Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine somut olaydaki munzam zarar talebiyle ilgili olarak uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 122 maddesi hükmünce, alacaklının uğradığı zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu takdirde borçlu kendisine hiçbir kusur ileri sürülemiyeceğini kanıtlamadıkça bu zararı dahi karşılamak zorundadır. Temerrüt faizi, temerrüde düşen borçlunun para borcunu ödemede gecikmesi halinde alacaklıya ödemek zorunda olduğu asgari miktardır. Alacaklı geç ödeme sebebiyle zararının temerrüt faizinden fazla olduğunu ileri sürüp kanıtlayabiliyor ise aşkın zarar diye de ifade edilen faizi aşan zararını borçludan isteyebilir. Temerrüt faizini talep edebilmek için gecikme nedeniyle uğranılan zararın ispatı gerekmediği halde faizi aşan zararmunzam zararın istenebilmesi için, alacaklı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararının varlığını kanıtlamak zorundadır....

Bu genel açıklamalardan sonra 03.06.2004 tarihli bu davada istenen ise; ödenen bedelin eskale edilmek suretiyle oluşan 111.828,12 YTL munzam zararın tahsilidir. Mahkemece dava kabul edilmiş, dairemizce munzam zararın ispatı gerektiği, oluşan bir zararın açıklanmadığı, istirdat davasının geç açıldığı vs. nedenlerle davanın reddi gerektiği belirtilerek mahkeme kararı bozulmuştur. Daire kararımızda da belirtildiği üzere munzam zarar BK’nın 105. maddesinde düzenlenen, faizle karşılanamayan, alacağın geç ödenmesinden dolayı uğranılan bir zarar olup ispatı gereken bir husustur. Munzam zararın oluştuğu iddia eden alacaklı tarafından uygun delillerle (MK.6.md.) kanıtlanmalıdır. Dairemizin istikrar kazanan uygulamaları da bu doğrultudadır. Nevar ki munzam zararı oluşturan alacağın mahiyeti ve zararın nereden kaynaklandığı üzerinde de durularak zararın ispatı şartları değerlendirilmelidir....

    Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, munzam zarara dayanan talep hakkına on yıllık zamanaşımının uygulanacağı, asıl davanın açılması işbu davadaki munzam zarar talebi yönünden zamanaşımını kesmeyeceğinden sadece munzam zarar davasının açıldığı tarihten geriye doğru on yıllık süre içerisinde gerçekleşen zarar bölümünün talep edilmesinin mümkün olduğu, munzam zarar davasının açıldığı tarihten 10 yıl öncesi olan 05/05/2001 tarihi esas alınmak sureti ile bu tarihten davacılar tarafından icra yolu ile alacaklarının tahsil edildiği tarih olan 05/01/2010 tarihine kadar geçen sürede asıl alacak tutarının elde edilebilecek ortalama değer farkının 3.875,49 TL olarak hesaplandığı ancak davacı tarafından tahsil edilen 5.227,42 TL tutarındaki temerrüt faizinin hesaplanan tutardan fazla olduğu, 05/05/2001 ile 05/01/2010 dönemi için davacı tarafça talep edilebilecek munzam zarar bulunmadığı ve önceki döneme ilişkin alacağın da zamanaşımına...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava; haksız haciz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi tazminat ile munzam zarar istemine ilişkindir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir. Ancak, anılan daire dosyayı dairemize göndermiş olduğundan; dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi ----- esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ------para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır. Dördüncü koşul ise borçlunun temerrüdü ile alacaklının munzam zararı arasındaki illiyet bağının mevcudiyetidir....

          İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, munzam zarar sebebine dayalı tazminat talebine ilişkindir....

          Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır....

            zarar olarak davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah ile 14.524,00 TL munzam zarar, 2.360,00 TL dava ve ıslah tarihi arasındaki yasal faiz olmak üzere toplam 16.884,00 TL'nin ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir....

              zarara uğramayacağını, aşkın zarar, temerrüt faizini aşan zararları ifade eder....

                GEREKÇE: Dava, munzam zarar istemine ilişkindir. Munzam zarar, farazi zarar olmayıp; somut bir zarardır. 6098 sayılı TBK'nın 122. maddesi uyarınca alacaklının temerrüt faizini aşan bir zarara uğraması gerekmektedir. Bu durumda borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür....

                  UYAP Entegrasyonu