Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ispat yükünün davacıda olup, dava konusu sosyal medya ve e-posta hesaplarının davalıya aidiyetini gösterir kanıta ulaşılamadığı, hesapların profil bilgisi verilmeksizin oluşturulduğu, davalının da kendisine ait olmadığını beyan ettiği, profil bilgilerinin tespiti için hesapları açan ABD'deki kuruluşlarla yazışma yapılsa bile sağlıklı sonuçlara ulaşılmasının mümkün olmadığı, IP adreslerinden yola çıkarak inceleme yapılmasının da davalı dışında birçok kişinin kişisel verilerine ulaşılmasının gerekmesi karşısında hukuka uygun olmadığı, kaldı ki bu araştırmanın da gereksiz olduğu zira, markaya tecavüzden bahsedilebilmek için tescilli markanın aynısı ve benzerinin bir mal ve hizmetle bağlantılı olarak ticari hayatta kullanılmasının gerektiği, oysa, iddia konusu sosyal medya hesaplarında ve e-posta yoluyla gönderilen duyurulardaki logonun ... adlı, olması öngörülen bir sendikal...

    Mahkemece; davacı ve davalı şirketlerin tescilli olduğu sınıflar arasında benzerlik incelemesinde dikkate alınacak tek emtianın ambalaj makineleri olduğu, ticaret sicil kayıtları ve dosyadaki belgelerden anlaşıldığı üzere davalının ambalaj makinesi üretmediği, tarafların aynı müşteri çevresine hitap etmedikleri, dava konusu markaya tecavüz oluşturduğu iddia edilen unsurun ticaret unvanı olması sebebiyle kelimeler ve sınıflar arasındaki benzerliğin tek başına markaya tecavüz teşkil etmeyeceği, tecavüzden bahsedebilmek için ticaret unvanının markasal kullanımının şart olduğu, davacıya ait markanın davalı tarafından ticaret unvanının tescilinden farklı olarak markasal şekilde kullanıldığının ve bu kullanmadan dolayı TTK'nın 54.maddesi kapsamında haksız rekabete yol açıldığının davacı tarafından ispat edilemediği, usulüne uygun şekilde tescil edilmiş ve tescil edildiği şekilde kullanılan ticaret unvanının kullanımının terkin edilinceye kadar tecavüz oluşturmayacağı anlaşıldığından, açılan davanın...

      FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/63 Esas KARAR NO : 2022/94 DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 15/04/2021 KARAR TARİHİ : 30/06/2022 Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davasının yapılan açık yargılama sonucunda; İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; davacının---- yılından bu -------hizmet verdiğini, -----numaralı marka tescil başvurusunun marka vekilinin ihmali sonucunda tescil edilemediğini, bu kez --- tarihinde ---------başvuru numarası ile başvuru yaparak markayı tescil ettirdiklerini, davalı şirketin 2020 yılında kurulduğunu, davacının tanınmışlığından yararlanmak için---- unvanında ------- yer verdiği gibi benzer bir markayı da kullandığını, -------gösterdiğini, davalının bu eylemlerinin ticaret unvanından ve markadan kaynaklanan haklarına tecavüz niteliğinde olduğunu, davalıya---- değiştirilmesi için ihtar gönderilmişse de, olumsuz cevap verdiklerini, davacının ----- ayırt edicilik özelliklerine...

        Gümrük Müdürlüğünün 13/03/2015 tarihli yazısı ile tespit edildiğini, müvekkilinin marka hakkına tecavüzde bulunmuş olması sebebiyle markaya tecavüzün önlenmesine ve men'ine, markanın kullanıldığı ürünlerin toplatılmasına ve imhasına, 1.000.00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin taşıyan ... Ltd. Şirketinin Türkiye'deki acentesi olduğunu, gönderen/yükletenin konteynırları yükleyip, ..., mühürleyerek taşınmak üzere teslim ettiğini, taşıyanın beyanına göre konşimentonun düzenlendiğini, konşimentoda buna ilişkin kaydın bulunduğunu, acente olan müvekkili şirketin marka hakkının taklit edildiğini bilmesinin söz konusu olmayıp tecavüzden dolayı da sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

          Mahkeme kararında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 556 sayılı KHK kapsamında marka hakkına tecavüzden kaynaklandığı, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin uygulanmasını gerektiren davalara bakmakla görevli mahkemenin ise ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilerek, mahkemenin görevsizliği ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 31,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            -(E-tebligat) DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüzün Önlenmesi, Men'i, Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Durdurulması, Maddi - Manevi Tazminat Taraflar arasında görülen davada Ankara 3....

              Dava, markaya tecavüzün tespiti, men ve refi ile maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Davanın açıldığı tarih itibariyle somut olaya uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8. maddesi uyarınca, marka koruması markanın tescil edilmesi koşuluyla başvuru tarihinden itibaren başlar. Mahkemece, davalının www.anadolusuturunleri.com isimli web sitesinde “Anadolu Süt” ibaresi altında kendisince üretilen çeşitli süt ürünlerini tanıttığı, bu durumun davacının 2010/50980 sayılı Delioğlan Çifliği Anadolu Süt+Şekil” ibareli markasına tecavüz teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; D.iş dosyasında alınan tespit raporu ile markanın sözleşmeye aykırı kullanımı ve markaya tecavüzün varlığının sabit olduğu, davalı şirketin davacı ile akdetmiş olduğu 01.09.2007 tarihli Franchise Sözleşmesi'nin 10. maddesinde yer alan, Sözleşme'den doğan ve hak ve yükümlülüklerini davacının yazılı onayı olmadan devretme/ temlik etme yasağına aykırı davrandığı, sözleşmeyi ihlal ettiği, 2 nolu davalının ise 556 sayılı KHK hükümleri kapsamında tescilli markaya tecavüzden dolayı sorumlu bulunduğu, davalı şirketin ileri sürdüğü devir senedi ve franchise sözleşmesi birlikte incelendiğinde her iki belgenin de yürürlük tarihinin 01.09.2007 olduğu, esasında devir senedinin franchise sözleşmesinin uygulanabilmesi için hazırlanan bir belge olduğu, devir senedi ile MEB Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğünün verdiği 11602 sayılı ruhsata ilişkin hakların devredildiği, devir senedinin franchise sözleşmesinin ruhsata ilişkin 2 nolu...

                  Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men'i, sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Markaya Tecavüz iddiası yönünden; 6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır....

                    FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/122 Esas KARAR NO: 2022/123 DAVA: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 26/07/2021 KARAR TARİHİ: 13/09/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, İSTEM :Davacı vekili dava dilekçesi ile:davacının ------- markalarının tescilli sahibi olduğunu, davalıya ---------------- markasının hukuka aykırı bir şekilde davacının izin ve yetki vermediği halde kullanıldığı, davacının tanınmışlığından haksız yarar elde edildiği, bu durumun marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, tecavüzün tespiti, önlenmesi ile -------------- kalıcı olarak erişime engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu