Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

hazır bulunan davacı vekiline; "Munzam zarar iddiasına konu talebini HMK m.194 kapsamında somutlaştırması ve bu kapsamda delillerini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde mevcut dosya kapsamına göre yargılamaya devam olunacağının ihtarına (ihtarat yapıldı),..." hususunda ara kararın tefhim edildiği,Bu kapsamda davacı vekilince ıslah dilekçesi konulu dilekçe sunulduğu, Mahkememizin 07/02/2023 tarihli celsesinde davacı vekili tarafından her ne kadar dilekçelerinin konu bölümünde ıslah dilekçesi yazmış iseler de dilekçelerinin davaya konu taleplerini açıklamak ve somutlaştırmaya yönelik beyan dilekçesi olduğunu beyan ettiği,Talebe konu munzam zarar iddiasının hukuki niteliğinin, borçlu temerrüdü nedeniyle uğranılan ve temerrüt faizini aşması nedeniyle borçlu tarafından karşılanmayan zararlar olduğu, her ne kadar alacaklının temerrüt nedeniyle uğradığı ve temerrüt faizini aşan bakiye zararını borçludan tahsilini talep hakkı bulunmakta ise de munzam zararın varlığının...

    MUNZAM ZARAR 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 105 ] "İçtihat Metni" Dava dilekçesinde 19.900.000.000TL. (19.900TL) munzam zararın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, artırılan kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden dolayı uğranılan 19.900.000.000TL munzam zararın Borçlar Yasasının 105. maddesi hükmünce fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak koşuluyla tahsilini istemiştir. Davalı vekili, borcun ödendiğini ve idarenin kusurunun bulunmadığını, haksız ve yersiz açılan munzam zarar davasının koşulları oluşmadığından reddi gerektiğini savunmuştur....

      Bunun dışında davacı dava dilekçesinde davacının tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı olarak uğradığı zarar için 80.000.00.-TL'nin, işlemiş 93.218,00.-TL yasal faizi ile birlikte, 326782,00.-TL munzam zarar olmak üzere toplam 500.000,00.-TL'nin davalıdan tahsilini talep ettiği, davacıya satışın yapıldığı 14.10.2003 tarihi ile dava tarihi olan 20.12.2010 tarihleri arasında işlemiş olan faiz için talep ettiği 93218,00.-TL için de nisbi harcı yatırdığı gözetildiğinde davacının satın almış olmasına rağmen elinde olmayan hissesinin kaybı nedeni ile uğranılan zarar için bu tarihler arasında işleyen faiz de hesaplanarak zarar miktarına eklenmesi, taşınmazın bedeline ilişkin tazminat miktarına dava tarihinden tazminata hükmedilmesi, davacının dava dilekçesinde tazminat olarak 80000,00.-TL talep ettiği de dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır....

        davacının bu durumda munzam zararının da 147,14 litre farkın 1,87 TL litre fiyatı ile çarpımı neticesinde bulunan 275,15 TL munzam zararının oluştuğu ve bu durumda, davacının davasının ispatlanan bu munzam zarar üzerinden kabulü ile ispatlanamayan aşan kısma dair talebinin reddi gerektiği anlaşıldığından, açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine ...” karar verilmiştir....

          Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; öncelikle dava zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açıldığından zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı tarafa sorumluluğu kapsamında tüm ödemeler yapıldığından davacı tarafın munzam zarar talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafa 18.09.2015 tarihli gerekçeli kararda hükmedilen tazminat bedellerinin temerrüt faizleriyle birlikte ödendiğini, bozma sonrası talep edilen tazminat miktarlarının ise temerrüt faizleriyle birlikte 26.07.2019 tarihinde icra dosyasına ödendiğini, icraya yapılan ödemeler haricinde, davalı şirket tarafından davacı vekiline ibra yolu ile 09.078.2019 tarihinde 50.077,67 TL tutarında tazminat ödemesi yapıldığını ve davacı taraf ile davalı şirket arasında ibraname düzenlendiğini beyanla öncelikle zamanaşımı def'i dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini savunduğu anlaşılmıştır....

          Maddesi uyarınca tahkikat sonucunda davacıların almaya hak kazandığı miktarın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 500 TL munzam zarar tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır....

            Hukuk Dairesinin 2014/7944 esas sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleştiğini, Cihanbeyli İcra Müdürlüğünün 2015/579 esas sayılı takip dosyası ile takibe konulduğunu, ilam alacağının yasal faizi ile birlikte tahsil edildiğini, fakat motorinin dava tarihi itibariyle litre fiyatının bu miktarın üzerinde olduğunu, müvekkilinin bu kapsamda faizle karşılanmayan munzam zararının ortaya çıktığını belirterek, munzam zarar alacağının davalı idareden tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; munzam zararın söz konusu olmadığını, kesinleşen mahkeme kararına dayalı olarak başlatılan icra takibinde, takip borcunun zamanında ödendiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              A- Munzam zarar talebine ilişkin beyanlarımız: 6.öncelikle, hali hazırda asıl alacağa bağlı olarak tahakkuk eden faiz ödendiği için karşı yanın talebinin mesnedi ve karşılığı bulunmamaktadır. bir an için böyle bir zararın varlığı kabul edilse dahi, munzam zarara ilişkin talepler hukuken "dolaylı zarar" kapsamında olup dolaylı zararlar 2918 sayılı ktk’nın 92. maddesi uyarınca poliçe teminatı dışındadır.nitekim yasal dayanağını ktk’nın 90. maddesinden alan zmss genel şartlarının a.6. maddesine göre de zarar neticesinde oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilebilecek tazminat talepleri poliçe teminat kapsamı dışında bırakılmıştır.yukarıda belirtilen açık kanun hükümleri uyarınca ve 6100 sayılı hmk’nın 33. maddesinde yer alan “hâkim, türk hukukunu resen uygular.” hükmünden hareketle dava konusu talebin doğrudan reddi gerekmektedir.kabul anlamına gelmemek kaydıyla, ilgili zararın varlığı halinde dahi, söz konusu zararın somut deliller vasıtasıyla maddi ispat vasıtasıyla kanıtlanması...

                Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.” hükmünü haizdir. Para borcunun ifasında borçlunun kusuruyla temerrüde düşmesi nedeniyle alacaklı nezdinde ortaya çıkan zararın temerrüt faiziyle karşılanamaması hâlinde söz konusu olan bu zarar, borçlunun temerrüdü ile borcun ödendiği tarih aralığındaki dönemi kapsamaktadır. Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır....

                  Reddiyat Makbuzu ile 1.912,92 TL sinin Tahsil Harcı, 840,84 TL sinin ise Cezaevi Harcı olmak üzere 48.036,02 TL ödeme yapıldığı, Davacı tarafından, yapılan ödemeye ilişkin munzam zarar tazmini talebinin işbu davaya konu edildiği, Sayın Mahkemece davacının munzam zarar alacağı olduğunun kabulü halinde; davalı şirketin yapmış olduğu, işbu dava konusu 33.602,00 TL tazminat ödemesinin, farklı değerleme kriterlerine göre; 21.09.2021-21.03.2022 dönemindeki değişim tutarları ortalamasının 18.493,77 TL olarak hesaplandığı mütalaa edildiği anlaşıldı. Davacı vekili 03.04.2023 tarihli dilekçesi ile dava değerini 18.493,77 TL'ye çıkarmıştır. Munzam zarar, farazi zarar olmayıp; somut bir zarardır. 6098 sayılı TBK'nın 122. maddesi uyarınca alacaklının temerrüt faizini aşan bir zarara uğraması gerekmektedir. Bu durumda borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür....

                    UYAP Entegrasyonu