Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur. Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir. Bu açıklamalar ışığında davacının zararını somutlaştırarak zarar iddiasını ispat edecek delilleri ortaya koyması gerekir....

    Herne kadar birleştirilen davada ödenen paranın denkleştirilmesi istenmiş ise de hukukî dayanağının BK’nın 105. maddesindeki munzam zarar alacağı olduğu tartışmasızdır. Bu nedenle ek dava munzam zarar istemi olarak değerlendirmeye tâbi tutulmuştur. Ancak enflasyonun yüksek seyretmesi, döviz fiyatlarındaki aşırı artışlar TEFE, TÜFE fiyatlarındaki değişiklikler bizatihi munzam zararın ispatı için yeterli olmayıp davacı alacaklı munzam zarar alacağının oluştuğunu fiilen ispatlamak durumundadır. Örnek olarak göstermek gerekirse alacağın zamanında ödenmemesi sebebiyle icra takibine maruz kalınması, bankadan alınan krediye gereksiz faiz ödenmesi veya alacaklının mallarının değerinden düşük fiyatla satılması gibi sebeplerle zararın oluştuğu ispatlanmalıdır. Bu konuda Daire'mizin ve Yüksek Hukuk Genel Kurulu’nun istikrarlı uygulamaları da aynı doğrultudadır (Hukuk Genel Kurulu’nun 2003/15-587 E., 2003/766 K., 26.05.2004 gün, 2004/15-308 E., 300 K. sayılı kararları)....

      Munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/3637 Esas 2019/2805 Karar sayılı kararı)....

      Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/147 esas sayılı dosya ile tazminat davası açtıklarını, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ve mahkemece hükmedilen miktarın davalıdan tahsil edildiğini ancak, müvekkillerinin davalı bankadan olan alacağının on beş yıl sonra ödenmiş olması nedeniyle alınmış olan faiz ile karşılanmayan yüksek miktarda munzam zararların oluştuğunu, mahkemece belirlenecek munzam zarar alacağının şimdilik 1.000,00 TL'sinin davalı bankadan tahsiline, bu alacağa her bir kalem munzam zarar için zararın oluştuğu tarihten itibaren avans faizi uygulanmasına, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının sigorta şirketine belirtilen evraklar ile müracaat etmediğini, dava konusu talebin belirsiz alacak olarak ileri sürülmesinin imkanının bulunmadığını, delillerin taraflarına tebliğini, dava konusu 08.09,2020 tarihli kazaya karıştığı belirtilen -----plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sigorta tahkim komisyonu uyuşmazlık hakem heyeti yargılaması neticesinde yapmış olduğu ödemeler dolayısıyla munzam zararın söz konusu olmadığını, bakiye tazminat borcunun kalmadığını, tahkim yargılaması neticesinde yapılan ödemelerin amir genel mevzuata uygun olarak hesaplandığını ve bakiye tazminatı ve munzam zararın söz konusu olmadığını, munzam zararın hükmedilebilmesi için davacının zararını somut olarak kanıtlaması gerektiğini, aracın ağır hasar halinin olup olmadığının tespit edilmesini, aracın ağır hasar kaydı bulunması halinde değe kaybı talebinin reddedildiğini, ----- plaka nolu aracın daha önce...

          SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının sigorta şirketine belirtilen evraklar ile müracaat etmediğini, dava konusu talebin belirsiz alacak olarak ileri sürülmesinin imkanının bulunmadığını, delillerin taraflarına tebliğini, dava konusu 08.09,2020 tarihli kazaya karıştığı belirtilen -----plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sigorta tahkim komisyonu uyuşmazlık hakem heyeti yargılaması neticesinde yapmış olduğu ödemeler dolayısıyla munzam zararın söz konusu olmadığını, bakiye tazminat borcunun kalmadığını, tahkim yargılaması neticesinde yapılan ödemelerin amir genel mevzuata uygun olarak hesaplandığını ve bakiye tazminatı ve munzam zararın söz konusu olmadığını, munzam zararın hükmedilebilmesi için davacının zararını somut olarak kanıtlaması gerektiğini, aracın ağır hasar halinin olup olmadığının tespit edilmesini, aracın ağır hasar kaydı bulunması halinde değe kaybı talebinin reddedildiğini, ----- plaka nolu aracın daha önce...

            SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının sigorta şirketine belirtilen evraklar ile müracaat etmediğini, dava konusu talebin belirsiz alacak olarak ileri sürülmesinin imkanının bulunmadığını, delillerin taraflarına tebliğini, dava konusu 08.09,2020 tarihli kazaya karıştığı belirtilen -----plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sigorta tahkim komisyonu uyuşmazlık hakem heyeti yargılaması neticesinde yapmış olduğu ödemeler dolayısıyla munzam zararın söz konusu olmadığını, bakiye tazminat borcunun kalmadığını, tahkim yargılaması neticesinde yapılan ödemelerin amir genel mevzuata uygun olarak hesaplandığını ve bakiye tazminatı ve munzam zararın söz konusu olmadığını, munzam zararın hükmedilebilmesi için davacının zararını somut olarak kanıtlaması gerektiğini, aracın ağır hasar halinin olup olmadığının tespit edilmesini, aracın ağır hasar kaydı bulunması halinde değe kaybı talebinin reddedildiğini, ----- plaka nolu aracın daha önce...

              Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının tazminat alacağını geç tahsil etmesi nedeni ile munzam zarara uğradığı ve bunu talep etme hakkının bulunduğu, önceki kararla BK'nın 43. maddesinin uygulanması ile yapılan %50 indirim tutarının kesinleşmiş olduğu, ikinci bozma sonrası hesap yapılırken bu kurala uygun olarak, munzam zarar miktarı olan 517.615,20 TL'ye, önce indirim uygulanıp, bulunan rakamdan bilirkişi tarafından verilen faiz tutarı indirildikten sonra kalan tutara hükmedilmesi gerektiğinden bahisle davanın kısmen kabulüne, 144.520,19 TL alacağın, 6.000,00 TL'sinin dava tarihi 08.06.2006 tarihinden itibaren, 138.520,19 TL'sinin birleşen davanın açıldığı tarih olan 28.07.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

                Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır. Dördüncü koşul ise borçlunun temerrüdü ile alacaklının munzam zararı arasındaki illiyet bağının mevcudiyetidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ------ Esas ve Karar sayılı kararında belirtildiği üzere munzam zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia eden alacaklının üzerinde olup, alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 194. maddesi gereğince ispata elverişli şekilde somutlaştırılarak ileri sürülen iddianın ispatı için gerekli tüm deliller somut olarak ortaya konulmalıdır....

                  Munzam zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır. Kural olarak munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağının varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faizi ile karşılanmayan zararını, zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını ispat etmekle yükümlüdür. Diğer bir anlatımla fiilen uğranılan zararın somut veri ve belgelerle tevsik edilmesi gerekir. Zira munzam zarar, alacaklının öz varlığından, ekonomik ve sosyal faaliyetlerinden, toplum içerisindeki statüsünden, başına gelen olaylardan kaynaklanan, somut olgular nedeniyle uğramış olduğu fiili zarardır (HGK'nın 31.10.2007 tarih ve 2007/11-668 E.-2007/798 K. ilamı)....

                    UYAP Entegrasyonu