Dava, taşkın inşaat nedeniyle elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Taşkın yapılarda, sosyal ve ekonomik bir değeri yok etmemek ve yapının bütünlüğünü korumak amacıyla yasa koyucu 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 722, 723, 724' ncü maddelerinde öngörülenlerden daha değişik ilkelere ihtiyaç duymuş bu nedenle 725. madde hükmünü getirmek zorunda kalmıştır. Söz konusu maddeye göre “ Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmazın bütünleyici parçası olur.” Böyle bir irtifak hakkı yoksa, zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, tazminat ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve davalı vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, tazminat ve ecrimisil, birleşen dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/539 Esas KARAR NO : 2023/96 DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 04/11/2020 KARAR TARİHİ : 15/02/2023 Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili ---- taşınmazındaki -- işletmeciliği yaptığını ve işletmesinde genellikle çevre halkından kişileri çalıştırdığını çevre halkı ile genellikle alış veriş ilişkisi içerisinde olduğunu, davalı şirketin talebi üzerine, müvekkili şirket ile hiçbir ilişkisi olmadığı halde --- dosyası ile görülen davada müvekkil şirkete ait --- ihtiyati haciz konulduğunu, müvekkilinin talebi üzerine haczin kaldırıldığını, davalının yeniden talebi üzerine ihtiyati haciz kararı alınmak suretiyle müvekkilinin ---- çiftliğe hacze gelinmiş davalının borçlusu ile hiç ilgisi olmamasına rağmen -------- Talimat dosyası ile müvekkil şirketin taşınmazına...
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ... aleyhine 11/09/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız hacizden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/01/2017 günlü karara karşı davacı ve davalı tarafın istinaf başvuruları üzerine yapılan incelemede; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17/01/2017 tarih ve 2013/430 esas, 2017/17 sayılı kararının HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek, davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/05/2017 günlü kararın davacı ve davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 05/07/2018 gün ve 2017/4090 - 2018/5335 sayılı ilamı ile bozulmakla yeniden yargılama sonucu ... Bölge Adliye Mahkemesi 4....
Manevi tazminat talep edilebilmesi için kişinin şahsiyet hakkına hukuka aykırı olarak tecavüz edilmesi, manevi zarar doğması, zararla fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Manevi zarar, kişinin şahıs varlığında uğradığı kayıpları ifade ettiğinden genel olarak malvarlığına ilişkin oluşan zararlarda manevi tazminata hükmedilmesi mümkün değildir. Mülkiyet hakkının taşkın kullanılmasında ölüm veya cismani zarar söz konusu ise BK'nın 53 vd. maddelerine göre, ölüm veya cismani zarar bulunmadığı takdirde, komşu taşınmaz maliklerinin sağlık, huzur ve sükunları mülkiyet hakkının taşkın kullanılması nedeniyle bozulmuş ise kusursuz sorumlulukta uygulanan BK'nın 56. maddesi uyarınca manevi tazminata hükmedilebilir. Kural olarak sadece kişilik hakkı ihlal edilen kimse manevi tazminat isteyebilir. Mal varlığının ihlali sonucunda ortaya çıkan zararlar için manevi tazminat istenemez....
Davacının tazminat isteğine gelince; mahkemece öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminatın miktarı BK'nın 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK'nın 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz. Mülkiyet hakkının taşkın kullanılmasında ölüm veya cismani zarar söz konusu ise BK'nın 53 ve devamı maddelerine göre manevi tazminata hükmedilebilir. Ölüm veya cismani zarar bulunmadığı takdirde, komşu taşınmaz maliklerinin sağlık, huzur ve sükunları mülkiyet hakkının taşkın kullanılması nedeniyle bozulmuş ise, kusursuz sorumluluklara uygulanan BK'nın 56. maddesi uyarınca manevi tazminata hükmedilebilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.06.2012 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkin olup, mahkemece taşkın yapılaşma nedeniyle oluşan haksız fiilden ötürü tazminata hükmedilmiş, kararda davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 20.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davanın kabulüne karar verilebilmesi için, elatmanın mülkiyet hakkının aşırı ve taşkın kullanılması niteliği taşıması gerekir. El atma objektif ölçütlere göre hoşgörü ve tahammül sınırları içerisinde kalmakta ise elatmanın önlenmesine karar verilemez. Başka bir anlatımla, taşkın kullanma yoksa hakimin olaya müdahalesi gerekmeyeceğinden davanın reddi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil, olmazsa İrtifak Hakkı Tesisi istemine ilişkindir. Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nin 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK’nin 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır....