Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının davaya konu tazminat talebi, davacının kaza sonrası davalıya yaptığı müracaat esnasında ödeme yapmamış olması, ödemenin yargılama neticesinde yapılmış olması, süreç içerisinde döviz kurunda yaşanan artış nedeni ile alım gücünün azalmasından ileri gelmektedir. Davacı munzam zarar talebinde bulunmuştur. Aşkın (munzam) zarar 6098 sayılı TBK'nın 122. Maddesinde: 'Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.' şeklinde düzenlenmiştir. Alacaklının munzam (aşkın) zarar talebinde bulunabilmesi için: 1- Alacaklının temerrüt faizini aşan zararının olması, 2- Temerrüt ile munzam zarar arasında illiyet bağının bulunması, 3- Borçlunun kusursuzluğunu ispatlayamamış olması gerekir....

Munzam zarar sorumluluğu kusura dayanan temerrüdün hukuki bir sonucudur ve borçlunun zararının faizi aşan bölümüdür. Diğer bir anlatımla borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının malvarlığınn kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Farklı bir anlatımla, burada zararın doğmasına yol açan bir kusur ilişkisi aranmaz ve tartışılmaz. Sorumluluk için borçlunun temerrüde düşmekteki kusurunun varlığı asıldır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını ve bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür....

    Sürenin başlangıcı da, munzam zararın hukuki yapısından hareketle genel hüküm uyarınca alacağın muaccel olduğu zamandan başlatılacaktır. Somut olayda, kesinleşen mahkeme kararıyla 4.253,00 TL asıl alacağın 30/10/1997 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir. Asıl davanın açılması, işbu davadaki munzam zarar talebi yönünden zamanaşımını kesmeyeceğine göre, munzam zarar davasının açıldığı tarihten geriye doğru on yıllık süre içerisinde gerçekleşen zarar bölümünün talep edilmesi mümkün olup, bu süre dışında kalan zarar bölümü ise zamanaşımına uğramıştır....

    CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı vekilinin munzam zarar isteminin teminat kapsamı dışında olup, yargılamanın uzun sürmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, yargılamanın uzun sürmesi ile ilgili idare aleyhine tazminat davası açılabileceğini belirterek davanın reddini dilemiştir. GEREKÇE:Dava, Ankara ... Asliye Hukuk Mahkemesinde destekten yoksunluk nedeni ile tazminat istemi ile 07/05/2012 tarihinde açılan davada verilen karar sonrası alacağın tahsilinin 13/04/2021 tarihinde gerçekleşmesi ve faizin zararı karşılamadığı gerekçesi ile oluştuğu iddia olunan munzam zararın tahsili istemine ilişkindir. TBK'nın 122/1.maddesi uyarınca, alacaklı temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Ankara ... .......

      Bunun yanında temerrüt faizi, sözleşmeden doğan para borçlarının yanı sıra, sözleşme dışı hukukî ilişkiden kaynaklanan para borçlarında da uygulama alanı bulur ------- Munzam zarara ilişkin düzenleme TBK’nın 122. Maddesinde yapılmış olup, anılan madde “Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. ------borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır....

        Asıl davanın açılması, işbu davadaki munzam zarar talebi yönünden zamanaşımını kesmeyeceğine göre, munzam zarar davasının açıldığı tarihten geriye doğru on yıllık süre içerisinde gerçekleşen zarar bölümünün talep edilmesi mümkün olup, bu süre dışında kalan zarar bölümü ise zamanaşımına uğramıştır. Dolayısıyla, eldeki munzam zarar davasının açıldığı tarihten geriye doğru 10 yıllık süre nazara alınarak bu dönem için alacaklının maruz kaldığı zarar miktarından, davacının elde ettiği faiz gelirinin mahsubu ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir....

          DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/09/2022 KARAR TARİHİ : 24/05/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 05/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ...'ın kullanımında olup, davalı ...'ya ait ve davalı şirkete sigortalı olan ... plaka sayılı otobüsün 11/05/2022 tarihinde davacıya ait ... plaka sayılı araca arkadan çarpması sonucu, davacıya ait araçta oluşan değer kaybı tazminatı ve munzam zarar oluşmasına neden olduğunu, şimdilik munzam zarar sebebiyle 100,00 TL, değer kaybı nedeniyle 500,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir....

            Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır....

              Hukuk Dairesi tarafından kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verildiğini, istinaf kararının Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleştiğini, istinaf mahkemesi tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen munzam zarar alacağının bakiyesi olan 499.295,11TL için iş bu ek davanın açıldığını belirterek bakiye munzam zarar tutarı 499.295,11TL'nin ilk dava tarihi olan 25/02/2016 tarihinden itiraben işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, munzam zararın alacağın muaccel olmasından itibaren 10 yıllık süre içerisinde istenebileceğini, her ne kadar davaya dayanak gösterilen Van 2....

              SAVUNMA: Davalı vekili; cevap dilekçesinde,------ dosyalarında alınan kararlar işbu dava için kesin hüküm niteliğinde olduğunu, davacının talebinin mümkün olmadığını, başvurunun dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmektedir. lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur. Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir....

                UYAP Entegrasyonu