Mahkememizin bozma ilamı öncesi kararının maddi tazminat ve menfi tespit davası yönünden 21/05/2022 tarihinde kısmi olarak kesinleştiği tespit edilmekle davacının talebi doğrultusunda bu davalar yönünden kısmi kesinleşme şerhinin düzenlenmiştir. Yargılamaya manevi tazminat davası açısından devam edilmesine karar verilerek tefhimle yargılamaya devam olunmuştur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 18/01/2022 tarihli 2020/7263 Esas, 2022/362 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilerek açık yargılamaya devam olunmuştur. Davacı, davalının sözleşmeye aykırı hareketiyle manevi zarara uğradığını iddia etmişse de bu iddiasını ispatlayamamıştır. Davacı tarafça varlığı ileri sürülen olgular, davacının manevi kişiliğini ızrar edecek nitelikte olmadığından davacının manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir....
Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında imzalanan kira sözleşmesi gereğince davalıya verilen senetlerin, kiralanan yeri tahliye etmelerine rağmen davalı tarafından takibe konulduğunu, müvekkilinin bankadaki parasına ve aracına haciz uygulandığını, bunun üzerine menfi tespit davası açtıklarını, açılan menfi tespit davasında müvekkili lehinde karar çıktığını ve kesinleştiğini belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davacının banka hesabına konulan blokaj ve aracının muhafaza altına alınması nedeniyle uğradığı toplam zararının bilirkişilerce 38.884,16 TL olarak hesaplandığı, ancak davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtığı dava da toplam 20.000 TL maddi tazminat isteminde bulunduğu, ıslah talebinin zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/02/2018 NUMARASI : 2014/717 ESAS, 2018/128 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit-Manevi Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) KARAR : Ceyhan 1....
Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığını, açılan menfi tespit davası sonucunda müvekkilinin borçlu olmadığı tespit edilerek senedin iadesine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, buna karşın davalının; müvekkilinin menkul ve gayrimenkullerini cebri icra yolu ile sattırdığını, aracına ve maaşına haciz uygulattırdığını belirterek maddi ve manevi zararının tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; alınan bilirkişi raporları doğrultusunda maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne; davacı aleyhine yapılan takibin ve davacının açmış olduğu davaların geniş bir zaman dilimine yayılması nedeni ile manevi zararın oluştuğu gerekçesi ile manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
İNŞAAT YAPIM SÖZLEŞMESİNİN FESHİ NEDENİYLE MÜSPET VE MENFİ ZARAR VE MANEVİ TAZMİNAT ALACAĞI 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 106 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 158 ] "İçtihat Metni" Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshi nedeniyle müspet ve menfi zarar ile manevi tazminat alacağının tahsili istemlerine ilişkindir....
Maddi ve manevi tazminat davalarının aynı davalıya karşı birlikte açılması 6100 sayılı Kanunun 110 uncu maddesi bağlamında dava yığılmasıdır. Bu davaların birlikte açılmış olması bağımsız niteliklerine zarar vermeyecektir ve kesinlik sınırının her bir talep için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda taraf vekillerinin hükmedilen maddi ve manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının bulunduğu, mümeyyiz davacı aleyhine reddedilen maddi tazminat tutarı (2.000,00 TL) ile davalı aleyhine hükmedilen maddi tazminat tutarının (3.000,00 TL) yukarıda zikredilen Yasa hükümlerine göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır....
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün harçlarla ilgili 2.bendinin devamına “Davacıdan alınan 341,60 TL harcın istek halinde davacıya iadesine ” cümlesinin yazılması suretiyle, düzeltilerek onanması HUMK.’nun 438/7. maddesi gereğidir. 3—Dava, davacı hakkında başlatılan takip ve sonrasında açılan menfi tespit davası sonucu uğranılan maddi ve manevi zararlara karşılık, 10.000,00 TL maddi ve 70.000,00 TL manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ve davalı vekili lehine hüküm fıkrasının 4. bendinde maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir....
ücretlerinden oluşan maddi zararı ile menfi tespit davasının kabul edilmesi nedeniyle de borçlu olmadığı halde hakkında icra takibi yapılmasından dolayı uğramış olduğu manevi zararının tazminini talep etmiştir....
Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı şirket, davalı şirket tarafından hakkında haksız icra takibi başlatıldığını, açtığı menfi tespit davasının D..M.....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/181-2014/55 sayılı kararı ile davalıya borçlu olmadığının tespit edildiğini kararın onanarak kesinleştiğini, aracın 08.04.2014 tarihinde kendisine teslim edildiğini, bu sürede taksi tutmak zorunda kaldığını, araç kiraladığını, haciz gideri ve aracın aküsü için masraf yaptığını, ayrıca yapılan haciz nedeniyle itibarının zedelendiğini belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının menfi tespit davasını istirdat davasına çevirmemek suretiyle zararının artmasına sebep olduğu gerekçesiyle davacının müterafik kusurunun bulunduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İİK 72/6 maddesi gereği menfi tespit talebine ilişkin dava, ödeme nedeniyle kendiliğinden istirdada dönüşeceğinden hesaplanan tazminattan bu gerekçeyle indirim yapılması doğru olmamıştır....