Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1)Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere ilişkin yapılan incelemede, 6831 sayılı Kanun'un 110/3. maddesinde düzenlenen taksirle orman yangınına neden olma suçunun kasıtlı suç olmaması nedeniyle, sanıklar hakkında TCK'nın 53. maddesinin uygulanmamasına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığından, tebliğnamenin bu yöndeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir....

    nın iki ayrı yerde kuru otları tutuşturması ile başladığı, tabur personeli ve jandarma tarafından aynı anda görüldüğü belirtilmiştir. 3.08.07.2018 tarihli, orman muhafaza memurları tarafından düzenlenen suç tutanağında orman yangınının 62, 63, 64 ve 157 numaralı bölmelerde, 15 hektarlık alanda etkili olduğu, bu alanın 10 hektarlık kısmında meşe ve ardıç ağaçlarının büyük kısmının zarar gördüğü, 5 hektarlık alanda ise örtü yangını olduğu, ...'...

      "İçtihat Metni"Müşteki ... tarafından orman yangını ile ilgili şikayet üzerine yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 22/01/2021 tarihli ve 2021/35 soruşturma, 2021/53 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin mercii ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 11/02/2021 tarihli ve 2021/1043 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 13.07.2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23.09.2021 tarihli ve KYB. 2021-94913 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu....

        Davalı idare vekili; davaya konu olayda anız ve bitki örtülerinin yakılması değil katı atık vahşi depolama alanındaki çöplerin gaz sıkışması nedeniyle alev alması sonucu yangın çıktığını, bu nedenlerle idarenin bir kusuru olmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece hakem sıfatıyla yapılan yargılama sonunda davanın kamu kurumu olan belediyenin hizmet kusuruna dayandığı ve davaya bakma görevinin idari yargı mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle yargı yolu caiz olmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman yangını nedeniyle uğranılan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir....

          Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; 18.08.2004 tarihinde, .... mevkiinde başlayan orman yangınının 0,4 hektarlık alanda etkili olduğunu ve orman alanının yangında zarar gördüğünü; yangının, davalı ...’a ait yüksek gerilim hattı kablolarının esen rüzgar nedeniyle birbirine çarpması sonucu oluşan kıvılcım nedeniyle çıktığını, orman yangını neticesinde müvekkili idarenin 6.226,34 TL zarara uğradığını iddia ederek; 6.226,34 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

            Taksirle orman yangınına sebep olma suçunun kasıtlı suç olmaması nedeniyle sanık hakkında TCK'nun 53. maddesinin uygulanmaması kanuna uygun olduğundan tebliğnamenin 3 numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir....

              Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü: - K A R A R - Yapılan incelemede, mahkemece dairenin 13/11/2007 tarihli ara kararının yerine getirilmesi amacıyla, Orman Genel Müdürlüğüne 15/12/2007 tarihinde müzekkere yazılarak, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1927 yılında büyük orman yangını olup olmadığı, olmuş ise, haritasının tanzim edilip edilmediği hususu sorulmuş ise de, kurum tarafından verilen cevap dosyaya konulmadan temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın yargıtaya gönderildiği gözlenmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; 03/06/2009 tarihinde Kestel trafo merkezinde kabloların ark yapması sonucu kuru otları tutuşturması ile yangın meydana geldiğini, 2.60 hektar büyüklüğünde bir orman alanının yandığını ileri sürerek, meydana gelen orman yangını nedeni ile komisyon tarafından tespit edilen 20.310,60 TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir....

                  sahasına 1300 metre mesafede bulunması nedeniyle orman yangını tehlikesi oluşturduğundan eylemin TCK'nun 171/1-a maddesinde düzenlenen genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçuna vücut verdiği gözetilmeyerek suç vasfının belirlenmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 06/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                    Sitesi Yönetim Kurulu'nun 26.10.1996 tarihli kararı doğrultusunda site içine bekçi lojmanı yapılmasına karar verildiği, 10.09.2012 tarihinde çıkan orman yangını neticesinde sitede bulunan bir evin çatısının zarar gördüğü ve ... tarafından sitenin ormana bakan sınırında sorun olduğundan bahisle aplikasyon yapılması gerektiğinin bildirildiği ve sanıklarca özel bir şirkete yaptırılan ölçüm neticesinde suça konu tesisin büyük kısmının ormanlık alanda kaldığının tespit edilmesine rağmen kullanılmaya devam edilmesi, davanın dayanağını oluşturan 6831 sayılı Yasanın 82. maddesi gereğince aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olan suç tutanağında ve mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda suç konusu yerin kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bulunduğunun belirtilmesi ve sanıkların dava konusu yerin halen kullanıldığını beyan etmesi karşısında, suç tarihinden önce orman kadastrosunun kesinleştiği ve kesinleşen orman kadastrosunun herkes tarafından bilinmesi gerektiği cihetle...

                      UYAP Entegrasyonu