Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekilinin 06/07/2021 tarihli beyan dilekçesi ile munzam zararın belirlenmesi ve tazmini için dosyanın bilirkişiye tevdii talep edilmiş ise de davacı vekilinin munzam zarar talebinin ayrı bir davanın konusu olduğu ,dava dilekçesinde munzam zarar talebinin ve buna ilişkin açıklamaların yer almadığı, ...Atm dosyası ile irtibatlı olarak dava açıldığı ve ...ATM dosyasında da munzam zarara ilişkin bir beyan veya incelemenin olmadığı, munzam zarara ilişkin talebin beyan dilekçesi ve harçlandırılmaksızın sunulduğu bu haliyle ıslah olarak da kabul edilemeyeceği, davalının munzam zarara ilişkin iddiayı genişleten beyanlara muvafakatinin olmadığı, asıl alacağa ilişkin ihtilaf çözülmeden asıl alacağın geç tahsiline ilişkin munzam zarar iddialarının dinlenemeyeceği anlaşılmakla munzam zararın tespiti için dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesi yönündeki davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir. Tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda, İstanbul ......

    Bu nedenle, munzam zarar isteminde bulunan alacaklı öncelikle borçlunun borcunu geç ödemesi nedeniyle uğradığı zararın temerrüt faizi ile karşılanamadığını, temerrüt faizini aşan bir zarara uğradığını ispat etmelidir. Alacaklı, borçlunun ilk temerrüde düştüğü tarihten alacağını faizi ile birlikte tahsil ettiği tarihe kadar olan dönem için munzam zararını isteyebilecektir. Munzam zarar borcunun hukuki sebebi, asıl alacağın temerrüde uğraması ile oluşan hukuka aykırılıktır. O nedenle, borçlunun munzam zararı tazmin yükümlülüğü (TBK md. 122), asıl borç ve temerrüt faizi yükümlülüğünden tamamen farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan asıl borcun ifasına kadar zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borçtur. Munzam zarar sorumluluğu, kusur sorumluluğuna dayanır. TBK’nın 122. maddesi (Mülga BK'nın 105.) kusur karinesini benimsemiştir. Munzam zarardan kaynaklanan tazminat borcunun doğması için aranan kusur, borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur....

      Kanun hükümlerinin açık lafzından da anlaşılacağı üzere, munzam zarar; borçlunun temerrütü nedeniyle uğranılmış olan ve temerrüt faizini aşması nedeniyle borçlu tarafından karşılanmayan zarardır. Alacaklı, temerrüt nedeniyle uğradığı ve temerrüt faizini aşan bakiye zararının borçludan tahsilini talep edebilir. Ancak munzam zararın olduğu hususunun alacaklı tarafından ispatlanması gerekir. Diğer bir anlatımla fiilen uğranılan zararın somut veri ve belgelerle tevsik edilmesi gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden dolayı Borçlar Yasasının 105. maddesi gereğince munzam zarar istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, artırılan kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden dolayı uğranılan 15.000 TL munzam zararın Borçlar Yasasının 105. maddesi hükmünce fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak koşuluyla tahsilini istemiştir. Davalı vekili, zararın somut vakıalara dayanmadığını, hizmet kusuru iddiasına dayanıldığından yargı yolu, zamanaşımı ve hukuki yarar yokluğu itirazlarını ileri sürerek haksız ve yersiz açılan munzam zarar davasının koşulları oluşmadığından reddi gerektiğini savunmuştur....

          İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyasında takibe konu edildiğini, tehir-i icra kararı alınması sonucunda toplam 174.598,70 TL ödendiğini, bunun 131.500,00 TL sinin ana para ve faiz için olduğunu, faizle karşılanmayan munzam zarar oluştuğunu, yaşanan pandemi nedeniyle üretimin azaldığını, kur artışı meydana geldiğini, bu nedenle ikame araç alma hususunda davalının zamanında ödeme yapmaması nedeniyle munzam zarar oluştuğunu, zamanında ödeme yapılmadığından ikame araç alınamaması nedeniyle kazanç kaybı doğduğunu, yine aracın ödeme yapılmaması nedeniyle davalı şirkete devrinin geciktiğini ve bu nedenle taşıt vergilerinin davacı tarafından ödendiğini belirterek munzam zarar için 20.000,00 TL nin takip dosyasına yapılan ödeme tarihinden itibaren, 10.000,00 TL kazanç kaybının dava tarihinden itibaren, 12.500,00 TL taşıt vergilerinin ödeme tarihlerinden itibaren davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

            Verilen dilekçe, ıslah dilekçesinin tüm şartlarını taşıdığından mahkemece, talebin munzam zarara göre değerlendirmeyle karar verilmesi gerekirken, cezai şarta ilişkin değerlendirmelerde bulunularak açıklanan gerekçeyle bu kalem alacağın reddine karar verilmesi doğru olmamakla birlikte, ayrıntıları Dairemizin 22.04.2009 Tarih ve 2008/3256-2352 Esas ve Karar sayılı ilamında gösterildiği üzere, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 105. maddesi uyarınca, munzam zarar talep eden tarafın, temerrüt faizini aşan zararı bulunduğunu somut ve yasal delillerle kanıtlaması da zorunludur. Davalı karşı davacı şirketçe dosyaya ibraz edilen delillerle, munzam zararın ispatlandığından söz edilemez. Bu haliyle, davalı karşı davacı şirketin ayıplı imalat bedelini aşan talebinin reddedilmiş olmasında, sonucu itibariyle bir hata görülmemiştir....

              Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır....

                Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır. Dördüncü koşul ise borçlunun temerrüdü ile alacaklının munzam zararı arasındaki illiyet bağının mevcudiyetidir....

                  Feri Müdahil OYAK vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının muhtemel kar ya da farz edilen gelir gibi somut olay gerçekliğine dayanmayan birtakım tespitlerin kapsamında talep ettiği munzam zarar iddiasının gerçekliğe dayanmadığını, munzam zarar iddiasını dayandırdığı asıl alacak iddiasını daha öncesinde açmış olduğu davasında mahkeme tarafından belirlenen en yüksek orandaki faizi ile birlikte tahsil ettiğini, davacının başkaca munzam zarar iddiasında bulunmadığını, müvekkili kurumun davalı bankanın borçlarını üstlenmediğini, davanın asıl muhatap olan TMSF'ye tevcih edilmesini, bu talebinin kabul edilmemesi halinde ileride müvekkili kurumun hak kaybına ve zarara uğramasını önlemek üzere davaya davacı yan yanında feri müdahil olarak katılmasını bildirilerek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                  Ancak, taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesi zarar sigortası niteliğinde olup, dosya kapsamından da anlaşıldığı üzere sigortalı mal üzerinde hasar gerçekleşmiştir. Gerçekleşen hasar nedeniyle davacının tazminat talep etme hakkı vardır. Davacı taraf, hasar tarihi ile tazminatın ödenme tarihi arasında sürede yatın tamir masraflarının arttığını yapılan ödeme ve faizi ile karşılanamayan munzam zararı olduğunu iddia etmektedir. Bu durumda mahkemece, hasarlı yatın 27.07.2012 tarihi itibariyle tamir edilebilmesi için gereken tutarın piyasa rayiç fiyatlarına göre tespiti ile davacıya ödenen tazminatın karşılaştırılıp değerlendirilmesi suretiyle davacının munzam zararının mevcut olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu