karşı davalı erkek için maddi tazminat talebinde bulunmuş, maddi tazminat için yasal faiz istediğini belirtmiş, mahkemece maddi tazminat hakkında hüküm kurulduğu halde faize ilişkin talep hakkında, Hukuk Muhakemeleri Kanunun emredici kuralına aykırı şekilde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir....
Davacı maddi manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu eş davalıdır. Bu kusurlu davranışları davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup, boşanma ile davacı eşinin maddi desteğini de yitirecektir. TMK 174. Maddesindeki maddi manevi tazminat şartları davacı yararına oluştuğundan , tarafların sosyal ekonomik durumları ve kusur durumları dikkate alınarak 20.000.TL maddi, 10.000.TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine" şeklinde karar verilmiştir....
Davalı-k. davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların TMK 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili için 50.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; her iki davanın da kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 500'er TL tedbir - iştirak, davacı kadın için aylık 200 TL tedbir nafakası, 30.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminat takdirine, kadının yoksulluk nafakası talebi ile erkeğin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Bu noktada, boşanma nedeniyle hükmedilecek maddi tazminat hakkında kısa bir açıklama yapılmasında yarar vardır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nın 174/1. maddesi; “Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini...” hükme bağlamıştır. Bu hüküm gereğince, maddi tazminata hükmedilebilmesi için temel koşul, tazminat isteyen tarafın boşanmada kusursuz veya daha az kusurlu olması ve boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmiş bulunmasıdır. Hukuka aykırı ve kusurlu bir davranış sonucu hakkı ihlal edilenin zararının giderilmesi, menfaatinin denkleştirilmesi hukukun temel ilkesidir. Ancak, TMK’nın 174/1. maddesi, genel tazminat esaslarından ayrılmış ve kendisine özgü kural getirmiştir. Haksız fiil tazminatının temel unsuru olan “gerçek zararın belirlenmesi” koşulu, Aile Hukukunda, Borçlar Hukukundaki düzenlemeden farklıdır....
ye yönelik davanın reddine, maddi tazminat davalarının kısmen kabulü ile, davacı ..... için 16.844,76 TL, ..... için 12.910.10 TL maddi tazminatın davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihinden; davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., .... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsiline; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı ..... ve ......için ayrı ayrı 3.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu trafik kazasında davacıların oğlu olan ..... hayatını kaybetmiştir....
Mahkemece bozmaya uyulmuş ve davalı kadın yararına bu kez 50.000 TL. maddi, 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Ancak, davacı kadın yararına bozmaya uyularak tayin edilen maddi ve manevi tazminat miktarı, bozmadan beklenen amacı karşılamaktan uzaktır. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında, davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m.174/2) tazminat takdiri gerekir. Temyiz edilen hüküm bu yönüyle bozulmalıdır. Yukarıda açıklanan sebeple, sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz....
O halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen davacı – karşı davalı kadının kusuru olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşılmaktadır. O halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK md.4, TBK md.50 ve 52 ) dikkate alınarak davacı – karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekir....
Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir (TMK m. 174/2). Davalı erkek eşin boşanmaya neden olan kusurlu davranışları davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmiştir. Öyleyse, davacı kadının manevi tazminat isteğinin kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır....