Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.Davacının ......
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı davasında, davalının aydınlatma armatürleri yaptığını, armatürlerin içerisine monte edilen komponentleri davacıdan satın aldığını, alınan komponentlerin arızalı olması sebebiyle müşterilerinden iade aldıklarını, durumu 09/10/2013 tarihinde davacı tarafa da bildirdiklerini, davacı tarafın ürünlerdeki ayıbı kabul ettiğini ve misli ile değiştirmeyi teklif ettiğini, davalının misli ile değiştirme teklifini reddederek sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, konponentlerin tamamının ayıplı çıkması nedeniyle armatürlerin tamiri yoluna gidildiğini, bu nedenle davalının zararı oluştuğunu belirterek sözleşmeden dönme hakkını kullandıklarını ve ayıplı ürün bedeli olan 32.834,50-TL nin iadesi ve cari hesapta takas ve mahsubunu talep ettiklerini, ayıplı çıkan mallar nedeniyle oluşan zararları için de 15.000,00-TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın karşı dava olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ "TÜRK MİLLETİ ADINA" GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : KARAR NO : HAKİM : KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLLERİ : DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili şirketin 17.06.2019 tarihinde davalının bayii olan Ankara ... Oto Ģirketinden sıfır olarak 77 adet ... otomobil satın almıĢtır. Bu araçlar müvekkil tarafından, KOSGEB’den alınan araç kiralama ihalesi kapsamında KOSGEB Genel Müdürlüğü ve illerdeki Müdürlüklerinde kullanılmak üzere KOSGEB’e teslim edilmiĢ ve halen KOSGEB’de kullanılmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu aracın davalı tarafından onarımı yapıldıktan sonra meydana gelen arızanın davalının kusurundan kaynaklanmamasına rağmen davalının iyi niyetli olarak arızanın onarımı ile ilgilendiğini, bilirkişi raporunda bu hususun değerlendirilmediğini, davaya konu aracın 13 yıllık araç olduğunu ve arızanın davalının ayıplı kusurundan kaynaklanmadığını, araçta meydana gelen kusurun davacıdan kaynaklandığını, ayrıca davaya konu araç davalı tarafından onarım yapıldıktan sonra ikinci kez başka bir tamirci tarafından onarım yapıldığını, bu durum bilirkişi raporlarında göz ardı edildiğini, davacı tarafça istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu beyan ederek istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür....
Hâl böyle olunca, işin ticarî nitelikte olması tek başına davayı ticarî dava haline getirmez. Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan mutlak ticarî davalardan değildir. Eldeki davada sigortacı taraf değildir. Dolayısıyla, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin de tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerekir. Davacının tacir olduğuna dair dosyada hiç bir bilgi ya da belge bulunmamaktadır. Kaldı ki kazaya uğrayan aracın hususi kullanım amacı olduğu ruhsatından görülmüş olup, eldeki davanın haksız fiil hükümlerine dayalı olarak araç sürücüsü ve işletenden tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE; Dava davacının ticari işletmesinde kullandığı aracın davalı tarafça tamiri sonrasında aynı arızayı tekrar verdiği iddiası üzerine ayıplı hizmet nedeniyle ödenen paranın iadesi maksatlı başlatılan ... 6.İcra Müdürlüğünün 2019/... esas sayılı dosyasındaki 8.820,00.-TL tutarlı takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir, Takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari ilişkide davalıya sunulan hizmet bedelinin ödenmediğidir. Kural olarak ispat yükü davacı taraf üzerindedir. Davacı davaya konu hizmeti sağladığını bunun neticesinde ödeme almadığını ispatlamalıdır. Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür....
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasına geçilmeden önce davaya konu aracın trafik kaydında aracın kullanım amacının hususi olmakla birlikte kullanım şeklinin yük nakli olduğu ve araca ilişkin olarak maksimum ticari kasko sigorta poliçesinin düzenlendiği görülmekle davaya konu aracın ticari araç olup olmadığı ile varılacak sonuca göre tüketici mahkemesinin görevli olup olmadığı hususu önsorun olarak tartışılmış, davaya konu aracın ticari araç olmadığı ve bu nedenle tüketici mahkemesinin görevli olduğu oybirliği ile kabul edilerek işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Bilindiği üzere 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4. maddesine göre, tüketicinin satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde tüketici satıcıdan, verdiği bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını, son olarak da aracın yenisi ile değiştirilmesini isteyebilir....
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava, ayıplı olduğu iddia edilen araç nedeniyle aynen iade ve tazminat davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4.maddesinde,bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4.maddesine göre tarafların sıfatına veya bir ticari işletme olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava olarak sayılan davalar mutlak ticari dava; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ise nispi ticari davadır. 28.11.2013 tarihli ve 28835 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3/1-k Maddesinde, Tüketicinin "...
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava; ayıplı ticari aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi mümkün olmadığı takdirde araç için ödenen bedelin yasal faiziyle iadesi ve sözleşmenin iptali, bu da mümkün olmadığı takdirde araçtaki ayıbın ücretsiz onarılması talebi ve ayrıca araç için ödenen tamir masrafları olan 3.036,75 TL'nin yasal faiziyle davalıdan tahsili talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava; ayıplı ticari araç nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin bozma ilamı üzerine hüküm kurulmuştur. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 20/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....