Şti.’den kaynaklı herhangi bir kusurun bulunmadığı, katalizör temizleme ve tamir işlemlerinin yetkili servislerce yapılmadığı, katalizör tıkanmasının davacının kusurundan kaynaklandığı, söz konusu aracın ayıplı veya gizli ayıplı olamayacağı, davacının dava konusu aracın tamiri için yaptığı masraflar ile aracı kullanmaması nedeniyle uğradığı zararlardan 3 davalının da sorumlu tutulamayacağına dair teknik yönden görüş ve kanaati ile ek rapor sunmuştur. Huzurda görülen dava, 6098 sayılı TBK'nın 227. maddesine dayalı araç satışına dayalı alıcının ayıba karşı seçimlik haklarının kulanılması talebine ilişkindir....
TL maddi tazminat tutarı için kısmi dava olarak şimdilik ... TL ile yine belirsiz alacak davası olarak aracın oluşan hasarlardan kaynaklı değer kaybı için şimdilik ... TL, aracın tamiri için serviste kalıp kullanılamadığı süreçteki kazanç kaybı için de belirsiz alacak davası olarak şimdilik ... TL olmak üzere toplam ... TL maddi tazminat ile hasar tarihinden (...) itibaren işleyen ticari avans faizi ile ... TL manevi tazminat tutarının davalıdan tahsiliyle müvekkile ödenmesini, dava neticesinde alacaklarımızın semeresiz kalmaması adına davalının mal kaçırmasını önlemek amacıyla üzerine kayıtlı araç ve gayrimenkulleri üzerine üçüncü kişilere devrini önler mahiyette ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir....
Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır....
ticari faizi ile birlikte ve davacının araç için yapımış olduğu 20.467,64 TL faydalı masraf ve 16.530,00 TL ikame araç zararı olmak üzere toplam 36.997,64 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkili ...'in arsa sahibi olduğunu, ...'ın ise ... apartmanı yöneticisi olduğunu, aynı zamanda apartmanda kat maliki olduklarını, davalı yüklenicinin teslim ettiği binanın dış cephe kaplamasında ve bodrum katında ayıplı imalatlar bulunduğunu, alınan kat malikleri kurulu kararı ile yüklenicinin eksik ve ayıplı imalatları gidermesi için dava açılmasına karar verildiğini ileri sürerek eksik ve kusurlu imalatların giderilmesi için nama ifa izni verilmesi ile eksik ve kusurlu imalatların tespit edilerek davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Davacı tarafın manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede; davaya konu aracın üçüncü kişiye satışı sırasında ticari itibarlarının zedelendiği iddia edilmiş ise de aracın ayıplı olmaması ve davacının satış sırasında ticari itibarının zedelendiğini ispata yarar delil sunmaması nedeniyle manevi tazminat talebinin şartlarının oluşmadığı kanaatine ulaşılmıştır. ---tarihli ihtarname ile temerrüdün oluşması, tarafların tacir olması ve davanın ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeniyle ---- tarihinden itibaren avans faizi işletmek gerektiği kanaatine varılmıştır. Tüm dosya kapsamından;--- plakalı aracın satış bedelinden--- indirilmesi gerektiği, indirilen bedele ---- tarihinden itibaren avans faizi işletmek gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın maddi tazminat yönünden kısmen kabul kısmen reddine ve manevi tazminat yönünden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur."...
Araçların şirket adına kayıtlı olması aracın ticari amaç için kullanıldığını göstermek için yeterli olmayıp, şirket üzerine araç alınmasının vergi avantajı ve bir takım kolaylıklar sağlaması hasebiyle şirket adına araç alınabildiği dolayısı ile aracın şirkete ait olmasının aracın ticari olduğu ve ticari faaliyette kullanıldığını göstermek konusunda yeterli olmadığı, aracın ticari faaliyette kullanıldığına dair Vergi Dairesi tarafından yapılan bir tespitin de bulunmadığı, ticari amaç ile kullanıldığına dair iki tarafın da iddia ve bu iddiayı tevsik eder nitelikte bir delilin de bulunmadığı ve yine araçların kullanım şeklinin gayri ticari olarak gösterilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu araçların ticari olmadığı, dava konusunun taraf malik şirketlerin ticari işlemesini ilgilendirmediği, davanın ticari dava olmadığı mahkememizce değerlendirilmiş, görevli mahkemenin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri'nde görülmesi gerektiği sonucuna varılmış, aşağıdaki...
Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu ayıplı maldan sorumluluğa ilişkin olarak ise 4077 sayılı kanunun 4.maddesinin 3.bendine göre (Değişik fıkra: 21/02/2007-5582 S.K./22.mad) İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir. 4.fıkrası hükmüne göre ise; Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir....