Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, meslek hastalığı sebebiyle sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin 506 sayılı Yasanın 26. maddesince tazmini istemine ilişkindir. Mahkeme, bozmaya uyarak ilâmında belirtildiği şekilde davalılardan ... Giyim San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın kabulüne, diğer davalı .... A.Ş. yönünden davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    GEREKÇE: İşbu dava Meslek Hastalığı Nedeniyle Manevi Tazminat istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Somut olayda; ilk derece mahkemesince davalı tarafın meydana gelen meslek hastalığında kusurlu olduğu kabul edilerek davalı aleyhine bir miktar manevi tazminata karar verilmiş ise de meslek hastalığı nedeniyle tarafların kusur oran ve aidiyetlerinin belirlenmesine yönelik konunun uzmanı olan bilirkişi/bilirkişi heyetinden rapor alınmadan eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmıştır....

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 08/04/2021 NUMARASI : 2015/392 ESAS, 2021/215 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Meslek Hastalığından Kaynaklanan) KARAR : T3 A.Ş....

    Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Maddi tazminattan hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, davacıda oluşan meslek hastalığında kendilerinin kusurunun bulunmadığını, emeklilikten çok sonra ortaya çıkan meslek hastalığı nedeniyle diğer etkenlerin araştırılması gerektiğini, alınan kusur raporunun yerinde olmadığını, manevi tazminat miktarının fazla olduğunu, faiz başlangıcının tespit tarihi olarak kabul edilmesinin yerinde olmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE: Meslek hastalığından kaynaklı fark maluliyet nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat davasında ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

    İş Mahkemesinin 2015/292 Esas sayılı dosyası üzerinden davalı şirkete karşı rücuen tazminat davası açıldığını, dosya içerisinde müvekkili ile ilgili tüm belgelerin mevcut olduğunu, davacının bu meslek hastalığı sonucunda çalışamaz duruma geldiğini, henüz 38 yaşında olup bildiği tek işin kaynakçılık olduğunu, başkaca mesleğinin bulunmadığını, müvekkilinin geçimini sağlayabilmek için yine kaynak işleri yapmak zorunda kaldığını ve hastalığının ilerlemesi riskiyle karşı karşıya kaldığını, bu meslek hastalığı nedeniyle müvekkilinin istediği işleri de yapamadığını, müvekkilinin bu meslek hastalığı neticesinde kazanç kaybına uğradığını, malvarlığının eksildiğini, güç kaybına uğradığını, ileriye yönelik kazanç kaybı oluştuğunu, bedensel olarak meydana gelen eksilmenin günlük işlerine yansıdığını, yine müvekkilinin meslek hastalığı nedeniyle büyük elem ve ızdırap duymuş olup ilerleyen dönemlerde de bu meslek hastalığının sonuçlarına katlanmak zorunda kalacağını, müvekkilinin yaşının gençliği ve...

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere ve özellikle, 23.09.2009 tarihli iş kazasında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin, davalı işverenden tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağının, olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı lmasına, anılan Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesinin; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” hükmünü içermesine...

      Somut olayda sigortalının maluliyet oranının SSK Zonguldak Uzunmehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesinin 03.04.1991 tarihli raporuna göre davacının meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik oranının % 12,3 olarak tesbit edildiği,SSK Zonguldak Uzunmehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesinin 22.05.2008 tarihli raporuna göre davacının pnömokonyoz yönünden sağlam olduğunun, meslek hastalığı bulunmadığı, SSK Yüksek Sağlık Kurulunun 17.06.2008 tarihli raporuna göre davacının pnömokonyoz yönünden sağlam olduğunun, meslek hastalığının bulunmadığının belirlendiği, 03.04.1991 tarihli rapor ile diğer raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi için 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesindeki prosedür doğrultusunda, Adli Tıp Kurumundan görüş alınmadığı anlaşılmıştır....

        Dava; kurum sigortalısının meslek hastalığı nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkindir. 32 yıl formülü olarak adlandırılan ve yer altı kömür madeni işyerlerindeki toz oranının mevcut teknolojik olanaklarla belirli bir oranın altına indirilmesinin mümkün olmadığı ve yer altı çalışma koşulları tümüyle kontrol altına alınamayacağı için, 32 yıllık bir çalışma süresi sonunda meslek hastalığı üzerinde belirli oranda kaçınılmazlığın etkili olacağı kabulünden hareket eden yaklaşımın, yer altı kömür madeni işyeri dışındaki çalışmalardan kaynaklanan meslek hastalıklarına ilişkin kusur incelemesinde esas alınma olanağı bulunmamaktadır. Aksine yaklaşım, her tür meslek hastalığının oluşumunda belirli oranda kaçınılmazlığın etkili olacağı kabulüne yol açacaktır. Böylesi bir yaklaşımın ise, gelişen bilimsel ve teknolojik olanaklar ile sosyal güvenliğin yöneldiği amaçla bağdaştırılma olanağı bulunmamaktadır....

        Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davada zamanaşımı olduğunu, maluliyet tespitinin SGK tarafından tek taraflı yapıldığını, meslek hastalığı tespitlerinin 506 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olmadığı gibi müvekkili kurum açısından da bağlayıcı olmadığını, meslek hastalığı oluşumunda müvekkili kurumun herhangi bir kusuru bulunmadığını, maddi tazminat hesabında PMF cetvelinin esas alınmaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; "Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, davalı kurum tarafından işletilen madende yeraltında çalıştığı ve birbiriyle tam uyumlu Kocatepe SSGM. ve YSK raporları ile açıkça tespit edildiği üzere % 10,3 oranında meslek hastalığı maluliyetinin oluştuğu tartışmasızdır. Maden işi yapılan işin niteliği gereği riskler içermekte olup, işyerinde maruz kalınan kömür ve silis tozları meslek hastalığına yol açmaktadır....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davanın zamanaşımına uğradığını, -Sürekli iş göremezlik raporu yönünden yeniden değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, -Davacının yaşı, sürekli iş göremezlik derecesi oranı dikkate alınarak davacının meslek hastalığı konusunda uzman bir sağlık kuruluşuna sevki ile sürekli iş göremezlik derecesi oranı ile ilgili rapor aldırılmasına ardından YSK ve ATK'dan da rapor aldırılmasına karar verilmesi yolundaki taleplerinin hiçbir şekilde kabul edilmemesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, -Mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğunu, -Yerel mahkeme kararının kaldırılarak manevi tazminat talebinin reddine veya daha az bir miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava meslek hastalığı nedeniyle manevi tazminat davasıdır....

        UYAP Entegrasyonu