DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki 15/09/2015 133.149,00 TL bedelli ve 01/10/2015 vade tarihli 44.288,00 TL bedelli bonolara dayalı davacı aleyhine başlatılan ve kesinleşen icra takibi kapsamında, davacının bonolardan borçlu olmadığı gerekçesiyle (takip harici tutulan 39.500,00 TL'lik davacı ödemesi her iki tarafın da kabulündedir) menfi tespit/istirdat, haksız hacizler nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi: “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir....
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre dava tarihinden sonra davacının maaşından yapılan kesintilerin iade edildiği, bu nedenle menfi tespit-istirdat davasının konusu kalmadığı, kredi kartının asıl kart hamiline 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 8/6.maddesi uyarınca teslimi gerekirken, davacının bildirdiği adreste çalışanına teslim edildiği, bankanın böylece kusurlu olduğu, kartın kullanılmasından doğan borcun ödenmemesi nedeniyle davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı, maaşı üzerine haciz konulması için çalıştığı işerine yazı yazıldığı ve maaştan kesinti yapıldığı, B.K’nun 49.maddesi hükmü gereği davacının kişilik haklarının zarar gördüğü, davacının sosyal ve ekonomik durum ile adres değişikliğini bankaya bildirmediği de dikkate alınarak 2.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle menfi tespit davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili...
Sayılı ilamı ile "....Ancak nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuş ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise, bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir. Yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; nişanın davalı tarafından sebepsiz yere mesaj atarak bozulduğu, davacı Seda'nın kusursuz olup çektiği üzüntü gözönüne alınarak, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve açıklamalar ile olayın özellikleri bir arada değerlendirildiğinde, davalının mesaj atarak nişanı bozması, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil etmez. Buna göre, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde manevi tazminat isteminin kısmen kabülüne karar verilmesi doğru görülmemiştir..." gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir....
Açıklanan nedenlerle davanın maddi taleplerden cari hesap alacağına yönelik kısım yönünden kabulüne, fazlaya ilişkin maddi talepler ile manevi tazminat talebi yönünden reddine karar verilerek aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı; davalı tarafından kendisi aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin usulsüz olarak kardeşine tebliğ ile kesinleştirildiğini evinin ve aracının haczedildiğini beyan ederek uğramış olduğu maddi ve manevi zararın davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından davalı aleyhine .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/6 esas 2012/20 karar sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının tazminat talebinin reddine karar verildiği, red kararının kesinleştiği, davacının tazminat talebinin bu şekilde kesin hükme bağlandığı gerekçesiyle istemin usulden reddine karar verilmiştir. Kesin hüküm, Türkiye mahkemelerince verilmiş ve yargı yolları da tüketilmiş, bu suretle, artık bozulması veya değiştirilmesi yoluna gidilemeyecek mahkeme kararı demektir. 6100 sayılı HMK' nın 303. maddesinde düzenlenmiş olan kesin hüküm, hükmü veren mahkeme de dahil olmak üzere bütün mahkemeleri bağlar....
A.. aleyhine 15/10/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 07/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız haciz nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından, Tüketici Hakem Heyeti kararıyla 3G kampanyasının iptal edilmesine rağmen, davalı tarafından, davacı aleyhine haksız icra takibi yaptırması, eşyalarını haczettirip muhafaza altına aldırması ve bu eşyaların kayıp olması sonucu davacı tarafından duyulan üzüntü nedeniyle manevi tazminat istendiği anlaşılmaktadır....
İş Mahkemesinde 2020/260 Esas sayılı dosya ile menfi tespit davası açtıklarını, bu davanın halen derdest olduğunu, davanın reddini, aksi halde menfi tespit davası için bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, şartları oluşmayan ihtiyati haciz taleplerinin reddi gerektiğini, belirtmiştir. Dava dosyasının incelenmesinde; taraflar arasında halen derdest olan davada davacı vekilince davalı aleyhine iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat tahsilinin talep edildiği ayrıca davacının işçilik alacaklarının tahsilinin imkansız hale gelmemesi açısından İ.İ.K'nun 257 ve devamı maddelerince, davalıya ait gayrimenkuller ile tespit edilecek araçlarının kaydına İHTİYATİ HACİZ KONULMASI talep edildiği, mahkemece 26/05/2022 tarih ve aynı esas sayılı ara karar ile "İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26....
Taraflar arasındaki menfi tespit, manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 1.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 07.06.2016 günü oybirliğiyle karar verildi. ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat-manevi tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan ... Hizmeti A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalılardan ... Hizmeti A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına,10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Av. ... aralarındaki menfi tespit- maddi ve manevi tazminat davası hakkında İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 25/02/2009 gün ve 2006/1489-2009/144 sayılı hükmün temlik alan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Hükmü temyiz eden davalının "Varlık Yönetimi Şirketi" olduğundan bahisle temyiz harçlarını yatırmadığı görülmüştür. Temyiz harçları yatırılmadığı sürece müteakip işlem olan temyiz incelemesine geçilemeyeceğinden temyiz harçlarının alınması için HUMK.'nun 434/3. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine ÇEVRİLMESİNE, 10.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....