Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda davacı vekili, taraflar arasında 21/01/2013 tarihli Maden Ruhsatı Devir Sözleşmesi imzalandığını ancak davalı şirketin sözleşmede kendisine yüklenen edinimleri yerine getirmediğini ve müvekkil şirketin haklı sebeple ve tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshinden doğan menfi-müspet zararı talep etme hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 541.980,00.-TL'nin davalı üzerine yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dosya kapsamından, taraflar arasındaki uyuşmazlığın madenin işletmesinin devri niteliğindeki sözleşmeye aykırılık gereğince alacak-tazminat talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında kira ilişkisi ve kira ilişkisinden kaynaklanan alacak ve tazminat talebinin bulunmadığı anlaşılmaktadır....

    Bundan başka eğer borçlu kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini kanıtlayamazsa alacaklı sözleşmenin geçersiz kalmasından doğan zararının tazminini de isteyebilir. Bu yasal nedenle, iş sahibi kooperatifin yükleniciye ödemiş olduğu, 29.170,00 TL’nin iadesi haklı olduğundan mahkemece buna yönelik davanın kabulü doğrudur. Yine yukarıda kapsamı belirtilen bono sebebiyle de kooperatifin yükleniciye 16.100,00 TL borçlu olmadığının kabulü de doğru olmuştur. Menfi (olumsuz) zarar, sözleşme yapılmamış veya görüşülmesine girişilmemiş bulunulsaydı uğranılmayacak olan zarardır. BK’nın 108. maddesi gereğince sözleşmenin feshinde kusursuz olan taraf menfi zarar kapsamında kaçırılan fırsat sebebiyle gerçekleşen olumsuz zararının diğer taraftan tahsilini talep edebilir....

      Koruma Kurulu kararı gereğince yapılacak olan işin seyrinin değiştiği, bu durumda ortaya çıkan ve elde olmayan nedenlerle sözleşmenin ifasının taraflardan beklenemeyeceği, davacı yüklenicinin talebi ile tarafların karşılıklı mutabakatı ile tasfiyeye karar verildiği , davalı idarenin sözleşmeyi fesh etmediği bu haliyle davalı idarenin haksız feshinden söz edilemeyeceğinden davacının kâr kaybı isteminin dayanağının bulunmadığı ve davacının menfi ve müspet zarar tazmini talebinde bulunamayacağı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....

        Bu durumda mahkemece hükme esas raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla 24.000,00 TL bedelli 2. aşama hafriyatın yükleme ve nakliyesi ile ilgili sözleşmenin o tarihte davalı ile yapılmayıp başka bir yüklenici ile yapılmış olması halinde serbest piyasa koşullarına göre olabilecek sözleşme bedeli ile aynı işin sözleşmenin feshinden itibaren aynı koşullarda makul süre içinde yine başka bir yükleniciye yaptırılması halinde yine piyasa fiyatlarına göre oluşabilecek bedel tespit ettirilip aradaki farkın menfi zarar olarak hesaplanıp bulunacak bu miktara 2. aşama işe hiç başlanmadığından bunun için ödenen 8.000,00 TL de eklenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

          Akdi fesheden taraf 6098 sayılı TBK. nun 125. maddesi gereği menfi zararını talep edebilir. Menfi zarar; yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zarardır. Bu bağlamda, sözleşme yapılması için yapılan giderler (harç, noter masrafı vs.), sözleşmenin yerine getirilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması gibi zararlar menfi zararlar kapsamına girer. Konutun zamanında teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kira kaybı tazminatı müspet zarar olup, sözleşmenin ayakta tutulduğu durumlarda istenebilir.Sözleşmenin feshi halinde davacı tarafça kira kaybına ilişkin talepte bulunulamaz. Somut olayda, sözleşme davacı tarafça feshedildiğine göre, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken müspet zarar olan kira kaybına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, ihalenin feshinden kaynaklanan ihale konusu aracın satışına ilişkin sözleşmenin iptali ile mülkiyetin tesbiti olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin olup, hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince verilmekle; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 23.2.2004 gün 3 sayılı kararı uyarınca Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 4.6.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, sözleşmenin feshinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,10.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/560 Esas KARAR NO : 2022/1189 DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 12/09/2014 KARAR TARİHİ : 05/12/2022 K....

                  Düzenleme kapsamına göre tazminat istenebilmesi için alacaklının zarara uğramış olması gerektiğinden, uğranılmış bir zarar karşılığı olmayan miktara tazminat olarak hükmedilemez. Burada zarar kapsamı net ve gerçek zarar olarak düzenlenmiştir. Net ve gerçek zarar, malvarlığındaki gerçek eksilmeyi ifade eder. Bu nedenle müspet (olumlu) zararın tazmini halinde malvarlığının ulaşacağı değerin, sözleşmenin ifası halinde malvarlığının ulaşacağı değeri geçmemesi gerektiği gözetilerek hesaplama yapılmalıdır....

                    Bu durumda dosya içeriğine temyizin kapsamına, uyuşmazlığın sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile sözleşmenin feshinden kaynaklanan zarar ziyanın tazmini istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14.maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13 Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında, dosyanın görevli Yargıtay 13 Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu