- K A R A R - Davacı vekili, kısıtlı davacı ile davalı yüklenici arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince arsanın tesliminden itibaren 36 ay sürede konutların tamamlanıp teslim edilmesinin kararlaştırıldığını, ancak kararlaştırılan sürede yüklenicin edimini yerine getiremediğini ve inşaata başlamadığını, bu nedenle 05.01.2012 tarihinde keşide edilen ihtarnameye cevap verilmediğini ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile sözleşmenin feshinden dolayı uğradığı menfi zarardan dolayı şimdilik 10.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir....
İşte, bu eylemli azalmaya, olumsuz zarar (negative interesse) denilir. Bu zararın tazminine ilişkin yasal dayanak, aynı maddenin ikinci fıkrasında (BK m. 108/II) düzenlenmiştir. Olumsuz zarar; sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı, uğranılmayacak olan zarardır. Dolayısıyla, karşı tarafın malvarlığına girsin veya girmesin, sözleşme nedeniyle alacaklının cebinden (malvarlığından) çıkan ve yasal olarak harcanan paradır. Doktrinde hakim olan görüşe ve ... uygulamasına göre, burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar genel bir anlatımla hukuken geçerli olmayan bir borç ilişkisinin geçerli olduğuna inanmaktan (güvenmekten) doğan zarardır....
Noterliği'nin 06.02.2010 tarih ve 4184 sayılı düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenici şirketin binayı süresinde tamamladığını, tapu devirlerini istemesine rağmen arsa sahiplerinin tapuda devir yapmadığı iddiası ile, sözleşmenin aynen ifasına, sözleşmenin ifasının imkansız hale getirilmesi nedeniyle uğradığı şimdilik 5.000,00 TL müspet zararının davalılardan tahsiline, aynen ifaya karar verilememesi halinde bitirilmiş yapı bedelinin ve davalıların sebep olduğu davacının uğradığı 5.000,00 TL menfi zararının davalılardan tahsiline, ayrıca 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, daha sonra müspet zarar ve menfi zarar talepleri ile manevi tazminat taleplerini atiye bıraktıklarını belirtmiştir....
İşbu rapor sonrasında da talimatla Ankara ...ATM ... talimat sayılı dosyasından rapor alınmış olup 01/06/2022 raporda özetle; Daha önce düzenlenmiş olan üç rapordan farklı bir sonuca ulaşılamadığı, değerlendirmelerine katıldıkları diğer raporlara göre iş miktarının revize edildiği, iş miktarında artış ve azalışlar olmasının davalı yüklenici lehinde bir durum oluşturduğu, bu nedenle davacının iki ihale arasında uğramış olduğu herhangi bir menfi zararın olmadığı, dosya kapsamında yer alan 01.09.2020 tarihli bilirkişi kurul raporu ve 09.04.2021 tarihli raporda yer alan mukayeseli hesapta esas alınan metrajlara göre işin tamamının değerlendirmesi kanaatiyle, yapılan incelemenin taraflarınca da uygun görüldüğü, dava konusu sözleşmenin feshinden kaynaklanan menfi zarar oluşmadığından davacının menfi zarar talep edemeyeceği sonucuna varıldığı ifade edilmiştir....
DAVA : Tazminat (Menfi Zarar) DAVA TARİHİ : 25/01/2021 KARAR TARİHİ : 04/07/2022 G....
S.3 kira geliri kaybı, geciken ifa nedeniyle ifaya bağlı ceza (BK 158/II), seçimlik ceza (BK 158/I), eksik işler bedeli, kâr kaybı, gecikme tazminatı (BK 106/2) müspet zarar; inşaatın yapımı süresince oturulacak ev için ödenmesi gereken kira bedeli ile yıkılan binanın enkaz bedeline yönelik talepler menfi (olumsuz) zarar kapsamındaki alacak kalemlerindendir. Olumsuz zarar, sözleşmeden dönen alacaklının haklı olması halinde, kusurlu borçludan isteyebileceği, diğer anlatımla, borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkan zarardır. Sözleşmenin feshini isteyen ve fesihte haklı olan tarafın BK'nın 108/2. maddesi uyarınca menfi zararını talep etme hakkı vardır....
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı menfi zarar ve ecrimisil istemine ilişkindir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine dayalı menfi zarar talepleri sözleşmenin feshinin kesinleştiği tarihten itibaren TBK'nın 147. maddesinde eser sözleşmeleri için belirlenen 5 yıl sonunda zaman aşımına uğrar. Ecri misil ise haksız fiil tazminatı olduğu için haksız fiilin vuku bulduğu yani ecri misilin işlediği tarihten itibaren 5 yıl içinde talep edilmelidir. Somut olayda davacı arsa sahibinin menfi zarar istemi yönünden, zamanaşımı süresinin sözleşmenin feshine ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarih olan 18.11.2009 tarihi itibariyle işlemeye başlayacağı, ecri misil isteminin haksız fiil kapsamında kaldığı hususları dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı sözleşmenin feshine ilişkin talebin kabulüne, tazminat talebinin kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Bu durumda hükme esas rapor ve ek raporu düzenleyen bilirkişilerden yeniden alınacak ek raporla ilk yükleniciyle yapılan sözleşmenin feshinden sonra yeniden ihaleye çıkılması ve 2. yüklenici ile sözleşme yapılması için gereken makul sürenin tespit ettirilmesi, ikinci yüklenici ile 30.04.2002 tarihinde yapılan sözleşmenin makul sürede olup olmadığının saptanması, ikinci ihaleyle sözleşmenin makul süre içinde yapılmış olması halinde halen işlerin ne miktar bedelle yaptırılabileceği tespit ettirilip sözleşmenin 18. maddesindeki yönteme göre menfi zararın hesaplattırılıp hüküm altına alınması gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1.) bendde yazılı nedenle fer’i müdahil ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMEDEN KAYNAKLANAN -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava,sözleşmenin feshinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,30.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....