WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

'nin istinaf başvurusu incelendiğinde ; kira sözleşmesinde yazılı şartın geçerli olmadığı, davacının yazılı bir kira sözleşmesi sunduğu ve kira ilişkisinin kanıtlanmadığı yönündeki başvurusu yerinde değil ise de; davacının tüketici olduğu, ayıp nedeni ile misli ile değiştirilmesine karar verilen aracın " binek araç" niteliğinde olduğu, kiralanan aracın ise " kamyonet" olup ticari sınıfta bulunduğu, binek araç kiralanmadığı için eldeki davada aracı kullanamamak yanında tüm ailenin daha üst menfaatine ve evin ticari ihtiyaçlarına daha uygun şekilde kamyonet kiralandığı, bunun davacı beyanlarından da anlaşıldığı, ancak mahkemece misli ile değiştirilmesine karar verilen araç muadili araçların ortalama kira tutarları araştırılmadan ticari bir aracın kira bedeli esas alınarak ve ticari aracın ortalama kirası araştırılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava ,ayıplı araç tamiri sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Taraflar arasında ,davacı aracının davalı tarafça tamir edildiği,eser sözleşmesinin varlığı yönlerinden uyuşmazlık bulunmamaktadır....

İcra Müdürlüğünün 2018/11001 esas sayılı takip dosyasında yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin; 13.955,00 TL araç tamir masrafı, 15.000,00 TL araç değer kaybı ve 1.500,00 TL araç mahrumiyet bedeli şeklinde asıl alacak olarak toplam 30.455,00 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2- Takibe konu asıl alacağın yargılama ile ortaya çıkacak nitelikte ve bilirkişi tespitleriyle hesaplanan miktarları içerdiği anlaşıldığından, bu anlamda asıl alacağın dava açıldığı sırada likit ve belirlenebilir nitelikte olmadığı kanaatine varılarak, bu nedenlerle davacının icra inkar tazminatı isteminin yasal şartları oluşmadığından reddine, karar verilmiştir....

Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, somut olayda davacıya ait hasarlı araç davalı tarafça tamir ettirilmiş ve davacıya davalı tarafından 12.000,00-TL ödeme yapılmış ise de; aracın tamiri sırasında sağ arka taşıyıcı kolunun değiştirilmediği, sağ arka aksının kaynak ile birleştirildiği anlaşılmakla, araçta oluşan ikinci hasarın aracın layıkıyla tamir edilmemesinden kaynaklandığının bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olmasına; davaya konu olayda hatalı (ayıplı) tamir söz konusu olup, davacının gerçek zararının giderilmemiş olmasına, süresinde tesbit yaptıran ve dava açan davacının BK.198.maddesine göre, aracı ayıplı haliyle kabulünün de söz konusu olmamasına( Bkz....

    Ancak davalı satıcının onarım süresince ikame araç sağlamasına ilişkin bir yasal düzenleme ve taraflar arasında bir sözleşme bulunmadığından davacı tarafından hasar gören araçla aynı nitelikte ikame araç verilmediği iddiası nedeniyle maddi ve manevi zarar gördüğüne ilişkin olarak davalının sorumluluğundan söz etmek mümkün değildir. Davalı tarafın, yükümlülüğü bulunmamasına rağmen, davacı tarafa ikame araç vermiş, ilk araçtan davacının memnun kalmaması üzerine ikinci araç verilmiştir. Her iki araç davacı tarafça kullanılmış, ikinci aracın lastikleri davacı tarafça değiştirilerek davalı satıcıya fatura edilmiştir. Her ne kadar davacı tanıkları tarafından ikame araçlar nedeniyle kaza tehlikesi geçirildiği dile getirilmiş ve davacı tarafça bu yönde iddiada bulunulmuşsa da bu konuda doğmuş bir zarar bulunmadığından bu nedenle tazminat talep edilebilmesinin zarar yönünden yasal koşulu oluşmamıştır....

      İcra Müdürlüğünce araç üzerinde ve davalı asil huzurunda 24 Ekim 2016 tarihinde gerçekleştirilen işlemle "...” yazısının halen aracın arkasında bulunduğunun tespit edildiğini ve davalıya bu hareketin son vermesi için aynı gün saat 17.00’e kadar süre tanındığını; davalının ise icra memurunca düzenlenen tutanağı imzadan kaçınıp olay yerinden ayrıldığını, davalının aracı bu şekilde kullanmasının haksız rekabet teşkil ettiğini, davacıların ticari itibarını zedelediğini,bu eylemin olağan hak arama yolu olarak değerlendirilemeyeceğini davalının aracı trafikte bu şekilde kullanmasının eleştiri ve şikayet sınırlarını aşan, abartılı-haksız kullanım olduğunu, her iki davacının da ticari itibarını ağır surette sarsacak nitelikte olduğunu ve müşteri kaybına sebebiyet vermek suretiyle maddi zarara sebep olduğunu; davalının eyleminin aynı marka araç kullanan birçok kullanıcının da itibarını sarstığını, 3. kişilerin de zarara uğramasına sebebiyet verecek nitelikte olduğunu belirterek, TTK m. 56 uyarınca...

        Fıkrası gereği dava konusu motosikletin ayıplı olduğu, aynı Kanunun 11. madde 1. fıkra c bendinde belirtilen seçimlik hakkının kullanıldığı, ayıplı hususla ilgili sorunun 39 gün sonra giderildiği, davacı yanın ayıplı aracın onarım süresi boyunca kazanç kaybının 3.120,00TL olduğu belirtilmiştir. GEREKÇE : Dava, davacı tarafından davalıdan satın alınan motosikletin ayıplı çıkmış olduğu iddiasına dayalı sözleşmeden dönme ile motosiklet bedeli olan 12.200,00TL'nin ve kazanç kaybı olarak 100,00TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi istemine ilişkindir....

          davacıya verilmesine; somut olayda kişilik haklarını zedeler nitelikte veya bedensel bütünlüğü zedeler nitelikte bir hususun söz konusu olmadığı, manevi olarak zarar uğrandığı hususunun davacı tarafça ispatlanamadığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

          Davacı, dava konusu aracın ayıplı olduğunun sabit olduğunu, bu nedenle taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçeleriyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı, 30/11/2017 tarihinde davalıdan satın aldığı aracın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek aracın misliyle değiştirilmesinin, mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsilini, ayıplı olarak satılan aracın tamiri için ödediği 649,00 TL masraf bedelinin davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır....

          Öncelikle davacının gerçek kişi tacir olduğu iddia edilmekle birlikte öncelikle gerçek kişi tacirin bütün işlerinin ticari olduğuna dair bir karine veya kanun hükmü mevcut değildir. Bu kategorideki sayılan tacirin ticari işletmesini ilgilendiren işlerin diğer koşulları mevcutsa işin ticari iş olduğu kabul edilebilir. Eldeki davada da davacı adına kayıtlı hususi nitelikteki bir araç için alınan parçanın ayıplı olduğu ileri sürüldüğüne ve söz konusu aracın davacının ticari işi için kullandığı araç olduğuna dair bir tespit bulunmadığına göre davacının 6502 Sayılı Kanun kapsamında tüketici vasfında olduğu üreticiye karşı açılan davanın da tüketici işlemi niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Satın alınan parçanın faturasının davacının ticari işletmesi ünvanı adına kesilmesinin işin tüketici işlemi niteliğini de değiştirmez....

          UYAP Entegrasyonu