Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki sözleşmenin, yüklenicinin edimini yerine getirmemesi halini de kapsayan 22/4.maddesinde ”…19,20,21.maddelerine göre sözleşmenin feshi halinde yükleniciler hakkında 26.madde hükümlerine göre işlem yapılır. Ayrıca sözleşmenin feshi nedeniyle idarenin uğradığı zarar ve ziyan yükleniciye tazmin ettirilir.”düzenlemesi getirilmiştir. Bu düzenleme ile sözleşmenin feshi nedeniyle 2010/61-6765 idarenin zararının ilk ihalenin fesih tarihinde oluştuğunun kabulü gerekir. Buna göre iki ihale bedeli arasındaki farka ilişkin tazminat talebinin ilk ihalenin feshinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde infazda tereddüt doğuracak şekilde ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7. maddesi hükmü gereğidir....

    Davacı tarafından sözleşme nedeniyle ödenen bedelin iadesinin yanında ayrıca menfi zararda talep edilmiştir. Yukarıda bahsedildiği üzere dava konusu sözleşmenin aldatma nedeniyle geçersiz olduğu tespit edildiğinden davacı tarafından ödenen bedelin tamamının iadesine karar verilmiştir. Ödenen bu miktar haricinde davacının başkaca menfi zararının olduğu davacı tarafından ispat edilememiş olduğundan davacının menfi zarar talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı - karşı davalının manevi zarar talebi yönünden yapılan incelemede ise; sırf sözleşemeye aykırı davranılması, sözleşmede belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemiş olması manevi tazminata hükmedilmesi için yeterli değildir. Tüzel kişilerin ticari itibarına zarar verebilecek nitelikte eylemlerin olması halinde manevi tazminat talep edebilirler....

      Mahkemece, iddia savunma bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı şirket tarafından hizmet alım sözleşmeleri kendi serbest iradesi ile 31.07.2011 tarihli fesih protokolü ile sözleşmenin fesh edildiği işçilerin usul ve yasaya uygun olarak davacıya istifa dilekçelerini sundukları, istifa dilekçelerinin tümünde yasal haklar ve alacaklar yönünden şirketin ibra edildiği, bu nedenle sözleşmenin feshinden ve işçilerin istifalarından dolayı davacının herhangi bir alacak ve tazminat hakkı doğmadığı, davacının ileri sürdüğü menfi ve müspet zararları bulunmadığı, anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama...

        Davacının iki ihale arasındaki fark olarak talep ettiği, menfi zarar'dır. Sözleşmede özel hüküm bulunmadığı ve ilk ihaleye davalıdan başka katılan olmadığından davacının uğradığı menfi zararı, ilk sözleşmenin feshinden itibaren makul süre içinde ve aynı koşullarda ihaleye çıkılması halinde oluşabilecek ihale bedeli ile ilk ihale bedeli arasındaki fark kadar olmalıdır. Davalı yanca ikinci ihaleye makul sürede çıkılmadığı ileri sürüldüğü gibi, teknik şartnamenin ikinci ihalede yüklenici lehine değiştirildiği de iddia edilmiştir....

          Tamamlama İşini üstlendiği, yüklenici talebi ile 31.....2001 tarihinde geçici kabul komisyonunun oluşturulduğu, bu komisyonca 01.....2001 tarihinde eksik kusurların tespit edildiği, bu nedenle geçici kabulün yapılamadığı, muhtelif tarihli uyarılara rağmen eksik kusurların giderilmediği, daha sonra ....01.2004 tarihli olur ile sözleşmenin feshedildiği anlaşılmıştır. . Taraflar arasındaki sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı BK'nın 106 ve 108. maddeleri hükmünce sözleşmeyi fesheden taraf kural olarak, menfi zararlarını isteyebilir. Menfi zarar, akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zarara ilişkindir. Sözleşmenin feshi halinde, sözleşme ortadan kalktığından sözleşmeye dayanılarak zarar istenemez. Bir başka anlatımla, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan müspet zarar fesih halinde talep edilemez. Eksik imalât bedeli akdin ifasına yönelik olumlu zarar niteliğindedir....

            nedeniyle borçlu bulunmadığı, maddi zarar ve manevi tazminat talepleri yerinde görülmeyerek davanın reddine dair verilen karar Yargıtay .......

              nedeniyle borçlu bulunmadığı, maddi zarar ve manevi tazminat talepleri yerinde görülmeyerek davanın reddine dair verilen karar Yargıtay .......

                idarenin 30.01.2018 tarih ve 2094205 sayılı yazısı ile; feshedilen sözleşme kapsamında müvekkilince teslim edilen 239.580 kg kömürün karşılığı olarak ödenmesi gereken tutardan (kesin teminat, gecikme cezası, damga vergisi ve uğranılan zarar bedeli olarak) toplam 127.449,29 TL kesinti yapıldığını ve 31.713,29 TL’nin müvekkilinin hesabına yatırıldığının bildirildiğini, sözleşmenin feshinin haksız olduğunu, müvekkilinin alacağından yapılan kesintilerin haksız olduğunu, gecikme cezasının hatalı hesaplandığını, kesin teminatın alacaktan kesilmesinin mümkün olmadığını, herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın zararın tazmini için kesinti yapılamayacağını, bütün kesinti kalemleri için hukuken ihtilaflı bulunduğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespitine, müvekkilinin alacağından yapılan kesintilerin ticari faizi ile iadesine, sözleşmenin haksız feshinden dolayı uğranılan şimdilik 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi zarar karşılığı tazminat bedelinin ticari faizi ile davalıdan...

                İşte, bu eylemli azalmaya, olumsuz zarar (negative interesse) denilir. Bu zararın tazminine ilişkin yasal dayanak, aynı maddenin ikinci fıkrasında (BK m. 108/II) düzenlenmiştir. Olumsuz zarar; sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı, uğranılmayacak olan zarardır. Dolayısıyla, karşı tarafın malvarlığına girsin veya girmesin, sözleşme nedeniyle alacaklının cebinden (malvarlığından) çıkan ve yasal olarak harcanan paradır. Doktrinde hakim olan görüşe ve ... uygulamasına göre, burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar genel bir anlatımla hukuken geçerli olmayan bir borç ilişkisinin geçerli olduğuna inanmaktan (güvenmekten) doğan zarardır....

                  Asıl dava yönünden yapılan incelemede ise; davacı iş sahibi ... tarafından sözleşmenin haklı feshi nedeniyle menfi zarar talebinde bulunulmuştur. Kural olarak sözleşmenin haklı feshi halinde fesheden, sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararın tazminini isteyebilir. Doktrinde hakim olan görüşe ve Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar; sözleşmenin karşı tarafınca yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. Yargıtay 15....

                    UYAP Entegrasyonu