"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne, yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava ödeme savunmasına dayalı menfi tesbit ve tazminat davasıdır. Mahkemece yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre 14.08.2008 tarihli yazı ile borcun kapatıldığı gerekçesiyle davacının Adana 4....
Davacı vekili, toplam 15.600-TL yönünden menfi tespit ve 5.000 TL manevi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece 08.09.2015 gününde davanın menfi tespit yönünden kabulü ile manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce verilen bozma kararına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. HUMK’un değişik 440/III-1.maddesindeki karar düzeltme ile ilgili parasal sınırın altında olan davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamaz. Bu nedenlerle davacı vekilinin manevi tazminat yönünden hükme bağlanan 3.000 TL'ye yönelik ilâm ile ilgili karar düzeltme isteminin reddi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle karar düzeltme isteminin REDDİNE, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 12/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili; beşeri hatadan kaynaklanan bir sebep nedeniyle icra takibi yapıldığını, davacı tarafından menfi tespit davası açıldığını, menfi tespit davasında banka kayıtlarında yapılan incelemede bu durumun fark edildiğini ve durumun mahkemeye bildirildiğini, aynı zamanda davacınınkapsamında negatif kayıtlarında yer alan kayıtların silindiğini ve icra takibinden vazgeçildiğini, ancak davacının işbu dosyadaki taleplerinin kabul edilemeyeceğini, iddialarının ispata muhtaç olduğunu, bu konuda herhangi bir delil sunulmadığını, davacı ile eşi arasında boşanma davası olmadığı gibi, davacının eşinden şiddet gördüğüne ilişkin bir cezai soruşturmanın da bulunmadığını, bu iddiaların tamamen soyut söylemler olduğunu, menfi tespit davası ikame edildikten sonra kendisine herhangi bir icra takip işlemi yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Mahkemece; dosya borcunun ihtirazı kayıt beyan edilmeden haricen ödendiği, davalının icra dosyasındaki alacağını tahsil ettiğini, başkaca bir alacağı kalmadığını ibraname başlıklı belge ile beyan ederek borçluyu ibra ettiği halde icra takibine devam edilmesi, hacizli araç üzerindeki haczin sürdürülmesinin davalı alacaklının kusuru olduğu, davacı tarafın açmış olduğu ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen menfi tespit davası ile takibin 14/08/2007 tarihinden sonra sürdürülmesinin ve aracın satışının yapılmasının haklı bir dayanağı olmadığını gösterdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından, dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline hükmedilmesinin talep edildiği, mahkemece manevi tazminat yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedildiği halde, maddi tazminat yönünden faize hükmedilmediği anlaşılmaktadır....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/682 esas sayılı menfi tespit davasında davalının icra takibinde kötü niyetli olmadığı hükme bağlanmıştır. Taraflar arasında görülen Ticaret Mahkemesindeki dava ile işbu dava genel hükümlere göre yargılama yapılan mahkemelerde görülmüştür. Alacaklının kötü niyetli olmadığı menfi tespit davasında verilen kararla tespit edilerek kesinleşmiştir. Kesin hüküm taraflarını bağlar ve sonraki uyuşmazlıklarda da önleyici etkiye sahiptir. Somut olayda, davalının takipte kötü niyetli olmadığına ilişkin olgu önceki mahkeme kararı ile sabit olduğundan, haksız haciz için aranan kötü niyet koşulu gerçekleşmemiştir. Bu nedenle davacının manevi tazminat isteminin bütünüyle reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun onama kararına katılmıyorum.21/02/2019...
Dolayısı ile davacının talep edebileceği tazminat ancak menfi tespit davası neticesinde ve de davacı borçlunun haklı çıkması halinde verilebilecek bir tazminat niteliğindedir. Bu nedenle istenilen tazminatın kabulü yasal olarak mümkün değildir. Zira davacı menfi tespit davası açılmaksızın salt davadan önceki işlemlere dayalı olarak böyle bir talepte bulunmuştur. Öte yandan davacı yan manevi tazminat talebinde de bulunmuştur. Nitekim Yargıtay 11. HD.'nin 2016/7881 E., 2017/5130 K. Sayılı ve 09/10/2017 tarihli ilamında da görüleceği üzere; ...."Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa dahi alacaklının en azından kusurlu olması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl ve birleşen menfi tespit istirdat ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen menfi tespit ve istirdat davasının kısmen kabulüne, asıl ve birleşen manevi tazminat davalarının reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl ve birleşen dava davalısı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 3.336.00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın menfi tespit istemi yönünden kabulüne, manevi tazminat istemi yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalılardan .... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin aralarındaki ticari ilişkiye istinaden davalıya verdiği 6 adet senet bedelini ödeyememesi üzerine davalının hakkında takip başlattığını, takipten sonra kısmi ödemeler yapmak suretiyle dosya borcunun tamamının ödenmesine rağmen davalı tarafından takibe devam edildiğini ileri sürerek, takibe konu senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, davalı hakkında icra inkar tazminatına ve 5.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava dilekçesinde harca esas değer 65.000,00 TL gösterilmiş, davanın konusu da ayıplı malın tespiti ve menfi tespit olarak belirtilmiştir. Davacı vekili ....02.2009 tarihli açıklama dilekçesinde davadaki talebin sözleşmede 65.000,00 TL olarak kararlaştırılan iş bedelinin (makine bedelinin) ödenmiş olan 30.000,00 TL’lik kısmının istirdadı, ödenmemiş olan 35.000,00 TL’lik kısmından dolayı da borçlu bulunulmadığının tespiti olduğunu açıklamıştır. 02.....2007 günlü dilekçe ile dava saklı tutulan fazlaya ilişkin haklar yönünden kısmen ıslah edilmiş, gecikme nedeniyle cezai şart, kâr mahrumiyeti ve manevi tazminat kalemleri davaya eklenmiştir. Yapılan yargılama sonunda mahkemece, menfi tespit ve istirdat davasının bulunmadığı kabul edilerek ıslahla davaya eklenen kâr kaybı ve cezai şart alacaklarının kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. ......
kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı, maaşından haksız kesinti yapıldığı iddiası ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur....